23 Temmuz 2017 01:00

4 parmak ve çocuklar

4 parmak ve çocuklar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Turgut Özal, ANAP iktidarı döneminde “Türkiye’nin çağ atlamakta” olduğunu söyler dururdu. Atlanan çağların hangi çağlar olduğunu ise söylemezdi. Sonra anlaşıldı ki, 12 Eylül ve 24 Ocak darbeleri ile toplumun aslında çağları geriye doğru atlaması isteniyordu.

O günlerden bugünlere geriye doğru müthiş yol alındı. Çağlar gerisine gidilmesi için büyük çaba harcayanlar toplumda şiddet ve kokuşmanın yaygınlaşmasını da sağladılar. Hatta şiddeti ve yolsuzluğu en iyi becerenler olarak devletin başına geçebildiler. Cuntanın Başı Kenan Evren kendini zorla cumhurbaşkanı yaptırdı. “Benim memurum işini bilir!” diyerek yolsuzluğu olağanlaştıran, kurumsallaştıran Milli Selametçi Özal da cumhurbaşkanlığına seçildi. Günümüzdeki durum ise ortada...

AKP döneminde çağ atlama hızlandı ve 15 Temmuz ardından doruğa çıktı. Türkiye artık her gün bir kabus yaşıyor. İktidar elindeki tüm araçları toplumu geriletmek için kullanıyor ve bunu hiç gizlemiyor. Yerel yönetimler de geriletme araçlarına dönüştürüldü. Sonuç çocuklar için tam bir karabasan.

Aklıma geçen yıl düzenlenen ve demokrasi ile hiçbir ilişkisi olmayan ‘ileri demokrasi’ nöbetlerinden birinde çekilmiş fotoğraflar geliyor. Yer Pendik. Tarih 10 Ağustos. ‘Milli İrade Nöbeti’ sırasında kendilerine biçilmiş ‘ileri demokrasi’ figüranı rolünü oynayan kişilerin fotoğrafları çekiliyor. Kimileri ‘Rabia’ işareti yapıyorlar.

Fotoğraflardan birinde, o işareti yapan küçük bir kız da var. Küçük bir kıza, hem de kameralar karşısında, bu işareti yaptıranlar onun ne iyiliğini, ne de geleceğini düşünüyorlar. Küçük bir kıza, geleceğini karartacak bir zihniyetin işaretini yaptırıyorlar. Bir düşünelim, bu dört parmak ne anlama geliyor.

Birincisi, ‘Kadın arkadan gelir’ anlamına geliyor. Roma, Berlin, Kahire fark etmez; erkeğin önde yürümesi, kadının arkadan takip etmesi anlamına geliyor. Yani, erkeklerin kafalarında taşıdıkları ataerkil inançları ve öğrenilmiş bencillikleri ile sırf erkek doğdukları için kendilerini dünyanın yarısından üstün görmeleri demek. Dört parmak, cinsiyetçilik demek. 

İkincisi, sert ve acımasız ayrımcılık demek. Dört parmak, kadına yönelik ayrımcılığın yaşamın her noktasına sokulması ve kurumsallaştırılması demek. Kız çocuklarının karşısına olabildiğince erken yaştan acımasız duvarların çıkarılması, onların erkek çocuklara sağlanan olanaklardan yoksun bırakılması demek. Nerede doğarsa doğsun, daha ilk günden dünyaya ışıltı taşıyan kız çocuklarının karşısına daha ilk günden karanlık bir zihniyetin çıkarılması demek.

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, ayrımcılığın önlenmesi ve çocukların hiçbir nedenle ayrımcılıkla karşılaşmaması temel ilke olduğuna göre, çocuklar arasında ayrımcılık güden her zihniyet gibi dört parmakçılık da çocuk haklarına aykırıdır.

Üçüncüsü, dört parmakçılık kız çocuklarını yalnızca olanaklardan yoksun bırakmaz; sırf kız oldukları için birçok tehlikeye maruz kalmalarına da neden olur. Yani, kız çocuklarının düpedüz zararına olduğu için de çocuk haklarına aykırıdır.

Dördüncüsü, dört parmakçılık kız çocuklarının gelişmesine engel olur. Yani, onların gelişme haklarını çiğner; ısrarla kızların geride kalmasını sağlamaya çalışır. Bu düpedüz akıl dışıdır çünkü toplumun yarısının geride kalması demek, toplumun geride kalması anlamına gelir. Kadınlara ayrımcılık uygulayan, kadınların erkeklerden geride kalması için uğraşan her rejim ve zihniyet düpedüz akıl dışıdır.

Özetle, dört parmakçılık bir karabasandır. Yurtlara kapatılan çocuklar demektir. Yanarak ölen çocuklar demektir. Kur’an kursunda küçücük kız çocuklarına türban takılması, gelinlik giydirilmesi demektir. Kamu görevlilerinin, din görevlilerinin kız çocuklarına musallat olması demektir. N.Ç. demektir. ‘Rıza indirimi’ demektir. 13 yaşındaki kıza tecavüz eden yetişkin erkekleri devletin koruması demektir.

Dört parmak; kız çocuklarına kadının görevinin geride kalmak, toplumsal rolünün annelik, cinsel rolünün her koşulda rıza göstermek olduğunun öğretilmesi demektir. Kamusal alanın kadına kapatılması, şiddete inanan ve şiddeti uygulayan erkeklere teslim edilmesi demektir. Kamusal yaşamın her tür şiddeti baş tacı eden erkeklere teslim edilmesi, en kaba ve en korkunç erkeklerin başa geçmesi demektir.

Dört parmakçılık, her kız çocuk için, her çocuk için, her toplum için ancak bir kabus getirebilir. Bugün Türkiye’deki çocukların iyiliğini düşünen her birey için şiddete, kokuşmuşluğa, ırkçılık ve dinciliğin her çeşidine karşı çıkmak bir görevdir. Türkiye bu kabustan ancak barış ve adalet ile kurtulabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...