16 Eylül 2018 00:20

Bir başka gemi

Bir başka gemi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yıllar geçmiş Moustaki’yi en son dinlediğimden bu yana.

Sanki savaşlar süregelmiyormuş gibi, burnumuzun dibinde süregelen ancak yok var sayılan savaşın dengeleri (ne dengesiyse bu) bozacak yönde gelişme olasılığı gündeme düştü; somun pehlivanlarının ilk kez savaş alanına çıkarmış gibi söylediklerini dinler, yazdıklarını okurken, nedendir bilmem, hafızamdan Moustaki’nin gitarından çıkma notalar fışkırdı, dilime Moustaki’nin o notalarla melodileşmiş sözleri takıldı;

Sürekli mutluluk halini
ve tüm ayrıcalıkların
herkesin hakkı olduğunu
ilan ediyorum

Gençlik günlerimde, Paris’in sokaklarından parke taşlar sökülüp her yere asfalt dökülmeden önceki yıllarda, Moustaki’yi dinlemenin ayrı bir keyfi ve heyecanı vardı; coşkumuza umut dolu coşku katardı sözleri…

Savaşların meşruiyetini
öldüren adaleti
cezalandıran ölümü
reddediyorum.

‘Öldüren adalet!’ Yargılanan kişinin öldürülmesiyle adalete ulaşılacağını ileri sürenleri; sanığın öldürülmesine karar verilmesini talep eden, sanığın öldürülmesine karar veren, böylece ‘Adaleti tesis ettiklerini’ sanarak çocuklarına sevgiyle sarılan savcıları, yargıçları; ölüm fermanını ‘Kamu hizmetidir yaptığım’ diyerek uygulayan, uygularken belki de sevgilisinin elini tutmayı düşleyen celladı düşünüyorum melodiden aklımda kalanları doğru söylemeye çalışırken.

‘Cezalandıran ölüm!’ Ceza adaletini ölüm ya da ölüm yerine yaşamın geri kalan yıllarını gökyüzünün değişkenliğini göremeden birkaç metrekarelik kapalı mekanda geçirmeye zorunlu kılan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası üzerine kurmuş bir toplumun intikam ihtirası üzerinde yükselen adalet hissiyatıyla kurgulayanlarını, uygulayanlarını, destekleyenlerini düşünüyorum melodi beynimde akıp geçtikçe.

Gecenin karanlığına gömülmüş vicdanlar aydınlandığında, kuşku duyulmasın, ‘Dünya küllerinden yeniden doğacak.’

Ve, yaşadığımız dünyada ‘aynı gemide olduğumuzu’ ileri sürerek onlar gibi olmamızı ya da onların oldukları gibi var olmakta devam etmelerine ses etmememizi isteyenlere; ‘hayır!’ diye sesleniyorum, ‘Sizin geminizde savaşlar meşru sayılıyor, adalet ölüm üzerine kurulmuş ve ölüm ceza olarak düzenlenmiş.’ ‘Ben bu gemide değilim. Küllerinden yeniden doğacak dünyanın özgürlüğe, herkese her tür imtiyazı hak olarak görüp gerçekleştiren, herkese kendi kaderini bizzat gerçekleştirebilme olanağını ve araçlarını sunan, çeşitlilik fikriyatıyla tohumlanmış filizlenen toplumsal birlikteliğin kurgusuna açılmış gemideyim ben.’

Gitarın telleri ve melodinin notaları olsam, kendi gemimin, gemimizin şarkısındaki tınıyı külleri üzerinde yeniden doğan dünyanın asfaltlanmamış toprak yollarında yankılandırırdım. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...