31 Aralık 2017 01:05

'Yeni' için…

'Yeni' için…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir yılı daha bitiriyoruz bugün. 

Son günündeyken 2017’nin, eşiğindeyiz “Yeni yıl”ın...

Toplumsal-siyasal yaşamımıza dayatılan bunca ‘eski’nin kuşatmasında, ‘yeni’nin eşiğinde olduğunu hissetmek çok rasyonel olmasa da iyidir yine de.

Umuttur sonuçta; “umutsuz yaşanmıyor”!

Evet, gelecek için, ‘yeni’ için umutlu olmak gerek ama “yeni yıl-ların” öyle sadece umut etmekle, kendiliğinden ‘yeni’ olmayacağını da bilelim artık.

Yeni yılların gerçekten ‘yeni’ olmasının, ‘eski’yle hesaplaşmaktan geçtiğini unutmayalım. 

‘Eski’ dediğimiz, geçip gitmiş bir ‘mazi’ değildir çünkü.

Somuttur, yaşanmıştır, izleri üzerimizdedir, ağır yüklü bakiyesi sırtımızdadır.

Kaybettirdikleri, kaybettiklerimiz vardır.

Ki gerçekte neyi kaybettiğimizi ancak kaybettiğimizde anlayabiliyoruz!

Geçmişe bakmadan, yüzleşmeden, hesaplaşmadan, unutarak, ‘yeni’ye ulaşabilmek ne mümkün...

Sen unutursun da ‘eski’ unutmaz, elini kolunu bağlar, neyi unutmuşsan onunla kırbaçlar ruhunu, yüreğini, yaşamını...

Unuttuğun ölçüde fitil fitil getirir burnundan.

Her geçen yıl, bir öncekini aratır.

Hesaplaşılmayan ‘eski’nin eski sayılamayacağı, çoğu zaman farkında olmasak da, bir an bile peşimizi bırakmayan katı bir gerçektir.

Ne ‘yeni yıl’ kendiliğinden yeni oluyor, ne de ‘eski’ kendiliğinden eski!..

‘Eski’ gerçekten eskitilmeden, ‘eski yıl’dan çıkmadan, girilen yıl da ‘yeni’ olmuyor maalesef. 

Mesele, yeni bir yıla girmek değil, eski yıl-lar-dan çıkabilmektir yani...

Neler neler vardır o ‘eski’ dediğimiz yıllardan sırtımıza yüklenmiş, ‘yaşamak ağrısı’ gibi boynumuza asılı o bagajlardan:

Yeni bir yılın eğlencesine dalmışken insanlar, bir ücra sınır boyunda savaş uçaklarıyla paramparça edilmiş, adı “kaçakçı”ya çıkmış yoksul çocuklar mı dersiniz...

Tam içimizde patlatılmış bombalarla bizden koparılmış kardeşlerimiz, yoldaşlarımız mı...

Yıkılan kentler, yasaklanmış grevler...

Artık olağanlaştırılmış OHAL’li zamanlarda gasbedilmiş onca yılın kazanımları...

Daha neler neler...

‘Eski’ dediğimiz yıllar, bütün bunlarla birlikte keskin bir kılıç gibi tepemizdedir işte!

“Yeni yılın” yeni olup olamayacağı, o kılıca boynumuzu uzatıp uzatmamakla ilgili bir şeydir sonuçta...

***

Direnmek, insana bahşedilmiş en soylu özelliklerden biridir!

İnsan kalmanın direnmekten başka bir yolunun kalmadığı bir zamanın içinden geçerken...

Direnmek insanı güzelleştirir, daha bir insan kılar.

Yenileştirir!

İnsan, ancak direnerek kendisini ve geleceğini yenileyebilir.

Yoksa, ‘yeni’ diye sayıklanırken, ‘eski’nin eklentisi olunur sadece.

Bize yapılanları, yitirdiklerimizi unutmayacaksak, direneceksek eğer...

Yeni yılımız kutlu olsun!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...