19 Mayıs 2018 23:14

Amanda, çocukları ve bizler

Amanda, çocukları ve bizler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Amanda Morales ve çocuklarının öyküsünü Türkiye’de de pek duyan olmadı. Amanda New York’ta yaşayan, yıllar önce Guatemala’dan ABD’ye göçmek zorunda kalmış bir kadın. Ekmeğini gitar ve çello telleri üreten bir fabrikada çalışarak kazanıyor.

Aslında “kazanıyordu” demek gerek çünkü Amanda artık işe gidemiyor; olağan yaşamını sürdüremiyor. 17 Ağustos 2017’den bu yana, Manhattan’da bir kiliseye sığınmış durumda; kiliseden dışarı adım atmadan yaşıyor. Amanda ile birlikte üç çocuğu (Dulce, Daniela ve David) da artık Holyrood Kilisesi’nde kalıyorlar.

Amanda ve çocuklarının kiliseye sığınmış olmalarının nedeni, Trump tarafından başlatılan göçmenlere yönelik düşmanca uygulamalar. Trump seçim kampanyası boyunca “Ülke elden gidiyor”, “Yasalar işlemiyor; düzen bozuk” söylemini bol bol kullanmış ve en somut hedef olarak göçmen kökenli kesimi göstermişti. Bu düşmanca uygulamalar kapsamında çok sayıda sınır dışı etme kararı çıkarıldı.

Amanda geçen yıl hakkında sınır dışı kararı çıkarılanlardan biri. Amanda’nın çocukları ABD’de doğdukları için ABD yurttaşı sayılıyorlar. Ama anneleri Amanda yurttaş sayılmıyor. Bürokratik adlarla anılan, yurttaş olmak için gerekli koşulları sağlamadığı söylenen milyonlarca göçmenden biri. Amanda sınır dışı edilirse, ABD’ye geri dönme olasılığı neredeyse hiç yok.

Amanda’nın kiliseden dışarı adım atamamasının nedeni ise, sokaklarda beliren yeni tehlike. Trump iktidara geldikten kısa süre sonra, “Yasa ve düzen gerek!” söylemi görünür kılınmaya başlandı. Kısaca ICE olarak anılan kuruluş (US Immigration and Customs Enforcement) sokaklarda boy gösterir oldu ve kısa sürede korku salan bir tür polis gücüne dönüştürüldü. Sanki ABD sokaklarında yeterince üniformalı ve silahlı görevli yokmuş gibi, o ürkütücü sayı daha da büyüdü.

Amanda’nın çocukları okula gitmeyi sürdürüyorlar. Ama anneleri onlarla yolda yürüyemiyor, sokağa çıkamıyor. Anneleri hapis yaşamı sürdürüyor. Tehlike çok ciddi. Çocuğunu yuvaya bırakmak isterken gözaltına alınan, çocuğu ile anaokuluna gitmek için evden çıkan ama sınır dışı edilen ana babalar var. Amanda tehlikenin farkında olduğu için dışarı adım atmıyor.

Holyrood Kilisesi’nin tam anlamıyla güvenli olduğu da söylenemez. Kiliselerin zor durumda olan bireylerin sığınabileceği barınaklara çevrilmesi hukuki bir yoldan çok, yaklaşık 40 yıllık bir geçmişe sahip bir direniş geleneğinden ibaret. Trump’un iktidara gelmesinden sonra önemli sayıda belediye ve yerel kuruluş da bu geleneğe destek vereceklerini açıkladılar. Buna karşılık olarak, Trump yönetiminin belediye başkanlarını gözaltına almaya varabilecek bazı senaryolar üzerinde çalıştığı söyleniyor.

Trump, ABD’de iktidarın kimlerin elinde olduğunun anlaşılmasından hiç çekinmiyor. Aynı şekilde, ABD emperyalizminin gizli saklı sürdürülmesine de özen göstermeyecek denli “sert ve mert” bir başkan. Dünya patronların, en büyük patronların dünyası. Tarih yazılırken onların zeytinyağı gibi hep üste çıkması gerekiyor.

Bu nedenle, Trump ve diğer göçmen düşmanları kimi soruları hiç sormuyorlar. Milyonlarca insan neden Orta Amerika’dan ayrılmakta? Çocuklar bile neden tek başlarına yollara dökülüyorlar? Amanda Morales 2004 yılında ülkesi Guatemala’yı acaba neden terk etmek zorunda kalmıştı? “ABD’nin arka bahçesi” olarak anılan bölgede yer alan Guatemala’nın şiddet ve acılarla dolu yakın tarihi tümüyle ABD’nin eseri değil mi? Yerlilere yönelik soykırım, korucu sistemi, “B alığı yakalayamazsan denizi kurut,” stratejisi vs. hepsi!

Amanda Morales ve çocuklarının öyküsü giderek büyüyen bir sorunun göstergesi. Göçmenlere ve sığınmacılara yönelik tehlike ABD’de ve Avustralya’da giderek büyüyor; Avrupa’da da yayılıyor. Bu tehlike, hiç kuşkusuz, dünyanın büyük patronların dünyası olduğuna inananların işi. Onlar, büyük patronların ve hizmetçilerinin dışında kalan herkesin; genç veya yaşlı, kadın veya erkek, yurttaş veya değil, ezilmek ve sömürülmek dışında hiçbir seçeneği olmadığına inanıyorlar. Tehlikede olan yalnız göçmenler ve sığınmacılar değil, bütün insanlık aslında!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...