Konya ekolü

Sık sık sahalarda yaşanan, tribünde gelişen bazı tatsız olayların gündeme geldiği alt liglerde beyanları esas alıyoruz zira kamera kaydı hak getire. Ancak öyle durumlar oluyor ki masumiyet karinesine zeval geliyor.

2012-2013 sezonunda dört puanla şampiyonluğu kaçırdığı Bölgesel Amatör Lig’de dikkatleri üzerine çeken bir takımdan bahsedeceğim bu hafta. Tire 1922’den. Tire temsilcisi, dört puanla şampiyonluğu kaçırdığı sezon sonrasında bir puan farkla şampiyon olur; playoff usulü devam eden ligde final maçında yılların İzmirspor’unu penaltılarla eleyerek profesyonel liglere “Merhaba” der.

3. Lig’deki ilk sezonunda uzun süre üst sıralarda devam etse de iki puanla playoff’u kaçırır. İkinci sezonunda playoff’a kalır, ilk turda Zonguldak Kömürspor’a toplamda 4-1’lik skorla yenilerek 3. Lig’den devam etmek zorunda kalır. Bu hırs ve azim, nihayetinde yorgunluk (veya son dönemin moda deyimiyle ‘metal yorgunluğu’) olarak baş gösterir ve geçtiğimiz sezon 3. Lig’de iddiasız bir konumda, orta sıralarda, ligi tamamlar Tire 1922.

Bu istatistik, buzdağının sadece görünen kısmı. Üç farklı maçtan bahsetmek istiyorum esasen. 

İlk maç, geçtiğimiz sezon hazırlık maçı olarak oynanan Bucaspor-Tire 1922 maçı.

Tire 4 Eylül Stadında oynanan maçta Tire 1922 oyuncu izleme ekibinden Serkan Söğüt maçın hakemi, stadyumun tost işletmecisinin oğlu ve aynı zamanda Tire 1922’nin alt yapı çalıştırıcılarından birisinin ise yan hakem olduğu maçta faul itirazları eşliğinde Tire 1922 golü bulunca Bucaspor Kalecisi Kemal Mert, hakemin boğazına sarılır. Hiçbir güvenlik tedbirinin olmadığı maçta taraftarların da sahaya girmesi, bir felaketin eşiğine getirir iki takımı da. Ancak Buca teknik heyetinin ve Tireli yetkililerin kendi taraftarlarını sakinleştirmeleriyle olaylar diner.

İkinci maç, bir önceki sezon oynanan Dardanelspor-Tire 1922 maçı.

Çanakkale’de oynanan maçı, İzmir ekibi 2-1 kazanır. Maç sonrasında Dardanelspor yedek kulübesindeki teknik ekibin ve sahaya giren birkaç taraftarın Tire 1922 teknik heyetini ve Kulüp Başkanı Mutlu Sarayköylü’yü, kulüp masörü ve doktorunu da darbettiği iddia edilir. Mutlu Sarayköylü, maç sonrası yaptığı açıklamada olayı yargıya taşıyacaklarını ifade eder.

Üçüncü maç ise çok yakın bir tarihten: Bu haftadan! Afjet Afyonspor ile Afyon’da bir hazırlık maçı oynadı Tire 1922. 15. dakikada attığı golle öne geçer Tire 1922. 35. dakikada Afyonsporlu bir futbolcunun Tireli futbolcuya saldırması sonrası saha karışır. Olaylar dinmiş gibiyken, Afyon teknik direktörünün Tireli bir başka futbolcuya yumruk atmasıyla işler karışır. 100 kişilik taraftar grubunun da sahaya inip Tire 1922 oyuncuları ve teknik heyetine saldırmasının akabinde 7-8 dakikalık hengame yaşanır ve Tire ekibi soyunma odasına zar zor da olsa geçebilir.

Bütün bunların hepsinin, Tire öndeyken veya galip gelmişken gerçekleşen olaylar oluşundan hareketle rakibi kışkırtacak bir şeyler yapıp yapmadıklarını düşünebiliriz bittabi. Ancak bu, yanlış bir önerme olur. Hiçbir şey şiddeti meşru kılmaz. 

Tabii, saha olayları ve alt ligler demişken; Eyüpspor’a apayrı bir yer ayırmak lazım. 

2011 yılında kendi sahasında Tokatspor ile oynarken taraftarının sahaya girip hakemi kovaladığı ve bu sebeple 5 maç seyircisiz oynama cezası aldığı vakidir. Hatta aradan geçen altı yıla rağmen, iç saha maçlarında hâlâ zaman zaman “Hakem şaşırma tur atarsın sahada” tezahüratının taraftarlarca dillendirilmesi de vakidir!

2012’de Altay ile Eyüp’ün İstanbul’da oynadığı maçtan sonra futbolcuların birbirine girdiği ve hatta Altay’da oynayan Serhat Akın’ın buz kıracağı ile diğer futbolculara saldırdığı bir olay yaşandı bu ülkede. 

Keza 2015’te, Halide Edip Adıvar ile Vefa Stadyumu’nda oynayacağı maç öncesi aynı stadı kullanan Karagümrüklülerle kavga eden Eyüpspor taraftarı, kendi sahasında ağırladığı İnegölspor ile de sürtüşmeler yaşamış; bu sebeple İnegöl deplasmanında taraftar yasağı almıştı.

Konyaspor’un Süper Kupa finalinde sergilediği hâl ve hareketler hiçbir şekilde tesadüf değil. Zaten Konyaspor objektifinden bakacak olursak Ankara Katliamı’ndaki kayıplar için yapılan saygı duruşunu ıslıklayarak renklerini belli etmişlerdi. Ancak geniş perspektiften ele aldığımızda, maalesef Türkiye’de gerilimden beslenen ve bu şiddeti besleyen pek çok kulüp var. Çözüm? Rejenerasyon! Hem de topyekün!