05 Ağustos 2018 00:00

Erden Kıral

Erden Kıral

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yılmaz Güney’in senaryosunu en küçük ayrıntısına kadar yazdığı Arife-Bayram (daha sonra Şerif Gören’in yönetmenliğinde Yol adıyla çekilen) projesine başlayıp anlaşmazlık nedeniyle ayrılan Erden Kıral, kısa film ve Osman F. Seden gibi yönetmenlere asistanlık sonrasında 1978 yılında Yaşar Kemal’in Teneke adlı yapıtından hareket ederek ilk uzun metraj sinema filmi Kanal’ı çeker.

Topraksız, yoksul köylülerin ağa düzenine karşı verdikleri mücadelenin anlatıldığı filmde yöre halkının geçim kaynağı pirinç ekimidir. Kasabaya yeni atanan genç kaymakam ise bu sorunlara yabancıdır. Yörenin tek hakimi çeltik ağası Haşim Bey deneyimsiz kaymakamı avucunun içine alır. Kendi çıkarı için, devlete ait iki kanalı açtırır. Çevre köylerini su basar, sağlık koşulları yetersiz olduğundan çocuklar sıtmaya yakalanır. Kaymakam köylülerin uyarısıyla arkları kapatıp suyu durdurur. Çıkarları engellenen ağa bu kez de yüksek makamdaki adamları aracılığıyla kaymakamı başka bir yöreye tayin ettirir.

Erden Kıral 1979 yılında da Orhan Kemal’in aynı adlı romanından uyarladığı Bereketli Topraklar Üzerinde adlı filmi çeker. Köse Hasan, Pehlivan Ali ve İflahsızın Yusuf, iş bulup çalışmak için Çukurova’ya gelirler. Önce bir fabrikada, ardından bir inşaatta, sonra da çeltik tarlalarında çok ağır koşullarda işçilik yapmaya başlayan arkadaşların her birinin yolları ayrılır. Bu yollar, hiçbiri için hayırlı olmayacaktır. Bereketli Topraklar Üzerinde, 1981’de Strasbourg Film Şenliği Büyük Ödülü’nü kazanırken, Kıral da aynı yıl Antalya Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü. Ayrıca, Nantes Film Festivali Seçiciler Kurulu Özel Ödülü ve Nantes Film Festivali Sanat ve Deneme Filmleri Büyük Ödülü alan film, 1980’de 12 Eylül darbesi nedeniyle düzenlenmeyen Altın Portakal Film Festivali’nin ardından, 1981 yılında En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu (Yaman Okay) ödüllerini alır. Ancak En İyi Film ödülü, daha sonra filmin ‘muzur’ olduğu gerekçesiyle geri alınır. Kararı protesto eden Kıral, En İyi Yönetmen Ödülü’nü almayı reddeder.

Film, başta gösterim izni almasına karşın, Adana Sıkıyönetim Komutanlığınca yasaklanır ve yine 1981’de Avrupa’da En İyi Film seçilmesine karşın, yönetmen sıkıyönetim nedeniyle ödülü almaya gidemez. Kıral, yıllar sonra Paris’e giderek ödülü alabilecektir.

Bu sırada, filmin negatif kopyası depodan ‘çalınır’. Avrupa dahil olmak üzere her yerde filmi arayan Kıral’ın çabaları sonuçsuz kalır. Yıllar sonra, filmin negatiflerinin İsviçre’de bir stüdyoda olduğunu haber alan bir yakını sayesinde filmin izi bulunur. Filmin İsviçre’de bulunan negatifini, para vererek geri alan Erden Kıral, “Bu duruma sevineyim mi, üzüleyim mi bilemiyorum, şaşkınlık içindeyim. Bir yandan da seviniyorum. Çocuğuma ve yakınlarıma, ‘Benden sonra bu filmi mutlaka bulun ve gösterin’ demiştim. Şimdi ele geçirdik” diyor ve ekliyor: “28 yıl sonra çocuğumu bulmuş gibiyim.”

Filmin çekimleri de oldukça maceralı geçer. Film Yeşilçam’ın üretim ilişkileri dışında yapılır, filmin sahipleri filmin ekibinden para yatıranlardır. Yıldız sistemine dayanmaz. Bu yanlarıyla da 1970’li yıllarda üretilen ilk bağımsız sinema örneklerindendir.

Erden Kıral, 1979 yılında da Ferit Edgü’nün O adlı romanından Onat Kutlar’ın yazdığı senaryoyla Hakkâri’de Bir Mevsim adlı filmi çeker, fakat film Türkiye’de ancak 1987’de gösterime girebilir.

Erden Kıral, Yılmaz Güney’in Endişe filmindeki unutulmaz oyunculuğuyla bütün Türkiye’nin tanıdığı efsane aktör, Tiyatro Oyuncusu Erkan Yücel’i Bereketli Topraklar Üzerinde ve Hakkâri’de Bir Mevsim filmlerinde oynatır. Erkan Yücel’in muhteşem oyunculuğundan, insani özelliklerinden etkilenen Erden Kıral, Erkan Yücel’in oynaması için Osman Şahin’in Beyaz Öküz adlı öyküsünden esinlenerek Ayna filminin senaryosunu yazar. Film 1984 yılında Türk, Alman ve Yunan ortak yapımı olarak Yunanistan’da çekilecektir fakat Erkan Yücel politik yasaklı olduğu için pasaport alamaz ve filmde oynayamaz.

İlkel koşullar içinde yaşayan bir çiftin, Zelihan’la Necmettin’in öyküsüdür anlatılan. Ağanın kardeşi Küçük Ağa, Zelihan’a tutkundur. Ona göz koyar. Ama Zelihan, henüz üç aylık körpe bir gelindir. Küçük Ağa, güzel Zelihan’ı baştan çıkarmak için para verir, ayna verir. Zelihan ne kadar karşı koysa da Küçük Ağa düşlerine girer. Bir gün Necmettin yoksul evlerinde yakaladığı Küçük Ağa’yı karısının gözleri önünde öldürür. Karısıyla birlikte cesedi, beyaz öküzün yatağı olan toprağın altına gömerler. Ama gene de Zelihan, Küçük Ağa’nın etkisindedir. Cesedin gömülü olduğu toprağın üzerindeki beyaz öküzü Küçük Ağa’yla özdeşleştirir... Bir gün onu okşayıp severken gören Necmettin, bu kez de beyaz öküzü öldürür.

Erden Kıral, senaryosunu Ömer Polat’la yazdıkları Dilan adlı filmi 1986’da sesli olarak çeker. Cannes Film Şenliği’ne katılan Dilan’dan sonra 1988’de Av Zamanı’nı, 1992’de Mavi Sürgün’ü, 1997’de Avcı’yı, 2005 yılında da Yolda filmini yönetir. Film çalışmalarını yeni filmleriyle (Vicdan-2008, Haliç-2010, Yük-2012,Gece-2014) sürdürür Erden Kıral.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...