27 Ağustos 2017 00:15

OHAL’de bayram olmaz

OHAL’de bayram olmaz

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bayram tatili uzadı, yani uzatıldı. Dörtken on gün oldu, beş de olabilirdi, on beş de. Dokuz da olabilirdi, on dokuz da. Tatilin süresi de, bayramın içeriği de artık iki dudak arasında. Kim karşı çıkabilir ki? OHAL var, ‘Yeni Türkiye’ var.

Belki bayram bundan sonra haftayla sayılacak. Kaç hafta? Üç, olmadı dört. Haftalar yetmeyecek, ay ile sayılacak. Belki de yeni bayramlar türetilecek. Kararlar iki dudak arasında.

Bunlardan hiçbiri şaşırtıcı olmaz çünkü artık gidişat iyice belli oldu. Tek adam, iki dudak rejiminde bayramlar, kurumlar, hukuk ne varsa hepsi rejimin isteğine bağlı. Hiçbir şey tek adamdan üstün değil. Her şey ama her şey ona bağlı. Yerel yönetimler ve ticaret odaları bile.

Bundan böyle bayram öncesi emekliye zam, erken maaş, vb. ağza bal çalma yapılacak. Artış yapılmasa bile yandaş medya tarafından haberi yapılacak; yandaş gazeteler “milyonlara müjde!” başlıkları atacaklar. Tatil süresi uzatılacak, yandaş gazeteler yine “milyonlara müjde!” yazacak.

Ama bayram tam OHAL bayramı olacak. Örneğin, bayrama Sur’da yıkımla girilecek. TOMA’lar eşliğinde yürütülen bir yıkımla. Kameralar önünde, saklısı gizlisi olmadan. Tam o sırada Hasankeyf’e dinamitlerle saldırılacak. Yetmemiş gibi iki de KHK çıkarılacak, KHK olmadan bayram olmazmış gibi.

Artık gidiş belli. Kurban Bayramı’nda kurban edilen kitleler, kurban eden ise yönetenler. Bayramlar artık kitlelerin bayramı değil, kitleleri ezenlerin bayramı. Gizlemeye saklamaya da gerek duyulmuyor. Bayram edenler yeni rejimin koruduğu, önünü açtığı girişimciler. Türkiye’yi talan edenler. Onlara artık hep bayram; hep talan bayramı.

Talan sürebilsin diye OHAL gerekiyor. OHAL için de şiddet. Şiddeti seve seve uygulayan, sanki hiç tükenmeyecek kin ve nefret ile dolu güçler 2015’den bu yana hiç durmadan çalışıyorlar. Kol kırmaktan, kapı kırmaktan, eşyaları kırmaktan, onurları kırmak için ellerinden geleni yapmaktan hiç çekinmiyorlar. Kırdıkça, döktükçe, yıktıkça, hatta uyuyan iki çocuğu panzerle ezince ‘destanlar’ yazıyorlar. Onlar için hep kıran bayramı.

OHAL okullarında bilim ve kuşku yok, dogma var. Okullar artık yalancıktan okul, eğitim bir yalan dolan süreci. Üniversiteler de öyle. İçi boşaltılan okullara ödenen büyük paralara akıl ermiyor ama tek adam rejimi için bundan iyisi yok. Eğitim özelleştikçe özelleşiyor, yeni kuşaklar muhafazakarlaştıkça muhafazakarlaşıyor. Yani işler tıkırında! Eğitimi ele geçirenler açısından her gün yalan dolan bayramı.
Artık gidiş ortada. İki dudak ve süresiz OHAL rejiminde kurbanlar belli. Adı konsun konmasın, sürekli kurban, sürekli talan bayramı, sürekli kıran döken bayramı, hep yalan dolan bayramı. Yani OHAL ile kimileri hep bayram ediyor.

OHAL varken bayram olmaz. En açık gerçeklerin bile yazılamadığı, yalan-dolan-talan ile dolu günlerde bayram olmaz. Bayram ancak haklar varken olur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...