02 Kasım 2018 00:25

En kötüsü geride mi kaldı?

En kötüsü geride mi kaldı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz günlerde döviz kurunda yaşanan gerileme ekonomiye dönük iyimser beklentilere güç kazandırdı. Hükümet kendinden emin. Ortada kıskanılacak bir ekonomi tablosu olduğunda ısrarcı. Vatandaşın ise kafası karışık. Zira, sokaktan bakıldığında manzara parlak görünmüyor.  Dilerseniz son gelişmeler ışığında gündemdeki sorulara yanıt arayarak devam edelim.

Kurdaki gevşemenin ardından ekonomide en kötüsünün geride kaldığını söyleyebilir miyiz?

Dolar kuru geçtiğimiz günlerde 5.50 seviyesinin altına kadar geriledi.  Bu durum hükümet cephesinde dış güçler tarafından ekonomi üzerinde oynanan oyunun boşa çıkarıldığı şeklinde yorumlanırken, kamuoyunda da krizin ufak bir hasarla da olsa savuşturulduğu yönünde bir beklenti oluşmaya başladı.

Gerçek şu ki, kurda Ağustos ayından bu yana yaşanan sert yukarı yönlü hareketin ardında ABD ile gerilen diplomatik ilişkilerin payı büyüktü. 26 Temmuz tarihinde önce Başkan Yardımcısı Mike Pence sonra Trump tarafından yapılan yaptırım tehditleri ile 4.80 seviyesinden yükselişe geçen dolar, 12 Ağustos tarihinde Erdoğan’ın Trabzon mitinginde yaptığı açıklamaların ardından döviz tevdiat hesaplarına el konulabileceği yönündeki söylentiler ile 7 seviyesinin üzerine kadar tırmanmıştı.

Brunson’ın salıverilmesi sonrası ABD ile ikili ilişkilerde yaşanan yumuşama doların mevcut seviyelere kadar çekilmesine neden oldu. Buradan hareketle olumlu bir tablo çizmek zor, zira halen dolar kuru başlangıç seviyesinin yüzde 15 üzerinde seyrediyor ve elde salıverilecek yeni bir papaz yok. Faiz cephesinde ise iki yıllık tahvilin faizi yüzde 20’den yüzde 25’in üzerine tırmanmış durumda. Dolayısıyla iyimser yorumlar için henüz çok erken. Beklenen bir siyasi hamle kur cephesinde beklenen düzeyde karşılık buldu. Hepsi bu. 

Önümüzdeki dönemde kurdaki gevşemeye paralel olarak faizler aşağı çekilebilir mi?

Mevcut tabloda faizlerin tırmanmasına neden olan iki ana faktörden biri enflasyon beklentisi diğeri ise yurt dışı faiz oranlarındaki yukarı yönlü trend. Kurda mevcut seviyelerin korunması enflasyon beklentisine bir miktar olumlu yansıyacaktır elbet. Ne var ki, bu merkez bankasının işini kolaylaştırmaz, zira politika faizinin aşağı çekilmesi kurda yeni bir yükseliş dalgası yaratacak, merkez bankası bağımsızlığı üzerine tartışmaları tekrar alevlendirecektir. Yurtdışına baktığımızda ise geçtiğimiz yıl aynı dönem itibariyle 1 yıllık LIBOR faiz oranı yüzde 1.80 seviyesinde iken, bugün yüzde 3’ün üzerine tırmandığını görüyoruz. 2 yıllık ABD tahvillerinin faizi ise aynı süre zarfında yüzde 1.60’lardan yüzde 2.90’a tırmandı. Bu oran 2008 krizi öncesinde yüzde 5 seviyesindeydi. Kısacası dolar faizi halen tarihi düşük seviyelerde ve gidecek yolu var. Burada Fed’in faiz artırımlarından rahatsız olduğunu açıkça dile getirmekten çekinmeyen Trump faktörü gelecekte nasıl bir rol oynar hep birlikte göreceğiz. Ama mevcut tablo dolar faizindeki tırmanış eğiliminin süreceğini ve beraberinde yurt içi faizleri de yukarı taşıyacağını gösteriyor.

Enflasyonla mücadele programı etkili olacak mı?

Türkiye ekonomisinin dışa bağımlılığı azalmadığı sürece yüksek kur geçişkenliğinin önünü almak mümkün değil. Mevcut iktidarın bu durumun ortaya çıkmasında payı büyük olduğu gibi, sona erdirme konusunda da ikna edici bir yol haritasına sahip olduğunu söylemek mümkün değil. Vergi indirimleri ve “enflasyonla topyekün mücadele” adına alınan diğer önlemlerin ise ancak kısa vadede vakit kazanmak için atılan adımlar olduğunu söyleyebiliriz. Kaldı ki, bu adımların kısa vadede dahi ne denli etkili olacağı konusunda önemli soru işaretleri var. Geçtiğimiz günlerde Birleşik Kamu-İş tarafından kamuoyuna duyurulan halkın enflasyonu araştırması gıda fiyatlarında yaşanan yükselişin Ekim ayında da sürdüğünü ve yıllık artışın yüzde 50’ye yaklaştığını ortaya koymakta.

Kısacası kurdaki kısa vadeli dalgalanmalara bakarak ekonomiye dönük uzun erimli çıkarımlarda bulunmak bizi yanıltır. Seçime giden bir hükümetin pembe tablo çizme çabasını yadırgamıyorum elbette. Kaygı verici olan kamuoyunda bu tablonun gün geçtikçe sorgulanamaz hale gelmesi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...