21 Ekim 2017

Gözüm sizi nereden ısırıyor?

İki haftadır, önce “Yalancı Aristo” ve sonrasında “Üçten Gelim, Tümevarım” yazılarımla bu köşede 2. Lig’in yükselme hattına dair bir seri yazıyorum. Bu hafta da üçüncü ve son yazıyı yazarak bu mevzuya şimdilik nokta koymayı umut ediyorum… Evet, ilk yazıyı iki soruyla noktalamış; ikinci yazıda bu sorulardan birisinin cevabını aramıştım. Şimdi ise ikinci sorunun cevabına dair biraz kafa yoracağız. Neydi o soru?

İkinci Lig playoff hattında neden genelde aynı takımları görüyoruz? Bu soruyu, son dört yılı baz alarak cevaplayalım dilerseniz.

Son dört yılda Hatayspor ve Bandırmaspor üçer kez;Gümüşhanespor, Menemen Belediyespor, Amed Sportif ve Kocaeli Birlikspor ise ikişer kez playoff’a kaldı.

Halihazırda yedi yıllık bir ligden bahsettiğimizi düşünerek, perspektifimizi biraz daha genişletirsek ilk üç yılın rakamları da dahil olduğunda yedi yılda Bandırmaspor’un beş, Hatayspor’un ise dört kez playoff’a kaldığını görüyoruz. Tabii, yedi yılı baz aldığımızda Yeni Malatyaspor, Bugsaş gibi takımların da toplamda üç kez playoff’a kaldığını fark etmemek çok zor.

Peki, toplamda otuz beş takımın yer aldığı, iki gruptan ibaret 2. Lig’deki playoffsirkülasyonunundiğer liglere nispeten az oluşunu neye bağlamalıyız?

Hatayspor, çok spesifik bir örnek olacak ve onlarla başlamak istiyorum. Son dört sezonun üçünde playoff’a kalmayı başaran bu takımın iç sahada toplam mağlubiyeti kaç dersiniz? Yedi! İki sezon ikişer, bir sezon üç maç kaybettiler iç sahada. Keza Bandırmaspor’a baktığımızda üç playoff sezonunda toplam dokuz iç saha mağlubiyeti olduğunu, iç sahada en çok mağlubiyet (dört maç) tattığı sezonda dış sahadaki mağlubiyetini azalttığını ve hatta o sezonda playoff’tan 1. Lig’e yükseldiğini görüyoruz.

Ancak Bandırmaspor söz konusuysa, geçtiğimiz sezonu 1. Lig’de geçirdiklerini hesap ederek yedi yıllık 2. Lig’de yer aldıkları altı sezonun beşinde playoff’a kaldıklarını hususi olarak belirtmek gerekiyor. Bir önceki hafta yazdığım yazıda, istikrar örneği olarak Şanlıurfaspor ve 1461 Trabzonspor’a değinmiştim ancak misal 3. Lig’de daha sık gördüğümüz playoff’a birkaç sezon peş peşe kalan takımın er geç lig atlaması (Amed Sportif, İstanbulspor, Hacettepe ve hatta biraz ‘zorlama’ da olsa Keçiörengücü) olayını 2. Lig’de daha zor görüyoruz.

Bunun nedeni ise, esasında playoff hattı ve playoff için yarışan 6., 7. ve 8. sıra (bazen dokuzuncu sıra hatta!) takımları arasında öyle ahım şahım bir fark olmaması; bazen bir puanla veya averajla takımların playoff’a kalması ile başlıyor. 34 hafta boyunca istisnai durumlar haricinde dişe diş mücadele gösteren takımların, bazen sadece 180 dakikaya bağlanan o ‘final’ sendromunu yenememeleri birkaç sezonlarına mâl olabiliyor. Keza, Bandırmaspor örneğinden devam edelim…

Play off’tan 1. Lig’e yükseldikleri sezon sırasıyla Hacettepe, İstanbulspor ve Gümüşhanespor ile oynayan bordo beyazlıların sezon içinde kendi grubunda yer alan Hacettepe ve İstanbulspor’a karşı aldıkları galibiyet sayısını tahmin edebilir misiniz? Ben söyleyeyim: Sıfır. Ancak playoff’ta iki takımla yaptıkları dört maçta sadece bir gol yediler, üçünü kazandılar; finalde ise diğer gruptan gelen Gümüşhanespor’u 10 kişi kalsalar da gol yemeden elediler. 

DERS ÇIKARMAK, BUNA DENİR İŞTE!

Yazının finalinde ismini zikrettiğimiz kırmızı beyazlı Gümüşhanespor'a dair kısa bir istatistik ile bu haftayı kapatalım. 2012-2013'te finalde Darıca'ya karşı elde ettiği 2-0'lık zafer bir yana, iki kez 2. Lig'de playoff finali, iki kez de 3. Lig'de playoff ilk maçında kaybettiler. Bu sezonun neredeyse üçte biri oynanmışken, gruplarında liderler. Play offsendromundan kurtulabilecekler mi sezon sonunda göreceğiz…

Evrensel'i Takip Et