17 Haziran 2018 00:28

Tam tersini yap!

Tam tersini yap!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sosyal bilimlerde cinsiyetçilik ile ilişkili araştırmalar çok yaygındır. Cinsiyetçiliğin kamusal alana ve sosyal politikalara yansıyışı derslerde örneklerle anlatılır. Bu örneklerin birçok ülkede azalmakta olduğu da vurgulanır. Sonra örneklerin azalmadığı, hatta çoğaldığı ülkeler incelenir. Türkiye gibi...

Eğitim Sen geçtiğimiz 23 Nisan’da “Çocuklarımız ve Gerçekler” başlıklı bir kısa bir rapor yayımladı. Bu raporda cinsiyetçiliğin, yani kız öğrencilere yönelik ayrımcılığın eğitim sisteminde yaygınlaştırıldığı vurgulanıyor. Rapordaki birkaç saptamaya bakalım...

Bunlardan ilki, ilkokuldan ortaöğretime geçişte kız öğrencilerin okuldan uzaklaşmasındaki artış. Yani, okula gitmeyen kız öğrencilerin sayısı artıyor. Ortaöğretim düzeyinde açık öğretime kayıtlı kız öğrenci oranı yüzde 62’ye yükseldi. Bu noktada hemen başka bir orana bakmak yararlı olabilir. Bakanlık verilerine göre, çocuk yaşta evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin hemen hepsi (yüzde 97) kız öğrenciler...

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kızların çocuk yaşta evlendirilmesi konusunda hazırladığı metinler de sanki eğitimdeki durumun ışığında hazırlanmış. Ocak ayında Cuma hutbesi olarak okunan bir metinde, “doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt edebilme yetisine sahip olmayan çocuk yaştaki kızlarımız evlendirilebilmektedir,” ve “cehalet ve sorumsuzluktan kaynaklanan bu yanlış algı ve uygulamalar, kimilerince dine dayandırılmaya çalışılmaktadır,” denilmekte.

Açıklamalar da gayet güçlü: “Ve bizler, sıcacık yuvalarımızın temelini atarken evlenecek çiftlerin ehliyetini, karşılıklı rızasını, sevgisini ve sadakatini esas alırız. Zira evlilik, tek taraflı bir menfaat ilişkisi değildir. Aksine evlilik, kadın olsun erkek olsun eşlerin istikballerine beraberce karar vermeleridir. Bir başkasının iradesini esir alma, onun üzerinde mülkiyet iddiasında bulunma ve geleceğini belirleme hakkı ve yetkisi hiç kimsede yoktur.”

Hutbede sanki açık açık, “Çocuk yaşta evlilik kesinlikle olmaz!” deniliyor: “Evlilik, bilinç ve sorumluluk gerektirir. Dinimizde ise sorumluluk, ceza ve mükâfat konusunda irade hürriyeti esastır. İnsanın, onuruna uygun bir şekilde hayatını sürdürme hakkını gasp etmek ve özellikle çocukları türlü istismarlara maruz bırakmak dinimizde asla caiz değildir. Kendine, Rabbine ve çevresine karşı henüz sorumluluk bilincinde olmayan bir çocuğun evliliğe zorlanmasının dinî ve ilmî hiçbir meşruiyeti, hiçbir temeli yoktur. Yuva kurmanın, eş ve anne olmanın anlamını idrak etme rüştüne erişmemiş bir kızın evlendirilmeye çalışılması asla kabul edilemez bir durumdur.”

Cuma hutbesindeki söylem, çocuk hakları ile yakından ilgilenenler için hiç şaşırtıcı değil. Hutbe, bir çeşit çifte anlatım içeriyor. “Öyle denir ama öyle yapılmaz!” gibi. Yani çift mesaj var: “Öyle dedik ama sen tersini yap!”

Bu noktada, İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu tarafından geçen Kasım ayında, Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yapılan bir açıklamaya yer vermekte yarar var: “Devletler, çocukların haklarına eksiksiz biçimde saygı gösterilmesini sağlayacak önlemleri almakla yükümlüdürler. Fakat son dönemdeki olaylar gösteriyor ki, çocukların geliştirilmesi, katılımları bir yana devlet tarafından yaşam hakları bile korunamamakta, bizzat ihlal edilmektedir. Çocuk anne babasının, işverenin ve devletin üzerinde dilediği gibi tasarruf edebileceği bir nesne değildir! Çocuk Hakları Sözleşmesi, altına imza atan devletleri bağlayıp yükümlülük altına sokan bir hukuksal bağlılıktır.”

Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların haklarını bilmeyi ve uygulamaya geçirmeyi gerektiriyor. Var olan gidişat ise, “Öyle denir ama öyle yapılmaz!” üzerine kurulu. “Kız çocuklar çok değerli ama okula gönderme!” “Çocuklar çok değerli ama istismardan koruma!” vs. vs... “Öyle deriz ama sen tersini yap!” listesi uzun. Bu söylem ve gidişat mutlaka sona ermeli. Çocuklar kimsenin ama kimsenin malı, mülkü, oyuncağı veya nesnesi değildir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...