15 Nisan 2018 00:23

Vatana ihanet

Vatana ihanet

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Öyle oldu, böyle oldu, ne olduysa, neden olduysa, nasıl olduysa oldu, hava, su, toprak oldu, sonrasında canlılar, canlılardan da insan oldu. Öyle oldu, böyle oldu, ne olduysa, neden olduysa, nasıl olduysa oldu, canlı türlerinden insan toprağın belli parçasını mekan tuttu; mekan tuttuğu toprak parçasının içindeki, çevresindeki suyu, üstündeki havayı da mekanından saydı. Yetinmedi toprağın altındaki, yüzeyindeki, üstündeki varlığını bildiği bilmediği her şeyi mekanının tamamlayıcısıdır diye sahiplendi. Gel zaman git zaman, öyle ya da böyle, mekan tuttuğu toprağı; toprağın yüzeyinde ve altında, içindeki ve çevresindeki suda, üstündeki havada varlığını bildiği, bilmediği her şeyi birlikte kapsayacak biçimde kendi çizdiği sınırlar içine yerleştirdi ve çizilen sınırlar içinde kalan kısmı ‘vatan’ diye tanımladı, öyle belledi.

Hani, insanı ‘akıllı hayvan’, ‘konuşabilen hayvan’, ‘toplumsal hayvan’ ‘Alet icat edebilen ve kullanabilen hayvan’ gibi hayvana göndermeyle anlatır ve bu anlatımı hakaret olarak algılamayıp diğer canlılardan üstünlüğümüzün mütevazı ifadesi olarak beğeniriz ya, işte bunun gibi ‘İnsan vatanı olan hayvandır’ da diyebiliriz; hatta ‘vatanı olan tek canlı türüdür’ de diyebiliriz.

Vatan bazen bireyseldir; kişi açısından doğup büyüdüğü veya gelip yerleştiği yerdir. Maddi ve manevi değeri vardır, hatta atfedilen bu değer çok yüksek olabilir, ama kutsiyeti yoktur.

Vatan bazen toplumsaldır; bir milletin egemenliğinin kudretini ve gururunu taşıyarak üzerinde barındığı, yaşadığı ve uğruna her ferdinin canını vermekten kaçınmayacağı varsayılarak sınırları çizilen topraktır. Maddi değeri asla ağza alınmaz, ağza almaya tevessül bile edilemez, manevi değeri ise uğruna feda edilmiş canlar, altında yatan şehitlerden fışkırmış kanlar dışında dünyevi olsun uhrevi olsun hiçbir değerle kıyaslanamaz. Vatan kutsaldır.

Vatanın toplumsallaşmış hali maneviyat dünyamızda çoğu zaman maddi unsurlarını aşar, kutsiyet atfettiğimiz tüm değerlerimizi ve değerlerimizin sembollerini bir araya toplar; dilimiz, inancımız, askerimiz, uğruna canlarını feda etmiş olanlarımız, bayrağımız tüm bu ve benzeri değerler ağaçlardan, kuşlardan, göllerden, denizlerden toprak altı ve üstü, varlığını bilelim bilmeyelim her şeyden daha kutsaldır.

Vatan haini denince, insan türünün mekan tuttuğu ve zamanla sınır içine alıp bir anlamda toplumsallaştırdığı toprağı, içindeki ve yanındaki suyu, üstündeki havayı, altındaki ne olduğunu bildiği ya da bilmediği şeyleri şu ya da bu şekilde yok eden, yok etmeye yönelik eylemlerde bulunanlara denir, sanırsınız.

Hayır! O kişilere vatan haini denmez. Onlara vatan haini denmediği gibi çoğu kez ödüllendirilirler.

Vatan haini diye, vatanın kendisine değil toplumsallaştırılmış haline tasallut edenlere denir. Belli bir devletin sınırları içindeki topraklar üzerinde yaşayanların egemenliklerinin bir başka egemenlikle değiştirilmesi ya da belli bir devletin sınırları içindeki toprağın veya onun bir parçasının bir başka devletin sınırlarına dahil edilmesi yönünde düşünce taşıyanlar, bu yönde davrananlar, faaliyet gösterenler vatan haini kabul edilirler. Öte yandan, vatan haini kötülemesi davranışları veya görüşleri ya da inançları kendininkilerden farklı olan başkalarını bazen küçük düşürmek, bazen toplumun karşısına hedef olarak dikmek amacıyla da kullanılır. Ama, bu kötüleme ile kötülenen kişinin toplumun tümünün kabullendiği iddia edilen değerleri hiçe saydığı varsayılır. Özetle vatan hainliği vatanın bizzat kendisi ile değil toplumsal hali ile ilişkilendirilen bir kişiyi kötüleyen bir kavramdır.

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı”Uber’e binen de kullanan da vatan hainidir’ demiş.

Vatan haini yakıştırmasını çocukluğumdan beri duyarım. Bu kalıplaşmış yakıştırmanın türlü çeşitli kullanımıyla karşılaştım; ama Esnaf Odası Başkanınınki gibi vatanın hiçbir haliyle ilişkilendirilemeyen vatan haini kötülemesine rast gelmedim. Dudak büküp geçecektim, ama mesleki deformasyon, aklıma şu soruyu takmadan edemedim.

Esnaf Odası Başkanı açıklamasında şöyle diyor: “Uber San Francisco’da doğmuş, bugün benim askerime silah sıkan, Afrin’de askeri şehit eden hainlerin ürediği yerdir. Uber’e binen de kullanan da vatan hainidir.”

Şimdi; ben Konya’da doğdum. Uber San Francisco’da doğmuş. Ve ben Uber’e iki kez Paris’te bindim. Esnaf Odası Başkanına göre ben hangi vatanın haini oluyorum acaba? ABD’nin mi? Fransa’nın mı? Türkiye Cumhuriyeti’nin mi?

Vatanın kendisini yok edenlere karşı toprağın yüzeyinde ve altında, içindeki ve yanındaki suda, üstündeki havada bulunan her canlı ile kader birliği ettiğimi düşünüyorum.

Ve ben vatana ihanet kötülemesini vatanın toplumsallaştırılmış halini değil, kendisini yok etmekte olanlara yakıştırıyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...