26 Haziran 2018 00:19

Gayrımeşru seçimin meşru galibi

Gayrımeşru seçimin meşru galibi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye yine aba altından sopanın gösterildiği, eşit olmayan koşullar altında, sportmence olmayan bir seçimden geçti.

Bence seçimin iki kazananı oldu.

MHP ve HDP.

Türk milliyetçiliğinin ana partisi MHP ve Türkiye solu ile Kürt özgürlük arayışının ortak partisi olan HDP.

EMEP başta Türkiye solu (ulusalcılar dışında) blok olarak HDP’yi destekledi. Bu Kürt kimliği yanında Türkiye solunun da bir başarısıdır.

Oluşan cumhur ittifakının temel koşulu Kürtlere karşı savaşın sürmesiydi.

Şimdi de bu ittifakın sürmesinin temel koşulu bu olmaya devam edecek.

HDP en ağır koşullar altında seçime girmesine, başkan adayının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının hapiste olmasına, onlarca parti binasının saldırıya uğramasına ve temel olarak kendisini baraj altında tutmayı amaçlayan bir erken seçime karşın büyük bir zafer kazandı.

Seçim sonuçları şunu bir kez daha gösterdi: Seçim haritasında yine net kalıcı bir şekilde istikrarını koruyan Kürt bölgesinde HDP hâlâ iktidar partisi, AKP ise ana muhalefet partisi konumundadır.

RTE, her zaman futbolcu geçmişi ile övünür, eğer babasının aşırı otoriterliği olmasa, belki de hayatı Fenerbahçe’nin ünlü sporcularından biri olarak şekillenecekti. Mahallesi Kasımpaşa’ya da güzel bir stadyumla teşekkür etti, iktidarı döneminde.

Futbol, takım ruhunu, uyumu gerektiren bir spor dalıdır. Karşılıklı olduğunda bir maçı izlemek doyumsuz bir keyif olur. Adeta bir sanat gösterisine dönüşür. Ama işin içine şike, itiş kakış, kasıtlı fauller girdiğinde, izlemesi işkenceye döner, sonuçta tribünlerde holiganların sille tokat, bıçak sopa taş birbirine girdiği bir kaosa dönüşür.

Eşit koşullar altında yapılan bir maçta taraflar birbiriyle el sıkışır, daha başarılı olan taraf tebrik edilir.

Hiç kimse 24 Haziran seçimlerinin sportmence geçtiğini iddia edemez.

Ama hâlâ geç değil. RTE’nin futbolcu ruhu hala devam ediyorsa, kendisine güveniyorsa hala yapabileceği şeyler var. RTE, Osmanlı tarihini sever, bazı Sultanlara (batıda İmparator diyorlar) hayranlığı vardır.

Metin And bir zamanlar “Gönlü Yüce Türk” diye bir kitap yayınlamıştı. Operadaki olumlu Türk imajı örneklerini verir. Danışmanlarına okumasını tavsiye ederim.

Evet, RTE kendine güveniyorsa yapacağı ilk iş, artık seçimi kazandığına göre gerek kalmayan OHAL’i kaldırır, bir cumhurbaşkanı adayı olan Demirtaş’ın serbest bırakılmasını sağlar, ardından HDP milletvekilleri, Türkiye’nin güney doğu köşesinde yerel iktidar olduğunu bir kez daha kanıtlayan belediye başkanları serbest bırakılır ve kayyumlar tarafından gaspedilen makamları iade olunur. Seçim haritasından Kürt bölgesi son derece kalıcı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Yakılıp yıkılan Kürt kentlerinin yakılıp yıkılmasına Kürt seçmeni son derece anlamlı bir yanıt vermiştir.

Ama RTE’nin bunu yapacak, sportmenliğini gösterecek gücü ve cesareti olduğunu hiç sanmıyorum.

Dilerim bizi şaşırtır.

RTE, cumhurbaşkanlığını, sadece yüzde 2 küsür farkla ve emanet oylarla kazanmıştır.

Seçimlerden önce RTE’nin yüzde 40 dolayında oy alacağı tahmininde bulunmuştum. MV seçiminde AKP’nin aldığı oy yüzde 40 dolayında kalmıştır. Bu da onların ulaşabileceği zirvedir. Başkanlık için aldığı “eksta” oy, “emanet” oydur.

AKP’ye oy veren dindar Kürt seçmeninin, bu seçimde onu terk edip, Saadet Partisine yöneleceği beklentisi vardı. Ama içine girilen kutupsallaşmada, bütün olanlara karşın Kürt seçmenlerinin bir bölümü AKP’ye oy vermeye devam etmiştir, istikrar korkusu ile. Doğu Perinçek’in aldığı sıfır altı oyun şaşırtıcı olmamasına karşın, Saadet Partisi’nin % 1 düzeyinde kalması şaşırtıcı olmuştur. Müslüman seçmenin İslam/Türk sentezini tercih etmesi de bir başka ilginç, araştırılması gereken olgudur.

Aslında 2015 Haziran seçimlerinden çok farklı bir tablo yoktur. AKP’nin bir farklı birleşimler partisi (eski sosyal demokratlara bile yer veren) olarak 2002 seçimlerini almasının kötü bir kopyası olan İYİ Parti gölde maya tutturamamıştır. İktidardan nasiplenme şansını göz önüne alan MHP tabanı, İYİ Parti’ye beklenen desteği yeterince vermemiş, ağırlıkla Devlet’e sadık kalmıştır.

Hani ne demişti Yunan filozofu Herakleitos: “Aynı suda iki kez yıkanılmaz!”

İYİ Parti’nin sadece MHP tabanından oy almadığını gerçeğini göz önüne alacak olursak, MHP’nin iki kanadının aldığı toplam oy ancak  1999 seçimleri düzeyini yakalamıştır (RTE desteği ile). Yani yüzde 17-18 gibi bir şey.

Bu seçimlerde, yerel seçimlerde baraj olmaması nedeniyle Kürt özgürlük hareketinin de, en ağır koşullar altında yerel iktidarı ele geçirdiği ve deneyim kazandığı da ( ki bu 1995 yılında yerel iktidar atağı yapan İslami hareket için de geçerlidir) unutulmamalıdır.

MHP, RTE’ye dayattığı savaş politikalarını devam ettirmek isteyecektir. Kaldı ki, Orta Asya modeli bir başkanlık sistemi her ikisinin de ortak hayalidir.

Demokrasi otobüsüne binerek iktidar olmayı başaran ve 2015 seçimlerinde bu otobüsü terk eden RTE, kader yürüyüşünde 2023 yılında kendi ütopyası olan İslami bir Cumhuriyeti ilan etme ve İslami toplumu yeni kuşaklar aracılığı  ile stabil etme doğrultusunda şimdi biraz daha hamle yapma olanağına sahip olduğunu düşünmektedir.

Türkiye seçmeni, istikrar korkusu ile bir kez daha RTE’nin kurduğu ittifaka, onun iktidarda kalmasını sağlayacak destek sunmuştur.

Bölgede oluşan kaos karşısında yeniden “istikrar”ı önceleyen dünya güçleri de en azından bir süre daha ona tahammül edecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...