18 Haziran 2011 09:56

Hayatın çağrısı!

Hayatın çağrısı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Emek, Demokrasi ve Özgürlük parolasıyla girdiğimiz seçimlerden küçümsenmeyecek bir başarıyla çıktık...
Öncesinde dediğimiz gibi, küçümsemeyelim ama yeterli de bulmayalım.
Yeterli bulmamaktan kastımız, çıkarılan mebus sayısı değil elbette.
Bundan daha önemlisi, seçimler vesilesiyle şekillenmiş Blok’lu buluşma da dahil, yol haritamızın gerektirdiği o büyük yürüyüşün önümüze koyduğu görev ve sorumlulukların daha da büyümüş olmasıdır.
Yani seçim ve sonundaki başarıyı, tatmin olabileceğimiz bir ‘netice’ olarak değil, ülke siyasetinde yeni bir başlangıç olarak değerlendirmeli; Blok’lu güç birliği ve yarattığı birikim, bir başlangıç olarak kabul edilmelidir.
Sandığa yansıtılmış ortak toplam, ülkedeki gerçek muhalefetin başlıca yansımasıdır, bu doğru.
Müthiş direngen ve yeteneklidir.
Türkiye’nin en güçlü demokratik dinamiğidir.
Bunlar da doğru.
Ama bu dinamiğin önemli ölçüde Kürt ayağı üzerinden hareket ettiği de bir başka doğrudur. Tarihin önümüze koyduğu ve seçimlerde bir kez daha gördüğümüz bir nesnelliktir bu.
‘Batı ayağı’ kısadır, güçsüzdür.
Dolayısıyla, ‘eşitsiz bir gelişimin’ handikaplarını bağrında taşıyan bir demokrasi dinamiği durumundadır Blok.
Bugün AKP’nin yüzde 50’lik iktidarı da işte bu eşitsizliğin avantajlarına dayanmaktadır esas olarak.
Yoksa, Kürdistan’da uğradığı hüsran ve aldığı yenilgiyi kat be kat aşan Batı’daki zaferleri kazanabilir miydi AKP?
Bu eşitsiz gelişmeyi, Kürt bölgesi ile Batı arasındaki bu ‘asimetriyi’ gidermek, en büyük ihtiyaçtır.
Batı’daki toplumsal-sınıfsal çelişkileri kuşatabilmek, bu çelişkilerin yaşandığı her hayat diliminde örgütlenmek, örgütlü olarak müdahil olabilmek…
Yani Blok’un örgütlü inşası ve hayata daha fazla nüfuz edebilmesi…
Alınan başarılı sonuç da dahil, seçim çalışmasıyla birlikte zaten başlayan bu inşayı özellikle Batı’da derinleştirmek, genişletmek...
Şimdi Meclis’e gönderdiğimiz (özelikle sol-sosyalist) vekillerimizin, yakıcı ihtiyaç olan Batı’daki inşa açısından tarihi önemde misyonları vardır.
Emek örgütleri, emekçiler, aydın ve sanatçılar ile köprü olabilmek, Blok’u genişleterek örgütlemek...
Evet, Blok’lu seçim yolculuğu, daha önceki deneyimlerin de gösterdiği gibi, “geçip giden” bir seçim ittifakı olmaktan çıkmalıdır artık.
Hayat, bizleri bir başka yolculuğa, bir başka yürüyüşe çağırmaktadır!
Bu çağrıya ilk elden yanıt, Blok’un örgütlenmesidir.
Ayrı ayrı yönlerden akıp giden demokrasi, barış ve emek mücadelelerinin buluşturulduğu bir büyük havuz ve yine o havuzdan memleketin bağrına açılan kanallar…
Her kesimin, her ilerici, devrimci, demokratik hareketin akıttığı birikimi harmanlayarak oluşturulacak iradi sentezin gücü ve dinamizmiyle yaşama muhalefet taşıyan damarlar…
Hayatın çağrısı budur ve devrimci politika bugün bu sese kulak vermeyi gerektiriyor.
Kendi içine kapanıp “dezenfekte” kalarak büyüyeceğini zannedenleri tatmin edebilecek bir ışık kırıntısı bile görünmemektedir yakın gelecekte.
Halkçı ve özgürlükçü programı ve eylemiyle, sadece seçimlerde değil, memleketin her sathında, her mücadele alanında her gün kendini sınayan ve hiç tamamlanmayacak şekilde hep genişleme ihtiyacıyla (özellikle Batı’da) örgütlenmiş bir Blok…
İhtiyaç budur!
***
DERSİM İÇİN NOT: İnternet aleminde konuşulan (bu arada, ne yazık ki bizim gazetede yayınlanmış bir yazıya da yansıyabilmiş) gevezelik ve zıpırlıkları geçersek…
Sonucun tatmin edici olmamasından hareketle bir tür “felaket hali”  yaşa(t)mak ve en kötüsü de halkı “ihanetle” suçlamak, uzak durmamız gereken iki eğilimdir.  
Soğukkanlı değerlendirmelere ihtiyaç var ve elbette çıkarılacak dersler...
Blok bileşenlerinin tartışması gereken daha ‘özel’ şeyler bir yana; bir hareket noktası olarak şu söylenebilir belki: “Dersim ve Dersimliliğe layık olmak” üzerine yoğunlaşmış bir çalışmanın, doğal handikaplarını karşımızda bulduk herhalde. Şöyle ki, “Dersimli bir Başbakan” argümanı da bizim de bir parçası olduğumuz bu genel “Dersimlilik” ajitasyonunun şekillendirdiği iklimin içinden güç bularak etkili olmadı mı acaba?
Evet, tartışmak gerekiyor ama kendimizi linç etmek için değil, yeniden kazanmak için…
Dersim’de de kazanacağız, yeniden!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...