04 Mart 2018 00:13

Olağanüstü iktidar, olağan muhalefet!

Olağanüstü iktidar, olağan muhalefet!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çokça karşılaştığımız bir ‘muhalefet’ argümanıdır: 

“Bu iktidar ne yaptığını bilmiyor, belirsizliğe doğru sürüklenip gidiyor...” 

Bazı açılardan öyle sayılabilir elbette ama esas olarak ‘ne yaptığını bilen’ ve hedefleri anlamında ‘gideceği yer’ hiç de belirsiz olmayan bir süreci yönetmeye çalışmaktadır. 

Güdük parlamenter gelenek ve dengelerin bile gereksizleştirilip dışlandığı,  ‘tek adam’a endekslenmiş ‘yeni devlet’ mimarisinin her gün biraz daha şekillenip kurumsallaştırıldığı bir süreç bu: Önce fiili durumlarla zorlanan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL ‘hukuku’ ile yürütülen, Afrin meselesinden hareketle ‘savaş hali’yle daha da derinleştirilen ‘inşa’ süreci... Yasama, yürütme, yargı ilişkileri, parlamenter rejimin asgari dengeleri,...hiç bir şey eskisi gibi değil, eskisi gibi yürümüyor ve ‘eski’yi korumaya çalışmak için bile ‘eskisi’ gibi davranmak kifayetsiz artık...

Bu bakımdan, bir ‘nihayi kopuş’ ya da ‘final’ diye işaret edilip önümüze konulan ‘2019 hedefi’, bugün yaşamakta olduğumuz gelişmeleri ötelemeyi, sindir(t)meyi de içermekte. Kaldı ki, ‘sayılmayan’ 7 Haziran seçimleri ve 16 Nisan referandumunda göz göre göre yapılan ‘mühürsüz’ usulsüzlük bile, düğümün öyle seçimle falan çözülemeyeceğini anlatmaya yeter de artar aslında. Çözülecek bir ‘düğüm’ varsa eğer, epey zamandan beri çözülmeye başlanmıştır zaten. “Atı alan Üsküdarı geçmekte”, kendisini izleyenlere de “2019’u bekleyin” demektedir!

Birazcık tanıyan herkes bilir ki, zorlanmadığı, mecbur bırakılmadığı sürece bu iktidar olağan koşullarda seçim yapmaz, sonucunu garantilemediği hiç bir seçimi de göze almaz! Seçim ve ittifaklara ilişkin düzenlemeler de buna yöneliktir  zaten. OHAL’in kaldırılmasını tartış(tır)mayan, OHAL koşullarında seçimi kabullendirmiş iktidarın, bu yeni atakla daha yapılmadan kazanacağı ‘çantada keklik’ işler peşinde olduğu açık.

İktidarın neyin peşinde olduğu açık da ‘muhalefet’ peki? 

“Saray iktidarı sürüklenip gidiyor” deyip de o iktidarın peşinden sürüklenip giden muhalefet! 

İktidar OHAL’le yol alıyor, onlar OHAL’i tartışmıyor! 

İktidar, ‘Afrin’ deyip savaş haliyle yönetiyor, onlar “gazamız mübarek olsun” diyor!

İktidar, ‘hakaret etti’ gerekçesiyle millet(in)vekili azledebiliyor, parlamenter rejimi koruyacağız diye slogan atanlar sorun bile yapmıyor, dert etmiyorlar! 

İktidar ‘garantili seçim’ peşinde torba yasalarla ‘ittifak’ düzenlemeleri yapıyor, birileri ise hemen kabullenip ‘torbaya’ giriyor, ona göre pozisyon alıyor ve “kiminle nasıl ittifak yaparız” arayışlarına girişiyor!

Hakkını yemeyelim ama, CHP’nin “Anayasa Mahkemesine götürürüz” çıkışını unutmayalım. Saray tir tir titriyordur şimdi! Sonuç verir mi? Vermez! Peki sonuç vermeyeceğini CHP yönetimi bilmez mi? Elbette bilir! Dediğimiz gibi, eskiyi korumak için bile eskisi gibi davranmanın yetmediğinin ayırdına varamamaktır mesele. 

Her konuşmasını “önümüzde 2019 var, ver oyunu CHP’ye, sorunları çözelim...” diye bitiren Kılıçdaroğlu, çözüme işaret ettiğini zannediyor. Peki geçtiğimiz 2016’da,  2017’de, içinde bulunduğumuz 2018’de yaşadıklarımız, yaşayacaklarımız? Ya OHAL? Ya savaş hali? 2019’da seçimlerin yapılacağından emin miyiz peki?...

Sorular çoğaltılabilir ve her soru, olağanüstü durumlarda olağan hallerle dikiş tutturulamayacağına dair yanıtlara yönlendirir bizi.  

‘Olağan’ muhalefet profiliyle olağanüstü süreçlerin altından kalkılması mümkün değildir.

Türkiye öylesi bir olağanüstü süreçten geçiyor ki, artık seçimler gibi ‘kestirmeden’ zaferler düşlemek, aslında yenilgiye giden en kestirme yolu şimdiden döşemek anlamına gelmektedir!

Anlayana...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...