05 Ağustos 2017 01:51

Ankara futbolunu yıldırdılar

Ankara futbolunu yıldırdılar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını tanıyorsunuz. Futbola olan sevgisine de az çok denk gelmişsinizdir. Son yaşanan bir hadiseden hareketle, vaktizamanında “Hoşgörünün, diyaloğun ve barışın temsilcisi” diye addettiği birilerine selam gönderen belediye başkanının futbol aşkının kaç kulübü tarihin çöplüğüne gömdüğünü anlatalım…

Dilerseniz, ilk olarak son hadiseden başlayalım. Dokuz yıldır Keçiörengücü’de oynayan bir futbolcu var: Yıldıray Koçal. Bir dönem Ankaraspor’a ve Altınordu’ya da gitti (gönderildi) ama asıl kulübü hep Keçiörengücü olarak kaldı.

Altay, sözleşmesi devam eden Yıldıray için evvela kulübü ve menajeriyle görüşüyor; transfere sıcak bakan futbolcu sayesinde de 100 bin TL değerinde bir sözleşme imzalanıyor. 10 Temmuz’da İzmir’e giden Yıldıray, Altay ile idmana çıkmaya da başlıyor. Ancak ne oluyorsa, Keçiörengücü ödemeleri aldığı halde sözleşmeyi feshetmiyor! Üstelik aradan iki hafta geçtikten sonra transferden vazgeçen Keçiörengücü; Altay’da kalmak istediğini ifade eden Yıldıray’ı geri çağırıp, başka bir başkent kulübü olan Bugsaş’a satıyor.

Burada bir es vermekte fayda var. Sondan gidelim gene.

Bugsaş normalde, AŞTİ’nin işletmecisi olarak görünen bir taşeron kurumdur. Ancak ne hikmetse, AŞTİ’yi bunlar işletir; otopark gelirleri ise Keçiörengücü’ye gider. İlk olarak 1984’te Egospor olarak kurulan kulüp, 2005 yılında adını Bugsaş’a çevirdi. Bu sezon 2. Lig’de Kahraman Kazan adıyla mücadele edecekler. Büyükşehir Belediye Başkanı çok zeki bir adam. Bu isim değişikliği sayesinde hem kulübün kendisiyle organik bir bağı kalmamış gibi gösterebiliyor, hem de 15 Temmuz’a gönderme yapıyor. Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yiyor. Neden mi? Bu sorunun cevabı, başka bir soruda gizli:“Ankaraspor neden Osmanlıspor oldu?”

Belediyenin takımından, yıllarca adındaki BŞB unvanını nereye yerleştireceğini bilemediği için bir BŞB Ankaraspor, bir Ankara BŞB Spor olarak yola devam ederken bir anda kurumsallaşan ve Ankaraspor adını alan mavi beyazlı kulüpten bahsediyorum. Ankaragücü’nün, başkanın gizli düşü olduğunu bilmeyen artık kalmadı neredeyse. Bir sefer, buna çok yaklaştı ve oğullarından trafikte tartıştığı adama samuray kılıcı çekeni değil de öbürünü Ankaragücü’ye başkan yaptı. Aslında Ankaraspor’un da yeri başkanda ayrıydı. O takım sayesinde, o hafta yenileceklerini iddia eden yayıncı kuruluşun kurucusuna “Bugün attığımız gollerin hepsi sana gelsin” diyebilmişliği vardı canlı yayında.

Fakat Ankaragücü’ye başkan olan evladı, Ankaraspor’un da yönetimindeydi. Ankaraspor’un futbolcularının bedavaya Ankaragücü’ye gitmesi üzerine TFF’den kulübün satış fermanı çıkarıldı. Kulüp satılamadı. Bir yıllığına liglerden çekildi. Ankaraspor’un kağıt üzerindeki başkanı ise eskinin Düzce Belediye Başkanı, işletme olan Bugsaş’ın (Futbol kulübüyle karışmasın) ise o dönemki başkanı Ruhi Kurnaz’dı. Sonrası bildiğiniz gibi; gitti Ankaraspor geldi Osmanlıspor. Ruhi Başkan’ı Bugsaş’tan da tasfiye ettiler. Şimdi bol bol Yeni Şafak videoları paylaşıyor Twitter’da.

Gelelim, geliriyle Süper Lig’deki pek çok takımı da sollayabilen Keçiörengücü’ye. Bu takım, esasında orijinal Hacettepe. Belediye başkanının bir gün canı çok sıkılınca, Hacettepe’yi lağvedip yerine böyle bir garabeti inşa etmesinden ibaret bütün tarihi. Üstelik, aynı semtin bir diğer takımı olan Keçiören Sportif’e ilçe belediyesinin su dahi vermemesi nihayetinde bu takımın kapanmış oluşu da vakidir.

Kafanız çok mu karıştı? Bugsaş işletmesine ait gelirlerin neden bu işletmeye ait futbol kulübüne değil de Keçiörengücü’ye gittiğini siz de sorguladınız mı fazlasıyla? Bunun cevabını vermek zor ama bütün bu “network”ün mimarı, diyaloğun değil belki ama o meşhur gülüşün temsilcisi yetenekli bay başkanın bir lafı var: “Futbolda gördüğüm ayak oyununu siyasette görmedim.”

Bir de adı şimdilerde Düzce’de bir sokakta yaşatılan eski Ankaraspor başkanına sormak lazım. Siyasette de sporda da tecrübeli ne de olsa. Kendisinin Ankaraspor’a nasıl başkan olduğunu da anlatıp; sözlerimizi sonlandıralım.

Vakitlerden bir vakit, Ankaraspor yeni inşa ettiği stadına geçmek istiyor; TFF ise gece ışıklandırması olmadığı için izin vermiyordu. Bir cuma akşamüstü TFF’ye bir dilekçe geldi. Kendisini sade bir Ankaraspor taraftarı olarak nitelendiren bir zat, hafta sonunda gündüz maçı oynayacak olan takımının neden yeni statta oynatılmadığını sormuştu. TFF apar topar toplandı, dilekçeyi görüştü ve karara bağladı: Ankaraspor yeni stadına geçiyordu. İşte o dilekçenin altındaki imza, Ruhi Kurnaz’a aitti. Kendisi, birkaç ay sonra Ankaraspor’a başkan oluverecekti. Muazzam bir başarı öyküsü değil de, ne bu?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa