26 Ocak 2018

Devrenin yenileri – 2

2. Lig’de sezonun yeni takımlarını ve devre bitiminde gruplarında aldıkları yerleri, hatırlarsanız, geçtiğimiz hafta bu satırlarda ele almıştım. Bu takımlar arasında ikinci devre başı itibarıyla gözlenen farklılıkları analiz etmeyi ise bu haftaya bırakmıştım.

Öyle ya, Birinci Lig’den düşen üç takımdan Mersin İdmanyurdu eksi puanla son sırada yer alırken Şanlıurfaspor ve Bandırmaspor 2. Lig’e çok hızlı adapte olup zirveyi nasıl da zorluyorlar? İşin içinde sadece siyasi otorite yok zira Bandırma’da belediye CHP’de, Mersin’de ise MHP’de… Fakat ortada şöyle bir tablo var: Mersin temsilcisi, henüz 2016 sezonuna dek Süper Lig’de mücadele veriyordu. Mesut Bakkal’la başladığı sezonu Ümit Özat’la taçlandırmış ve yapılan hatalar silsilesi ile son sırayı alarak küme düşmüştü.

3. Lig’den yükselenlere baktığımız zaman ise aynı grupta yer alan takımlardan playoffu ve hatta liderliği zorlayanlar olduğu kadar; küme düşmemek için mücadele verenleri de görüyoruz. Düşmemek için uğraşanlardan başlayalım…
Tarihi bir başarıya imza atarak 2. Lig’e yükselen Silivrispor’da yerel idare ile anlaşmazlığa düşen kulüp başkanının, siyasi bir tavır göstererek başkanlığı bırakması; yıllar sonra ilk kez belediye harici bir mali güce kavuşmuşken boşluğa düşen Silivrispor’da lig sonunculuğu olarak tezahür etti.

Küme düşme hattından sadece üç puan uzakta olan Bodrumspor için basit bir istatistik vermek istiyorum sadece: Geçtiğimiz sezon beş puan farkla şampiyon olduğu 3. Lig’deki son galibiyetini aldığı kadro ile 2. Lig’de ilk maçına çıktığı kadro arasında kaç farklı oyuncu vardı dersiniz? Dokuz! İlk on sekizden, dokuz oyuncu değişmişti…

2. Lig ve 3. Lig arasında, bu kadar değişimi hak edecek ciddi bir kulvar farklılığı yok; üstüne üstlük olan, şampiyon olmanın daha ciddi fiziksel etmenlere bağlı olduğu 3. Lig’de beş puanlık farkla şampiyon olan kadroya olur. Nitekim olmuş da…

Liderlik hattındaki dört takımdan birisi olan AfjetAfyonspor, sponsorunun ciddi desteğiyle; liderin dört puan gerisinde olan Altay ise muhtemelen eski günlere olan özlemle bu başarıyı yakaladı. Keza Sancaktepe Belediyespor ise belediyelerin ciddi ama gayriresmi destekleriyle playoff hattının bir basamak altında yer alma başarısını gösterdi. Keza Sakaryaspor da, Altay’la aynı grupta ve playoff hattının son sırasında yer alarak geçmişe özlem mesajını net bir şekilde takipçilerine iletti.

Altay ve Sakarya’nın, Afjet Afyon ile Sancaktepe Belediyespor’un aynı gruplara düşmesi ise kaderin bir cilvesi midir, kura çekiminin hikmeti midir bilinmez. Öyle ya, bir kenarda yapay olmayan tarihleri ve silinmeleri için tüm şartlar müsaitken ciddi bir geri dönüşle tekrar üst liglere sıçramaya hazırlanan Altay ve Sakarya dururken; diğer kenarda ise 2010’dan beri futbol sahnesinde olan Sancaktepe Belediyespor ile 2014’ten bu yana futbol sahnesinde olan Afjet Afyonspor var…

‘Orijinal” Afyonspor nerede?​’ diye soracak olursanız ise, 2004’ten beri kapalı diyebiliriz. Yaratılan suni takımların bu denli başarılara ulaştığı futbol ortamında Altay, Sakarya, Kocaeli, Çanakkale Dardanelspor, Batmanspor gibi ‘orijinal’ kulüpler ise adeta tırnaklarıyla kazıyarak yükselmek zorunda bırakılıyor. Evet, yükseliş hak edilmeli ancak bu hak ediş; Ümraniyespor’un yaptığı gibi stadyumuna asılan başbakan ve cumhurbaşkanı portrelerinin büyüklüğüyle doğru orantılı bir ivmeyle belirlenmese daha mı güzel olur acaba?

Yoksa o güzel günler, o kötü siyasi tandanslı takımlar geldi diye gözden kayıp mı oldular?

Evrensel'i Takip Et