Kadına karşı şiddet
Fotoğraf: Envato
Kadına karşı kadın olduğu için kullanılan şiddetin kökeninde cinselliğimizin üreme temelinde toplumsallaştırılmış olmasının bulunduğunu düşünürüm.
Kadının rahminde oluşup, kadının rahminde gelişen ve kadının rahminden kadından ‘farklı bir birey’ olarak ayrılma süreci, yani yeniden üreme, insanın yeniden üremesi evrim bilim açısından yakın zamanlara kadar kaçınılmaz, zorunlu bir biyolojik olgu olarak görülmüştür. Ve kaçınılmaz kabul edilen bu biyolojik olgu tarihsel süreçte kültürel alana damgasını vurmuş, türümüzün toplumsallaşma ya da toplumsallaştırılma serüveninin belki de en belirleyici fikriyatına ilham kaynağı olmuştur.
Cinsellik üreme ekseninde toplumsallaştırıldı; kendi türünü toplumsallaştırabilme yetisi kazanamamış diğer canlı türlerinden üstünlüğümüzün önemli göstergesi bu farklılığımızla binlerce yıldır öğünürüz. Cinselliğin üreme ekseninde toplumsallaştırılmasıyla erkek olanımız insan türünün devamını sağlayan esas üreme hücresine sahip muktedir taraf sıfatıyla kadın-erkek ilişkisinde iktidarı hak ettiğine inandı; kadın olanımız insan türünün devamını sağlayan bereketiyle yardımcı üreme hücresine sahip edilgen taraf sıfatıyla kutsal anne kurgusunun büyüsüne kapıldı. Kadın-erkek ilişkisindeki iş bölümü iktidar sahibi muktedir erkek ile kutsal anne, edilgen ve itaatkâr kadın rolleri üzerine yapılandırıldı. Erkek olanımız iktidar gücünü tehdit eden kutsal anneliğe başkaldırıyı, erkeğin iktidarına meydan okumayı, iktidar gücünü paylaşma isteğini kendi iktidar ezberindeki silahla savuşturmayı ‘meslek haline’ getirdi: Güç kullanmayı erkekliğin iktidarından saydı. Doğrudur; her iktidar güç kullanmayı zorunlu içerir. Her tür iktidar ilişkisinde iktidar sahibi iktidarını tehlikede görmesin, hemen güce başvurur, şu ya da bu düzeyde şiddet kullanır. Özellikle kapitalist sistemin kendi dinamiğidir söz konusu olan. İktidar güç kullanılarak kurulur, şiddete başvurularak korunur, tehlike gerektiriyorsa savaşla ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Kadının kadın olduğu için şiddete maruz kalması onun biyolojik kaderi midir?
Hayır! Kadının kadın olduğu için maruz kaldığı şiddetin kültürel/toplumsal boyutunu temellendiren biyolojik zemin günümüzde erkeğin ayağının altından kaymaya başladı. Biyoloji, genetik, tıp ve nanoteknojilerdeki olağanüstü gelişmeler üreme için kadın rahmini vazgeçilmez olmaktan çıkartıyor. Döllenmenin de döllenme sonrası gelişmenin de kadın rahmi dışında, laboratuvar ortamında gerçekleşebildiği bir sürece ilerliyoruz. Erkeğe üreme açısından erkek olması nedeniyle, yani ‘esas üreme hücresine sahip bulunması’ nedeniyle ihtiyaç kalmıyor. Erkek iktidarının biyolojik zemini sarsılıyor. Geleceğin toplumsallık kurgusunda cinselliğin üreme ekseninde toplumsallaştırılması yer almayacak. Cinsellik özgürleşiyor! Cinsellik özgürleştikçe kadın şu an özdeşleştiği rolünden özgürleşiyor! Cinselliğin ve kadının özgürleşmesi erkeğin iktidarını yok ediyor, erkek de sanki özgürleşiyor…
Elbette, ‘size yaşatılmayan geçmişinizi bugün geleceğin teknolojisiyle yaşatacağız’ diye özetlediğim ‘milli irade’ ideolojisinin toplumsal projesi ve bu projeyi gerçekleştirebilmek amacıyla yaşama geçirilen ‘milli irade devleti’ kapsamında cinselliğin, kadının, erkeğin özgürleştiği toplumsal yapılanmaya ulaşılamayacağını biliyorum.
Bu yazıyı bir yere ulaşabilmenin fikriyatını oluşturmak için yazmadım.
Bu yazıyı, ‘Türk erkeği sevdiği kadına el kaldırır’ diyen bir kadının düzen savunucusu hissiyatına katkı olur diye, ona özgü bir ant önerisi sunabilmek için yazdım:
‘Kadın varlığım, erkek varlığına armağan olsun.”
- Yücel Sayman'ın eşinden veda notu 17 Aralık 2021 04:40
- Taburcu olmak/tezkere bırakmak 30 Ekim 2021 23:16
- YAE atışması üzerine 17 Ekim 2021 00:14
- Gülünç bile olmayan bilinçli davranışlar 12 Eylül 2021 00:12
- Makul ve makbul olmayan dilin yakın tarih serüveni 05 Eylül 2021 00:12
- Yıllara meydan okuyan kitap 22 Ağustos 2021 00:13
- Güvenlik/Özgürlük: Son aşamalara doğru 08 Ağustos 2021 00:12
- Sınırları aşan kitlesel hareketlilik 01 Ağustos 2021 00:12
- Yansımalar 27 Haziran 2021 00:30
- Yeşiller Partisi 13 Haziran 2021 00:15
- Yetilerimi kamulaştırmışlar!.. 06 Haziran 2021 00:50
- Şaşırtabildiklerimizden misiniz?.. 09 Mayıs 2021 00:02