24 Mayıs 2017 00:53

Cumhurbaşkanına hakaret

Cumhurbaşkanına hakaret

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türk Ceza Kanunu’nda 299. madde Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenliyor. Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Suçun alenen işlenmesi durumunda ceza altıda bir oranında arttırılıyor. Yani on dört aydan elli altı aya kadar çıkıyor ceza. Bu suçun basın yoluyla işlenmesi halinde ise ceza on altı aydan altmış dört aya kadar verilebiliyor. Ceza ciddi. Fakat, suç tartışmalı. Dünyanın pek çok ülkesinde böyle bir suç yok. Örneğin, ABD Başkanına seçilmesinden sonra söylenen sözler bizde cinayet sebebidir. Türkiye’de ise “cumhurbaşkanına hakaret” suçu ile yargılananların son bir kaç sene içinde sayısının iki bini geçtiği söyleniyordu. Bizde cumhurbaşkanını eleştirmek suç sayılıyor. “Cumhurbaşkanı devletin en üst makamı, eleştirilemez” gibi bir düşünce Cumhurbaşkanı tarafından benimseniyor. Savcılar da maalesef “bağımsız ve tarafsız” davranıp, Cumhurbaşkanı avukatlarının yaptığı her şikayet için dava açıyor.

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçu faşist devlet biçimlerinde görülüyor. Orada Führer, Duçe, Başbuğ, Reis her şey. Sık sık kendilerinin milletin emrinde olduklarını söylemelerine rağmen; devlet de, millet de onların emrinde. Millet dedikleri onların tebaası. Tebaanın bırakın kendilerine hakaret etmesini,  söz söylemesi bile onları kızdırmaya yetiyor.Demokrasilerde ise bütün devlet görevlileri, yetkilileri, siyasetçiler eleştirilebilir. Hele yürütmenin başı olan kişi, başbakan veya artık bizdeki gibi cumhurbaşkanı, bakanlar daha çok eleştirilir. Çünkü, onların her icraatı, sizin hayatınızı doğrudan etkiler. “Ben hizmeti artık ondan almak istemiyorum” diyemezsiniz. Hiçbir ülkede de geri alma müessesesi olmadığından, yanlış ya da beğenmediğiniz icraatları için başbakan ve bakanlara karşı tavrınızı dört ya da beş sene sonra yapılacak seçimlerde göstermeniz beklenir. Bu nedenle, hükümet üyelerini yurttaşların ve basının kıyasıya, hatta bazen çok sert  eleştirebilmesi, demokrasi iddiasının asgari unsurlarından biri olarak görülür.

Eskiden, cumhurbaşkanına hakaret suçunun gerekliliğini savunanlar; cumhurbaşkanının icraatın içinde olmadığını, temsili bir makam olduğunu, devleti temsil ettiğini, saygın bir kişi olduğunu; bu nedenle, eleştirilmemesi gerektiğini, olur olmaz eleştirildiğinde, saygısızca davranıldığında, devlete ve millete saygısızlık yapılmış olacağını söylerlerdi. O zaman da bu savunma doğru değildi ama artık 299. madde bu şekilde de savunulamaz. Gerçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan anayasal olarak icraatın başı olmadan da fiilen icraatın başı idi ama artık anayasal olarak da icraatın başı. TCK 299. maddeyi savunanların da savunabileceği hiçbir neden kalmadı. O halde uyum yasaları TBMM’de birer ikişer gündeme gelirken, öncelikle TCK’nin 299. maddesi kaldırılmalıdır. Basın da, en azından cumhurbaşkanına yer verdiği kadar muhalefet liderlerine de yer vermelidir yayımlarında. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...