07 Şubat 2019 00:55

 ‘Denetim’le, ‘tanzim satışları’yla, racon kesmekle fiyatlar düşer mi?

 ‘Denetim’le, ‘tanzim satışları’yla, racon kesmekle fiyatlar düşer mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın salı günkü “grup” konuşmasının merkezinde yine çarşı-pazarda verilen bütün emirlere rağmen düşmeyen “yaş sebze-meyve” fiyatları vardı.

Aslında son haftalarda Cumhurbaşkanının her konuşmasında bu bir türlü düşürülemeyen fiyatlar vardı. Ama Erdoğan bu sefer bir adım daha attı. Önceki haftalarda, artan fiyatların sorumlusu olarak aracıları, tefecileri, marketleri suçlamış; bunların yaptıklarının “vatan hainliği” olduğunu söylemişti. Bu son konuşmasında listeye manavı, bakkalı da ekledi!

Erdoğan bu konuşmasında “yeni önlemler” açıkladı. “Üretici ile tüketici arasındaki tüm aracıları ortadan kaldıran bir sistem” getireceklerini, “Geçmişte olduğu gibi belediyelerin ‘tanzim satış’ yerleri açarak fiyatları kontrol altına alacaklarını” söyleyen Erdoğan, “Gerekirse fiyatlara ayar çekeriz” diyerek de aracı, bakkal, manav ayrımı yapmadan yükselen fiyatların sorumlusu ilan ettiği tüm esnafa gözdağı verdi.

FİYAT ARTIŞLARININ AKP’NİN POLİTİKALARIYLA İLGİSİ YOK MU?

Cumhurbaşkanı her hafta suçlular listesini genişletti, suçlamaların dozunu artırdı ama fiyat artışlarıyla AKP iktidarının uyguladığı ekonomik politikaların ilişkisine yaklaşmadı bile. Bu konuda ciddi iktisat çevrelerinden, tarım uzmanlarından, üreticilerden gelen şikayetleri ve eleştirileri duymazdan gelmeyi tercih etti.

Bu yüzden burada; “İşçinin, emekçinin artık canını yakan, fiyatların yükselmesi karşısında bu önlemler gerçekçi midir; bu önlemleri Erdoğan yönetimi alabilir mi; alırsa halkın yararına bir sonuç çıkar mı?..” gibi sorular gündeme gelmektedir.

Erdoğan yönetiminin, “fiyat düşürme reçetesi”ne liberal, “serbest piyasa ekonomicisi” çevrelerden, “ticaretin kutsallığı”, “serbest piyasa ekonomisinin ruhu” vb. denilerek karşı çıkılacaktır. Bir başka açıdan, eğer iktidardan korkmazlarsa, hal yönetimlerinden, ticaret odalarından, hatta TOBB’den bile karşı çıkışlar olacaktır! Ama, Evrensel’in ve bu köşenin yazarının böyle “kutsallıklar” ya da “serbest piyasa ekonomisi” gibi budalalıklarla bir yakınlığının olmadığını okurlarımız biliyor.

Bu nedenledir ki, söylediklerimiz ve eleştirilerimiz, bu çerçevede görülmelidir.

FİYATLARIN YÜKSELMESİNİN ARKASINDAKİ GERÇEK NEDİR?

Evrensel’de, pek çok somut vaka üstünden de görüldüğü gibi, aracıların, spekülatörlerin fiyatların şu ya da bu kadar yukarı çekilmesindeki rollerine dikkat çekilmiştir. Bu rolün kalıcı ve yaygın bir etkisi olmadığı da bilinmektedir.

Tersine bugünkü fiyat artışlarının arkasında, son yıllarda giderek artan biçimde üreticiler, tarım uzmanları ve ciddi iktisatçılar tarafından dile getirilen;

Üreticiyi üretmekten caydıran, tohumdan gübreye, enerjiden ilaca, artan girdi masrafları,Döviz fiyatlarının hızla artması (Girdilerin hemen tümü dövize bağlıdır)Hükümetin tarımı, üreticiyi destekleyen politikalar planlamak yerine, üreticiyi ithalat baskısıyla sindiren, dolayısıyla aracıların, spekülatörlerin ve tefecilerin eline teslim eden politikalar vardır.

Kaldı ki, halkın birinci dereceden önemli besin maddesi olması yaş meyve ve sebze fiyatlarındaki hızlı ve olağanüstü artışı öne çıkarmıştır, ama fasulyeden pirince, sütten bulgura, akla gelen bütün gıda maddelerinde fiyat artışları yüzde 50-60’ların üstündedir. Dahası tüm sanayi ve tarım ürünlerinde, belki istisnalar dışında, gerçek fiyatlardaki artış yüzde 30-40’lardadır.

Dolayısıyla sorun sadece yaş meyve ve sebze değil, sanayi ve tarımdaki bütün ürünlerin fiyatlarındaki olağanüstü artıştır. ÜFE’nin de yüzde 40’lar dolayında seyretmesi bunun açık göstergesidir.

Dolayısıyla iktidar tanzim satış mağazaları açsa da, zabıtayı seferber etse de fiyatları hissedilir biçimde düşürmesi söz konusu olamaz.

AKP İKTİDARI SONUÇLARI GİZLEMEK İÇİN UĞRAŞIYOR

Burada elbette, “AKP Hükümeti, hem mevcut ekonomik politikalarında ısrar edip (Erdoğan yönetimi bu politikalarda bir sorun görmüyor) hem de fiyatlara ayar çekebilir mi?” sorusu akla gelebilir.

Her şeyden önce bu hükümet hem içeride hem dışarıda “serbest piyasa ekonomiciliği”ne toz kondurmamaktadır. Bu yüzden de şeklen “tanzim satış mağazaları” açsa bile bunu piyasanın yönelişine bir etkisi olacak düzeye vardırması beklenemez.

Yani, Erdoğan-AKP iktidarının, “Gerekirse, fiyatlara ayar çekeceğiz” diye racon kesmesinin hiçbir inandırıcı yanı yoktur.

Kaldı ki, biraz daha geniş açıdan bakıldığında, Erdoğan’ın “aracı-tefeci” öfkesinin ve fiyatları bu kadar dert edinir görünmesinin arkasında, halkın yerel seçimde, fiyatların yükselişini AKP’ye fatura etmesi korkusu vardır. Ki, bu gürültülü fiyat artışı düşmanlığının, AKP’yi ve Erdoğan’ı tanıyanlar için seçimden sonra unutulması da sürpriz olmayacaktır!

Toplam açısından zaten AKP iktidarı, fiyat artışlarını değil de sonuçları gizlemek isteyen bir yerde durduğu için, fiyatları düşürmek için öne süreceği her önlem üreticileri vuran gelişmeleri tetiklerken, spekülatörler ve karaborsacılar için ortamı müsait hale getirecektir. Bu yüzden tarımın planlanması, üreticilerin ve emekçilerin örgütlenmesi üstüne oturmayan her çözüm sonuçta vurguncuya, aracıya ve onlar üstünden siyaset yapanlara yarayacaktır.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa