17 Aralık 2017 00:55

Maraş Katliamı, zirveler ve zırvalar

Maraş Katliamı, zirveler ve zırvalar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir varmış, bir yokmuş. Ülkenin birinde gidişat çok vahimmiş. Ne kadar vahim olduğu zirvelerden belliymiş çünkü ülkenin başına çöreklenenler durum kötüleştikçe yeni bir zirve düzenliyorlarmış. Zirveler hem halkın uyutulmasını kolaylaştırıyor, hem de turizme can katıyormuş. Zirvelere katılacaklar için lüks araçlar seferber ediliyor; lüks otellerde lüks ortamlar hazırlanıyormuş. Zirvelerde yenen yemekler dilden dile dolaşıyor, zirveleri anlatmak için günler geceler yetmiyormuş. 

Zirveler düzenlemekte başkentin ticaret odası başı çekiyor; “Milli Otomobil Zirvesi” vb. ile bütün dünyaya örnek oluyormuş. Zirveler o kadar tutmuş, o kadar yayılmış ki, belediyeler bile kolları sıvamış. Zirve düzenlemeyen büyükşehir belediyesi varsa, artık ayıplanıyormuş. Belediye denince eskiden akla gelen çocuklar için oyun alanı, soluk alacak park, çocuk dostu kent gibi kavramlar çok geride kalmış; bütün düşünsel engeller aşılmış.

Belediyeler işi o kadar ilerletmiş ki, zirveler aracılığıyla tarih yazmaya başlamışlar. “15 Temmuz ve Darbeler” temasıyla zirve düzenleyen, “Darbelere Karşı Uluslararası Dayanışma Çağrısı” başlıklı bir deklarasyon hazırlatan, ardından deklarasyonu yedi dile çevirten ve dünya kamuoyuna sunan belediyeler bile varmış. 

Bu gibi tarihi deklarasyonların sonuna mutlaka, “O maske yırtıldı ve arkasındaki korkunç yüz ortaya çıktı,” gibi bir ibare konulması gerekiyormuş. Kapanış cümlesi olarak, “Oynanan oyunları Allah’ın izniyle boşa çıkaracağız,” deniyormuş. Bunlara artık kimse şaşırmıyormuş. “Yerel yönetim gerekirse dünyayı yönetir,” sloganı kullanılır olmuş.

Belediyelerin bile zirve düzenlediği bir ülkede en zirvede oturanlar zirve düzenlemez mi? Örneğin, Cumhurbaşkanı zirvesiz durabilir mi? Elbette ki, duramaz. Dünyanın dikkatini çekecek, dışarıda medyatik olacak, içeride ise kafaları karıştıracak bir konu bulunursa, hemen bir zirve düzenlenemez mi? Örneğin, Kudüs Zirvesi? Ya da, Olağanüstü Kudüs Zirvesi? Trump ve Netanyahu gibi siyasetçilerle dolu bir dünyada neden olmasın? Zirve düzenlenir, gelen gelir, gelmeyen gelmez. Gelenler sunulacak lükslerin tadını çıkarır. Nasılsa hesap soran olmaz...

Olağanüstü zirveye gelenler arasında pek karanlık tipler olursa, örneğin soykırım suçlusu biri gelirse hiç sorun olmaz. Neden olsun? Adam Müslüman. Cumhurbaşkanı bu adamla özel toplantı yaparsa? O da sorun olmaz. Cumhurbaşkanı zamanında söylemişti: “Bir Müslüman soykırım yapamaz!” 

Belediyeler zirvelerle tarih yazmaya başlamışken, reis duracak değil herhalde. Müslüman haksızlık yapmaz, katliam yapmaz, soykırım yapmaz. Sokaklarda çocukları vuran, uyuyan çocukları panzerle ezen polisler Türkiye’ye sızmış İsrail polisleridir. Hrant Dink’i öldürenler Müslüman değildir. Madımak Katliamı ise uzaylıların işidir. Çorum Katliamı da. Maraş Katliamı’nın uzaylılar ve sünnetsizler tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olduğu da sabittir.

O kadar sabittir ki, Maraş Valiliği başka türlüsünün söylenmesine izin vermez. Valilik, “Huzur ve güven ortamı ile milli güvenlik ve kamu düzeninin bozulmaması” için sinek bile uçurmaz. Yıllardır toplantı, gösteri, yürüyüş, miting, basın açıklaması yasak. Öldürülenleri anmak bile yasak. Çünkü ülkenin başına çöreklenenler zirve ve zırvalarla gerçekleri örtebileceklerine inanıyorlar. Oysa zirve ve zırvalarla bir yere varamayacaklar. Maraş Katliamı’nın da, milli rüşvetlerin, öldürülen çocukların da hesabı er ya da geç sorulacak. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...