13 Şubat 2019 00:12

Rejimin silahlı ve kalemli güçleri seçim dönemi korku salma sezonunu açtı: Bak hakim yüzü bile göremezsiniz, vururuz ha!..

Rejimin silahlı ve kalemli güçleri seçim dönemi korku salma sezonunu açtı: Bak hakim yüzü bile göremezsiniz, vururuz ha!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“31 Mart Seçimi akşamı sandık sonuçlarına itirazı düşünecek muhalefete karşı silahlanın!”

“Silahlanın!”...

Çağrıyı yapan kim?

Sedat Peker!..

(Ara soru: Kim adına, kimden cesaret alarak konuşuyor?.. Cevabını sana havale ediyorum ey okur...)

Evet!... Göz ucuyla da olsa gündemi takip edenler dahil...

Peker’in çağrısını duymayan/bilmeyen kalmadı... muhtemelen.

Âlâ...

Pekiyiiii...

Şu tehditten haberdar mısınız?

Seçim sonuçlarının belli olmasının ertesi günü

“1 Nisan sabahı itibariyle ülkeyi iç çatışmaya yöneltecek tüm unsurlar, bu kez mahkeme salonunu göremeyecekler.”  

“[Böyle] bir dönemde bu milletin ve gazi devletimizin beka mücadelesinde boşluk bırakılacağını mı sandınız, geçiniz.” 

Bu kez yargılanmayı dahi göremeyecekler!

Beka mücadelesinde boşluk bırakılmayacak! 

Kim bu parmak sallayan mezar kazıcısı?..

Hayır... Sedat Pekergillerden değil!..

O, gazeteci: 

Star yazarı... 24 TV moderatörü... Ardan Zentürk...

Peker’in söylediğini biliyorsunuz...

Ama -okuru değilseniz- Zentürk’ün yazdığından habersizsiniz!..

Halbuki Peker ile Zentürk’ün aynı şeyi yapıyor...

Hem de aynı şiddetle... Aynı tonla... Tehdit... Terör şantajı:

Yargısız infazlar!... Ve iç savaş sopası... 

Ancak, “Mafya” şöhreti Peker’in ‘silahlanma!’sı gündem oluyor...

‘Ana akım medya’ devşirmesi Gazeteci Ardan Zentürk’ten söz eden dahi yok...

Haksızlık!..

Telafi edelim...

Adım adım gidelim: 

Kalemli ve silahlı kanatlarıyla rejim güçlerinin faşizmin kanlı evresini işaret eden çağrılarına bakalım...

MUHALEFET ‘YA İÇ SAVAŞ, YA BİAT!’ MAKASINA ALINMANIN ÇARESİZLİĞİ İLE TESLİM OLMAYA ZORLANIYOR...

Ardan Zentürk’ün Star’daki yazısından başlayalım...

Zentürk, RTE’nin son günlerde nasıl emperyalizme meydan okuyan adımlar attığını(*) anlatarak başlıyor...

ABD’nin [Erdoğan’a] cevabının Rubin’den geldiğini, yazıyor

Ve “Amerika’da artan sinirliliğin” tercümesini yapıyor:

“Bence ayaklanın, hazırız...”

ABD’nin -Rubin’in ağzından- muhalefete çağrısı bu imiş!..

Nasıl ama!

Saray’ın kalemi mihenk taşını sokağa koyuyor: 

Ahali anlayacak ki, artık kim sokağa çıkarsa...

Saray rejimine karşı şu ya da bu biçimde direnişe/fiili muhalefete geçerse, anında haaa çekeceğiz:

Bu işin arkasında ABD mabade nev’i “dış güç”ler var komşuu!..

E maazallah böyle bir şey de olursa Ardan Zentürk familyasından muharip kalemlere de artık “Ben yazmıştım” demek düşecek... 

Akıllarınca baştan “dış güç” yaftası asarak İktidara rest çekmeye karşı ön alınma cinliği sürdürülüyor: 

Sokağa çıkmayı...

İktidara fiili muhalefeti kriminalize etmeye devam ederken...

Ülkenin bekasının, RTE’nin şahsında ve bekasında bir ve aynı hale geldiğini empoze ediyor:

Türkiye = RTE (Saray)...

VENEZUELA DARBESİNİN ATEŞİNİ GÖSTEREREK ÖN ALMA GAYRETİ BERDEVAM

“Reis” millet ve ülke menfaatinin vücuda gelmiş hali... 

Temel kabulleri bu olan yazar, “Venezuela” kartını çekerek, yaymaya çalıştığı korkuyu bakın nasıl detaylandırıyor: 

“Venezuela tarzı gelişmeler, varoşlardan başlatılması planlanan ayaklanma stratejileri, narko-terör ile sağlanan silahların metropol mahallelerine yığılma çabaları, hepsi biliniyor, izleniyor.”

“Silahların metropol mahallelerine yığılma çabaları”nı “hepsi biliniyor, izleniyor” diye yazdığına göre...

Kül yutmaz yazarımızdan alırız artık o yakalanacak silahların haberini...

Tabii kendi dinamiklerine dayanarak sokağa çıkacak herhangi bir eylemli muhalefeti itibarsızlaştırma/maniple etme hazırlığını haber vermiyorsa, Ardan Zentürk...

Zira aşinayız vaktiyle yapılan made in AKP-Fethullahçı Cemaat operasyonlarına... 

Şimdi bir kısmı yargılanan polislerin, gömdükleri gibi çıkardıkları silahları naklen yayından izlemişti, Türkiye... 

Venezuela/Maduro ile Türkiye/Erdoğan eşleştirmesi için ima ettiği fiktif paralelliğe dair sözü sayfada yer verdiğimiz HARFİYEN’deki İlhan Uzgel’in değerlendirmesine bırakıp, devam edelim... (Ama siz mutlaka bk. ‘neden RTE ile Maduro’nun eş tutulamayacağına, emi ey okur..)

Star Yazarı 31 Mart gecesi sandığa sahip çıkmakta ısrar edecek muhalefete, bakın nasıl “Ayağınızı denk alın ha” çemkirmesinde bulunuyor:

“1 Nisan sabahı itibariyle ülkeyi iç çatışmaya yöneltecek tüm unsurların özellikle İstanbul’da toplaştırıldığını, FETÖ/Ruzi Nazar-Enver Altaylı çizgisinin ve PKK çizgisinin hangi partilerin İstanbul teşkilatlarında tahkim edildiği de görülüyor.” 

Ardan Zentürk’ün “hangi partiler” vurgusuna mim koyalım...

Hedefe konulan  partilerin, PKK-FETÖ iş birlikçiliği goygoyuyla “tepelenecek”lerinin yolunu mu yapıyor?..

BAHÇELİ, ‘MAHKEME SALONUNU DAHİ GÖSTERMEME’ KUVVETLERİNDEN SORUMLU İKTİDAR ORTAĞI MI?

Zentürk’ün yazısının dramatik örgüsü film senaryolarının taklidi gibi...

Önce gerilim tırmandırılıyor...

Sonlarına doğru neyse ki iyi adamlar devreye giriyor... 

Ve... Katharsise ulaşan yazarımız okurlarını iyi adamının hazırlıklarından bahsederek rahatlatıyor...

İyi adam Devlet Bahçeli: 

“Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından anladığımız net gerçek, bu kez emperyalistin emriyle milletine saldıranların, mahkeme salonlarını göremeyecekleridir.”

Muharip kalem, Devlet Bahçeli’yi sanık olma hakkı dahi verilmeyeceklere, “mahkeme salonlarını göstermeme”den sorumlu Saray yetkilisi olarak görüyor olmalı ki, güven hissinin “net” dayanağı olarak huzuru orada buluyor... 

Yazar Beyimize güven veriyor, içini rahatlatıyor, Bahçeli’nin açıklamaları...

Söz konusu olan devletin bekası ise yemişim hukuku.. diyor, Star Yazarı...

Evrensel hukuk, yargısız suç ve infaz olmaz... demiş...

Ne gam!...

Star Yazarı, hükmü vermiş... demiyorum...

Verilen hükmü açıklıyor -sanki- köşesinden:

Sokağa çıkacak muhalefete yargısız infaz...

SEDAT PEKER, KALEMLİ MEZAR KAZICISININ ÇAĞRISINI TAMAMLIYOR..

Kalemlinin açıklamasını tamamlayan silahlının (Peker’in) çağrısı da “nasıl”ının cevabını veriyor:

“Şimdiden seçimlerde YSK’yi tanımadıklarını söylüyorlar, seçim sonucuna göre insanları, partililerini sokaklara dökecekler. Bunun amacı terör örgütleri mensuplarının da o partililerin arasına katılıp ülkeyi yakmaları ve yıkmalarıdır. Polisimiz, askerimiz güçlüdür ancak bu ülkenin evlatları da bu ülkenin sokaklarını koruyacaklar”

Kim bunlar?..

“Biz bu vatanın delileriyiz, fedaileriyiz”

Peker’ler vatanın fedaileri mi?

Vatanın İktidarı tekzip etmediğine göre...

Devam ediyor o da paramiliter örgüt lideri gibi konuşarak:

“Bu sebeple imkanı olanlar ruhsatlı silahlar, av tüfekleri alsınlar, mutlaka hazırlıklı olsunlar”

Tevile ihtiyaç var mı?

Sadece şu:

Peker’in çağrı yaptıklarının, “AK Milislerin” zaten silahlandığını en son 16 Nisan akşamı sandıklar kapandığında gördük...

İstanbul meydanlarında, mesela Habipler Meydanı’nda saatlerce süren kitlesel silahlı eylemli kalkışmada tanık olduk...

Ee... O halde yeni bir “silahlanın” çağrısının muradı ne ola ki?

Çağrı geri kalanların da silahlanmasına..

“AK Milis” faaliyetinin yaygınlaştırılmasına dönük ara gaz mı?

Yoksa “silahlanın” çağrısı işin janjanı... Maksat muhalefete korku salma vesilesi yapmak mı?..

Pervasızca gösteriş ikinci şıkkı işaret ediyor... Zannımca.


HARFİYEN

MADURO İLE EMPERYALİZMİN ‘MÜKEMMEL ÇÖZÜMÜNÜ TEMSİL EDEN’ ERDOĞAN EŞ TUTULAMAZ

AKP modeli Batı sisteminin Türkiye’deki hakim sınıflarla birlikte ürettiği mükemmel bir çözümü temsil ediyor. Alt sınıfların, yoksulların desteğini alabilme becerisine sahip neoliberal bir siyasal hareket, Batı karşıtı söyleme sahip görünüp, Türkiye’yi Batı kapitalizmine sonuna kadar açmış olan, onun bölgesel işlerini birlikte yürütmeye talip bir yönetim anlayışı. Yoksul kitleleri, siyasal İslamcılığın temsil ettiği kimlik siyasetiyle oyalayan, buradan meşruiyet üreten, kamulaştırma yerine özelleştirmeyi fetiş haline getiren bir modelden söz ediyoruz. Bu modeli savunan lider ve partisi Türkiye’yi NATO içinde tutuyor, Türkiye tarihinin ABD başkanlarıyla en sık görüşen siyasetçisi oluyor... Suriye’de sizin yapacağınız işi biz yapalım diyebiliyor ama aynı zamanda kendisini Maduro ile aynı yerde gösterebiliyor.
(.....)
Bu noktadan bakıldığında Venezuela vakası AKP’nin neden bu kadar uzun süre iktidarda kalabildiğinin sırrını açığa çıkaran bir örnek olarak çarpıcı oluyor. Venezuela’da yaşananlar Erdoğan ile Maduro arasındaki benzerliği değil, farklılığı daha net ortaya koyuyor, Venezuela’nın krizi Erdoğan modelinin Batı kapitalizmi ve Türkiye’deki hakim sınıflar açısından ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.” (Başlık ve vurgular benden, era)

İlhan Uzgel, Venezuela tipi antiemperyalizm mümkün mü?, gazeteduvar.com.tr, 4 Şubat, 2019 https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/02/04/venezuela-tipi-anti-emperyalizm-mumkun-mu/


Satır altından notlar...

ARDAN ZENTÜRK ÜFÜRMEYE DEVAM EDİYOR AMA ‘BEYEFENDİ’ ABD SURVIVOR’UNU KAZANDIK MÜJDESİNİ VERİYOR... GİBİ

MUHARİP klavye familyasından Ardan Zentürk esip gürlüyor...

RTE’nin peş peşe attığı adımlarla ABD’yi nasıl perişan ettiğini sündüre sündüre anlatıyor...

Emperyalizmin Erdoğan’a karşı Venezuela tipi darbe hazırladığını ima edip duruyor...

Ama... 

8 Şubat 2019 günlü muharip gazetelerden alalım haberi...

SABAH (manşet):

(RT Erdoğan fotoğrafının ağzından)

ABD ile ortaklığımızı bozma planı boşa çıktı

Alt başlık: 

Başkan Erdoğan ABD ile ilişkileri değerlendirdi:

Yaşanan tüm sıkıntıları, sınamaları, direnç testlerini başarıyla atlattık...

Manşete iliştirilmiş anons: Türkiye ile ABD ortak görev gücü

(IŞIKÇILAR Cemaatinin) TÜRKİYE Gazetesi (manşet üstü):

Cumhurbaşkanı: ABD ile sıkıntılı günleri aştık

E ne diyelim...

... Biz çıkalım kerevetine... de

Siz hayrını görün!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...