01 Ekim 2017 00:15

Okulları bitirmek istiyorlar

Okulları bitirmek istiyorlar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhuriyet tarihinin en çarpıcı çabalarından biri okullaşmadır. En yalın şekliyle söyleyecek olursak, cumhuriyet kurulduğunda yeni okullar açmak ve çoğaltmak amaçlanmış; bu yönde büyük bir çaba gösterilmiştir. Bugün ise okulların bitirilmesi için büyük bir çabanın gösterildiğini söyleyebiliriz.

Okulları bitirmek için kullanılan araçlar çok çeşitli. Yarışmacılığa ve giriş sınavlarına dayalı uygulamalar bu araçların başında geliyor. Giriş sınavlarının adları ne olursa olsun, ÖSS, ÖYS, TEOG, YGS, LYS vb. sonuç değişmiyor: Bir yandan kitlelerin elenmesi ve eğitim haklarının ellerinde alınması, diğer yandan okulların ufuk açmaya değil sınavlara hazırlamaya odaklanması.

Bu açıdan bakıldığında TEOG hakkında “yetkililer” tarafından yapılan son açıklamaların hiçbirinin okulların asıl işlevleri ile bir ilişkisi yok. Sınavlar ile nasıl oynanırsa oynansın, çabanın ne yönde olduğu artık çok açık: Var olan tek adam iktidarı okulları bitirmek peşinde.
Yine de yapılan açıklamaları değerlendirmek gerekirse, Ünal Özmen’in son yazılarından birine kulak verebiliriz: “Öğrencinin neye odaklandığını, odaklanması gerektiğini eğitim kademesi geçişlerinde ve personel seçimindeki sınavlar belirler. Devlet, eğitim sistemindeki olası sapmaları sınavlarla denetler. Demokratik eğitimciler, sınavların, eğitim sistemini değerlendirme yerine öğrencilerin seçiminde araç olarak kullanılmasına itiraz ederler. İtirazlarının önemli gerekçelerinden biri de eşit koşullarda eğitim almamış öğrencilerin sınavlarda eşitlenmeye çalışılmasıdır. Evet, merkezi sınavlara adil olmayan bir süreçten geçerek giren öğrenciler -sorular çalınmadığı sürece- yasal olarak eşitliği tartışılmayan ortak bir sınava girerler. Galiba (tek adamın) canını sıkan da bu; adaletsizliğine rağmen öğrencilerin sınavlarda eşitlenmesi! Erdoğan, dinselleşen eğitimin hizmetine sunacağı ancak ortak sınavda başarı şansı bulunmayan milis adaylarına icazet vermesinin önündeki engeli kaldırmak istiyor.”

Demek ki, mesele sınavları kaldırıp okulları bu çok ağır yükten kurtarmak değil. Asıl mesele, okulları gerçek işlevlerinden arındırmak, milyonlarca dindar ve kindar milis üretebilmek. AKP iktidarı döneminde yapılan tüm önemli değişiklikler ancak bu şekilde anlaşılabilir. Şu an var olan tek adam iktidarı tarafından yapılacak herhangi bir değişiklik de, yalnız ve yalnız okulları bitirmek için yapılmış olabilir. Akıllı tahtaların kullanılmasından üniforma yerine serbest giyimin önerilmesine, 4+4+4 dayatmasından, okullara cinsiyet duvarları sokulmasına, hatta sınavların kaldırılmasının düşünülmesine dek hepsi aynı çabanın parçaları. Önerilerin ve değişikliklerin hiçbiri çocukların yararı veya toplumun çıkarı düşünülerek yapılmadı ve yapılmayacak. Amaç, okulları bitirmek!

Peki okulları bitirince yerine ne koyacaklar? Artık okul olmayacak mı? Elbette ki, okulları kaldırmayacaklar. Ama okul yerine bir tür medrese, bir zihin kurutma kurumu konulacak. Tek adama kalsa belki de hepsi imam hatip (İH) olacak. İH anaokulu, İH ilkokulu, İH ortaokulu, İH üniversitesi. Geçen hafta demiş ki, “Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi başlı başına bir ekoldür. Okulumuzun mezunlarına baktığımızda siyasetten bürokrasiye her alanda çok önemli başarılara imza atmış isimlerin olduğunu görüyoruz. Buradan belediye başkanları, milletvekilleri, bakanlar yetişti. Başbakanlar, cumhurbaşkanları yetişti.” Ama bu okuldan çıkanların nasıl olup da siyasete yöneldiğini, dertlerinin neden ülkedeki okulları bitirmek olduğunu anlatmamış.

Okulları bitirmek isteyenler, kaçınılmaz olarak öğretmenleri hedef aldılar ve alıyorlar. Zihin kurutma kurumlarına zihni dogmalarla dolu kişiler atamak istiyorlar. Eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi mücadelesine gönül ve emek veren öğretmenlere; okulların gerçek işlevlerine, kamusal eğitime, bilime sahip çıkan tüm oluşumlara ve sendikal örgütlenmelere yapmadıklarını bırakmıyorlar. Eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasi mücadelesine gönül ve emek veren; bu nedenle KHK ile işinden edilen, sürgün ile görevinden alınan binlerce öğretmen mücadelesini sürdürüyor. Onların ve okulların bitirilmesine karşı çıkan herkesin mücadeleyi sürdürmesi çok önemli. 

Bu hafta 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü kutlanacak. 5 Ekim artık yalnız öğretmenler günü değil; okulları, çocukları ve toplumun çıkarlarını savunma günüdür.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...