14 Ocak 2019 23:00

Ekümenik yani evrensel

Ekümenik yani evrensel

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Osmanlı devleti biraz da Fener sayesinde imparatorluk tanımlamasına hak kazandı. Konstantiniye kenti 2. Roma diye anılırdı. 

Rus çarlığının hayali ise 3. Roma olmaktı.

Osmanlının” millet” sistemi içinde Fener’in özel bir yeri vardı. Bütün Balkanlar ona emanetti, bugünkü Romanya, Moldovya dahil…

Millet sistemi, ulus temelinde değil inanç temelinde belirlenmişti. Yani Necmettin Hocanın kullandığı tarzda…

Romanya bir zamanlar Osmanlı Sultanı namına Fener aristokrasisi tarafından yönetilirdi. 

Balkan ulus devletlerinin tarihi, aynı zamanda kiliselerinin Fener’den kopmalarının tarihidir. Bunun en sancılı örneklerinden biri Bulgar Ortodoks kilisesinin Fener’den ayrılması olmuştur ki, bugüne kadar yansımıştır. Geçtiğimiz yıllarda, Haliç’teki  Bulgar Kilisesinin yönetiminde Fener’in yetkisi olup olmadığı konusu ciddi bir krize yol açmıştı.

Ergenekon çevrelerinin her zaman boy hedefi olmuştur Fener. Onlara göre Partik, “Ekümenik” kavramını kullanamaz. Sadece İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum azınlığını temsil eder. 

Aslında TC’nin, Rum Ortodoksluğun bir anlamda Vatikan’ı sayılabilecek olan Fener’in Türkiye topraklarında olmasından gurur duyması gerekirdi.Ama milliyetçi saplantı buna engel oldu.

2. Dünya Savaşı sonrası yükselen Soğuk Savaş ile birlikte, Fener yeniden dünya politikasında önemli bir konum kazandı.

Fener savaş öncesi gerçekten, fiilen Rum azınlığın inanç merkezi konumuna indirgenmişti. Kemalist Ankara, İstanbul’u kontrolü altına alır almaz, Fener’i hedef yaptı ve 1925 yılında Bursalı olan Patrik 6. Konstantin’i mübadele anlaşması çerçevesine girdiğini ileri sürüp sınır dışı etti. Ancak 2011 yılında kemiklerinin İstanbul’da gömülmesine izin verildi. Ülkücü “Yeni Çağ” gazetesi, bunu “Papazın Kemikleri Getirildi!” başlığı ile vermişti.

Benzer 930 yılında da Süryani Kilisesi Patriği İlyas’a (İgnatius Elias III) Hindistan’a gittikten sonra Mardin’e dönmesine izin verilmemişti. Ki kendisi Ankara’ya biat etmişti aslında. Bu nedenle Patriklik kurumu Suriye’ye yerleşme durumunda kalacaktı.

Soğuk Savaş ile birlikte, ABD yönetimi, Moskova’ya karşı Fener’in “Ekümenikliğini” kullanmaya çalıştı. O dönemdeki Patriğin buna yanaşmaması (aslında gerçek ekümenik tavırdı bu) krize yolaçtı. Akıl sağlığı ileri sürülüp, bir şekilde çekilmesi sağlandıktan sonra, yeni Patriğin seçimi ve İstanbul Rumlarından çok sevilen bir din adamının adaylığı gündeme geldiğinde, (hani Fener İstanbul Rumlarını temsil ediyordu?), Çankaya’dan bir “rica” geldi kendisine, adaylıktan çekilmesi için.

Çünki ABD Başkanı Truman, TC Başkanı İnönü’ye mesaj yollayıp, New York Metropoliti Athenagoras’ın seçilmesini rica etmişti. Kendisi bir gün içinde TC vatandaşlığına alınıp gıyabında seçilmesi sağlandı.

İnönü’nün Heybeli’de bir yazlığı vardı (şimdi Müze), orada kalırdı sık sık. Bir de Maltepe’de yazlığı vardı. Maçka’da ise ayrı bir ev. Neyse…

O dönem babam Remzi Zarakol, Adalar Kaymakamı idi. Ve İstanbul Rumlarının ve (bu arada babamın) sevdiği din adamının adaylıktan çekilmesi ricası görevi babama verilmişti. Bunu üzülerek yerine getirdiğini anlatmıştı bize.  

Heybeliada, dünyada ekümenik Ortodoks din adamalarının eğitim kurumuna sahipti. 12 Mart cunta yönetimi, burayı, özel okulları kapatan yasayı bahane ederek kapattı. Kurum Türk ve Yunan milliyetçiliğinin itiş kakışının kurbanı oldu. Sözde reformist Erdoğan hükümetleri, okulun açılması için verdiği sözleri tutmadı ve rehine takası gibi, işi Atina’da cami açılma pazarlığında meze olarak kullandı.

Ukrayna’nın uluslaşma ve devletleşme süreci sancılı oldu. Rus çarlığının çöküşünden sonra kısa bir dönem bağımsız da oldu. Ama o dönem yükselen benzeri bir çok milliyetçilik gibi, Polonya da, “büyük Polonya” görüşü yaygındı. Polonya, Ukrayna’yı Büyük Polonya’nın parçası yapmak istedi. 

Polonya-Sovyet harbi sonrası, Ukrayna Halk Cumhuriyetinin Sovyetler Birliğine katılımı gerçekleşti. Nazi işgali sırasında kimi Ukrayna milliyetçileri işbirliği yaptı. Holokostta rolleri de oldu. Bugün Ukrayna Holokostla yüzleşmekten kaçınmakta. 

Rus Çarlığı, Osmanlının çöküşü sırasında, ortodoksluğun hamisi rolüne soyunmuştu. Ama Balkan ulus devletleri kendi özerk kiliselerini oluşturdular.

Ve şimdi dünya siyasetinde Fener, yeniden manevi bir misyon üstlenme durumunda kaldı ve Ukrayna kilisesinin Rus kilisesinden boşanmasını onayladı. 

Sırplar, Bulgarlardan, Romenlerden, Arnavutlardan ve en son Estonyalılardan sonra şimdi Ukraynalıların da kendi özerk kiliseleri var.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...