25 Şubat 2018 00:15

‘Hababam Sınıfı’ meselesi...

‘Hababam Sınıfı’ meselesi...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Özellikle şu son günlerde milletçe içine “karabatak” gibi daldığımız kimi sorunlar nedeniyle başımızın hoş olmadığını günbegün daha fazla hissederken, diğer yandan da irili ufaklı bu “mesele”lerimizin hangisinin köküne öncelikle kibrit suyu döküp, dolayısıyla işe nereden başlamamız konusunda bir türlü karar veremediğimiz için halimiz ahvalimiz maalesef  tıpkı yandan çarklı demode vapurlar misali şinanay yavrum şinanay havalarında!

Her kafadan bir sesin çıktığı bu ortamda yalpalayan, hatta “terso” giden işlerimizi yoluna koymak için acaba öncelikle hangi rotayı izlememiz gerekiyor diye kös kös düşünüp dururken, bu arada sadece zaman öldürüp duruyoruz...

Bu bapta kimi “vatandaş”larımızın dediklerine bakılırsa; demokrasiden yana yeterince nasibini almış, bu kültürle nispeten de olsa yoğrulmuş diyarlarda, hemen hemen neredeyse her konuda işlerin, “kamu düzeni”nin aksamadan yolunda gitmesi için o ülkeyi yöneten “devletlu” zevatın evvelemirde kendi vatandaşlarının hakkını, hukukunu “adalet terazisi”nin şaşmaz, yanılmaz hassas ibresi doğrultusunda koruyup kollamaları gerekirken, bunun yerine memleketin tümünü, bir bakıma sanki “Hababam Sınıfı”na dönüştürüp bu minvalde yönetmeye soyunduklarında, işte o zaman işler ya sarpa sarıyor ya da hepten rayından çıkıyor velhasılıkelam!

Keza yine bu görüşü dillendirenlere göre... Duvarlarında “Adalet Mülkün Temelidir” diye yazıp çizdiğimiz ve son günlerde birbirinin peşi sıra sayıları giderek artan “Adalet Sarayları”nda ne yazık ki “adalet” kavramının neredeyse esamesi okunmazken, buna mukabil “Muz Cumhuriyeti” değiliz diyerek tepinip durmamızın bir anlamı kesinlikle mafiş!

Yurttaşlarımızın bazıları da kendi aralarında fiskos edip diyorlar ki; bir ülkede en az “ekmek” veya “su” kadar önemli olan “adalet” terazisinin yerle yeksan edildiğini sırf haykırmak için yeni başkentimiz Ankara’dan, eski payitahtımız İstanbul’a kadar “tabanvay”la  revan olup, bunu da “Adalet İstiyoruz” diye feveran eden ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı “hain”, ona eşlik eden kimi vatandaşlar da “hıyanet ordusu” damgasıyla “taltif” ediliyorsa;  ehh o zaman “mülkün”, namıdiğeriyle “devlet”in temelini oluşturan ve fakat son dönemlerde hani neredeyse bir nevi balta girmemiş “orman kanunlar”na dönüşüp, hepten çivisi çıkmış adalet mekanizmasının sil baştan “rektifiye” edilip, yıkanıp, aklanıp, paklanıp, ütülenip, kolalanıp, akabinde de bir “salise” dahi kaybetmeden halkımızın huzurunda “görücü”ye çıkması, çıkarılması şart!

Ancak..Beri taraftan da,  daha henüz analarının rahminden şu kırtıpil aleme göz kırpar kırpmaz  “fıtrat”ları mucibince “vatan” sevgisini sadece kendi “ipotek”lerii altına alan, bu uğurda kendileri gibi düşünmeyen, aynı tonlarda öksürmeyen kimselere neredeyse zerre kadar hak tanımayan, dahası da her biri sanki “Sümerbank Postalları” misali “yerli”, keza tıpkı “Çorum Leblebisi” misali “milli” hasletlerle donatılmış “asil”, aynı oranda da  “makbul”  vatandaşlarımızın; asla şaşmaz, zinhar yanılmaz öngörülerine göre; şu an, şu saatte ülkemizin öncelikle halledilmesi elzem olan sorunu, durup dururken birdenbire başımıza musallat olan, gökten ansızın zembille inen “Beka Meselesi”nin kökünü kurutmak....
Yoksa?..

Yoksa...Kimi şom ağızlı “müneccim”lerin dediklerine bakılırsa; memleketin havası bundan kellim maalesef ve de maazallah giderek tam anlamıyla “Hababam Sınıfı”na dönüşecekmiş Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...