02 Temmuz 2018 00:08

AKP, CHP’yi, HDP’ye karşı suç ortaklığına zorluyor…

AKP, CHP’yi, HDP’ye karşı suç ortaklığına zorluyor…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yine…

Bir mim koyalım ‘yine’ye; geleceğim…

***

“Millet iradesi”ni kabul etmemek…

TBMM’nin üçüncü partisini, en hafifiyle, kriminilaze etme kampanyasına girişmesi demokratik teamüller nezdine “suç” ise…

Evet, ayan beyan ortada:

AKP, HDP’nin başına yine çoraplar örmeye hazırlanıyor…

Verdiği intiba bu…

Fotoğraf ortada:

Elbette İktidar menşeili…

Aleni ve süfli onca engele… zorbalığa rağmen HDP barajı aştı…

Meclis’in –yine- üçüncü partisi oldu…

Amma ve lakin AKP iradesi, HDP’yi TBMM’ye taşıyan “millet iradesi”ni sindirmekte zorlanıyor…

AKP kuşatması altında Muş’ta devam eden “yeniden sayım”(*) zorlaması, misal…

Yeni rejim bellli ki HDP ile uğraşmaya devam edecek…

Gerçi “uğraşmak” hayli hafif kalıyor…

SANDIKTA ZAFER, BAKAN’DAN TEHDİT

İçişleri Bakanı’nın tehditleri karşısında fazla iyimserlik oluyor…

Zira HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’dan öğrendik (27 Haziran 2018)…

Soylu, Buldan’a telefon açmış, “Size haddinizi bildireceğiz, size artık yaşama hakkı yok” demiş…

Sebep?

Daha sonra (29 Haziran 2018) PKK’nin üstleneceği bir cinayetten HDP’yi sorumlu tutması…

Meclis’in üçüncü partisine “yaşam hakkı yok”!...

Kulaklarına inanamayıp yalanlama bekleyecek iyimserler kaldı mı bilmiyorum…

Kaldı ise Soylu ertesi gün gelen açıklaması ile ağır bir hayal kırıklığı yaşatmış olmalı bu yurttaşlara…

Çünkü Soylu, Buldan’ın açıklamasını doğruladı…

Tek düzeltme ‘doza’ dair idi:

“Eksik yoktur fazlası vardır.” (28 Haziran 2018)

“Yaşam hakkı”nın men edilmesinin “fazlası” ne ise artık, benim havsalam almadı…

Ahalinin tahayyüllerini de zorlamış olmalı ki…

Soylu’nun yeniden bakan olma gibi kariyer hesaplarına bağlandı…

“Kişisel çıkış”a yoruldu…

Muhalefetten “Söyleyene değil söyletene bak” çıkışları gelse de…

“TEHDİT” CAMİ AVLUSUNDA SAHİPLENİLDİ

İşaret edilen(lerden) Erdoğan ses değil, jest verdi:

RTE, hemen omuz hizasında tuttuğu Soylu ile cami açılışı yaptı (29 Haziran 2018)

Muhabbetle elini sıktı…

Mesajı aldık…

Anladık… (değil mi!):

Soylu, İktidarın siyaset yapma, yönetme, muhalefetle temas etme tarzının ipucunu verdi… demek aşırı yorum mu?

Sanmıyorum..

Dahası… Yukarıdaki tespitin kapsama alanının “muhalefetle” diyerek geniş tutulmasına da dikkat isterim…

Yalnızca HDP’ye değil, CHP’ye de “giydiriyor” zira, Bakan Soylu…

“Giydiriyor”u argo manasıyla, verip veriştiriyor demek istemiyorum salt…

Bir rol de biçiyor HDP konusunda CHP’ye ve o rolü “giydirme” hesabı yapıyor kanımca…

Şuradan çıkarıyorum:

Buldan’a tehdit telefonu ettikten bir gün sonra Soylu, esasında (olsa!) hukuk devletine kendini ihbar eden eylemini açıkladı:

“Valilere müsteşarım üzerinden talimat gönderdim; ‘CHP İl başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole kabul etmeyin’ diye. Bu kadar basit.” (28 Haziran 2018)

Farkındayız; “Bu kadar basit”…

“Basit”ini kendisi izah ediyor:

HDP’yi kast ederek CHP’ye “Sandıkta beraberlerse cenazede de olacaklar” diye sesleniyor…

Kimin cenazesinde olacaklar?

“PKK mensuplarının cenazelerinde…”

Dalga da geçiyor:

PKK’lilerin cenazesinde CHP’ye “Bir kişilik kontenjan ayıracağız.”

Nasıl ama!..

CHP DE HEDEFE YERLEŞTİRİLİYOR ÇÜNKÜ…

HDP’yi PKK ile, CHP’yi HDP dolayımıyla PKK karesinde göstermek…

Hedef tahtasına oturtmak!

Nedir bu öfke?

Süleyman Soylu, hatırlarsınız, daha seçim öncesinde, HDP’ye gidecek “stratejik oy” verme ihtimali nedeniyle CHP’lileri tehdit etmişti:

“Partinize oy verin, HDP’ye taşıdığınız oyların hesabı sorulur” (22 Haziran 2018)

Anlaşılan CHP’den HDP hesabı sorma hazırlığı yapıyor, İktidar?

Kısa bir parantez:

Sizi bilmem ama benim kafama takıldı?

Neden HDP konusunda Süleymenm Soylu bu denli rijit çıkışlar yapıyor?

Bulabilidiğim cevap:

Galiba HDP’yi (RTE’nin beyanıyla ‘markaja alıp’) halletme ‘işi’ Soylu’ya ihale edilmiş…

İçişleri Bakanlığının sorumlulıuk sahasına zimmetlenmiş olmalı HDP…

Ki bu nedenle belki biraz da siparişi adrese teslim edememenin ezikliği ile artı kişisel hınç duyuyor…

Kişisel boyut meselesinde iddialı olamam…

Fakat bir güvenlik sorunıu olarak addedip, HDP’nin Soylu’nun Bakanlığına havale edildiğinde ısrarcı olurum…

Parantezi kapatıp CHP ile irtibatlandırılmasına gelirsek…

Neden HDP üzerinden CHP makasa alınmaya çalışılıyor?

HDP İLE DAYANIŞMA

AKP’NİN KİMYASINI BOZDU

Kestirmeden söyleyeyim:

Tıpkı demek doğru olur mu emin değilim…

Fakat belki de 24 Haziran Seçimi’nin muhalefete bıraktığı en büyük kazanım, 7 Haziran 2015 seçimine benzer bir dayanışma yaratması/miras bırakması oldu…

‘Batı’nın laik demokrat seçmeni, galiba hatırı sayılır bir CHP’li (belki de kiminin çok haz etmedikleri) HDP’ye oy verdi…

HDP’liler uzanan eli havada bırakmadı, tuttu; kayda değer miktarda HDP oyu İnce’ye gitti…

Toplumsal barış dahil pek çok konuda umut var eden bu yakınlaşma iklimi, tıpkı 7 Haziran  sonrası olduğu gibi, AKP/devletin Perinçekgillere kadar uzanan tüm çeper ve yörüngesinde öfke nöbetlerine sebep oldu…

Kimyalarını bozdu… Bir kez daha…

İntikam naraları kamuya açık alanlara bu mertebelerde ulaştığına göre…

Düşmanca tutum had hudut dinlemez hale gelmiş olmalı…

Hissedilen plan şu:

İLK HEDEF CHP’YE “PKK BASINCI” YAPARAK

HDP’Yİ YALNIZLAŞTIRIP İZOLE ETMEK

İlk aşamada: HDP’yi yalnızlaştırmak…

Bunun yolu aşikar:

CHP tabanı ile HDP arasındaki dayanışma/imece iklimini torpillemek…

Bunun yolu da CHP yönetimine HDP’ye karşı tavır aldırmak…

AKP tecrübe etti; biliyor…

CHP’yi kuşatma ve yörüngesinde hareket ettirme meselesinde, bilhassa HDP konusunda mahir…

Nasıl ki CHP’yi dokunulmazlıklar mevzusunda suç ortağı yaptı, AKP…

“Anayasa’ya aykırı ama dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyeceğiz” noktasına taşıdı, Kılıçdaroğlu’nu…

Şimdi de HDP’yi TBMM’de yalnızlaştırıp, toplumsal izolasyona iteklerken, CHP’nin en azından üç maymunu oynamasını istiyor…

“HDPKK” icatlı provokasyonlarda medya kartelini de tepe tepe kullanarak…

Perinçek eliyle “CHP PKK’yı Meclis’e soktu” tezviratıyla CHP tabanındaki şoven damarı da kaşıyarak…

CHP ile HDP’yi karşı karşıya getirmeyi hedefliyorlar…

AKP, CHP’Yİ BİR KEZ DAHA

HDP SINAVINA SÜRÜKLÜYOR

“Dokunulmazlık” meselesinde olduğu gibi CHP’yi yedekleyerek, AKP, HDP’ye karşı tezgâhlar planladığının işaretlerini veriyor…

Malûm ‘dokunulmazlık’ ayıbının gölgesi dururken…

CHP bir kez daha bağımsız karar verme yetisini iktidara teslim ederse…

HDP’ye karşı CHP, AKP vesayetinde siyasal pratikler geliştirirse sadece AKP karşıtı muhalefet blokunun zehirlenmesine, parçalanmasına yol açmaz…

Daha önemlisi… Toplumsal barış ve demokratik Türkiye hasretine de telafisi zor zararlar verebilir…

AKP vesayetinde, Saray yörüngesinde HDP’yi imhaya uzanan suç ortaklığı mı?

Bölücü değil bütünleştirici…

Toplumsal kucaklaşmanın önün açacak haysiyetli politik hat mı?

Galiba CHP bir kez daha HDP odaklı demokrasi sınavında…

Göreceğiz….

(*) HDP, AKP’nin İl Seçim Kurulunu baskı altına alarak oyları yeniden saydırttığını iddia ediyor. Muş’taki “yeniden sayım” mahallerini ziyaret eden HDP’li vekiller, AKP’nin keyfi tutumundan yakındı: “AKP 3 vekil almamızı kabullenemiyor. Farklı güçlere yaslanarak üçüncü vekili almak için her yolu deniyor. Bizim bütün itirazlarımız çok somut delillerle yapılmasına rağmen reddedildi.” (30 Haziran 2018)

24 HAZİRAN'DA ÇATILAN BU KÖPRÜ MUHALEFETE EMANET

24 Haziran Seçim sürecinin yarattığı bu dayanışma iklimi, HDP ile CHP tabanı arasında yakınlaşma ve imece AKP’nin kimyasını bozmuş görünüyor…

Demokratik muhalefetin sahiplenip büyütmesi elzem olan bu yakınlaşma, İktidarın hedefinde… Edirne’den Van’a uzanan ellerin birleşmesi AKP kadar neo faşist Vatan Partisi’nde de öfke krizlerine yol açtı…

AKP rejimi birleşen o elleri kesip koparmak için CHP ve HDP’ye karşı edeta kan davası gütmeye başladı…CHP’nin tuzağa düşmeyerek dik durması, Saray’ın oyununa gelmemesi, AKP’nin hesaplarını boşa çıkarır şüphesiz…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...