Dünyanın en güzel yürüyüşü

Yarın 1 Mayıs!
127 yıldır dünyanın her yerinde işçileri, emekçileri, ezilenleri açtığı insanlık şemsiyesi altında toplayan işçi sınıfının günü...
Sadece işçi sınıfına ait bir “ayrıcalık”tır bu.
İşçi sınıfını güçlü kılan en temel özellik, enternasyonal sınıf karakteridir. 
Bu yüzden de birlik, dayanışma, kardeşlik en çok ona yakışır.
Ve bu değerlerdeki eksilme ise yine en çok işçi sınıfını ve hepimizin geleceğini vurur. 
İşçi sınıfı bütün ezilenlerin, bütün emekçilerin birlik ve dayanışmasının ana sigortasıdır.
Bu ‘sigorta’nın tahrip olması, sınıfın bölünerek halkların düşmanlaşmasının önündeki en son ve en güçlü engelin de yıkılması demektir.
İşçi ve emekçi sınıfların birlik ve kardeşliği en gerekli olandır. 
Önümüzdeki ülke tablosu, epey zamandır bu gerekliliği ya da tersi durumdaki felaketin ayak seslerini yakıcı bir sorun olarak dayatmıştır.
Bu tabloda elbette sömürünün saltanatı var. 
Bu sömürünün daha da derinleştirilmesine yönelik neo liberal saldırılar var. 
Sosyalizmin yenilgisi sonrası, işçi sınıfının tarihsel kazanımlarının gaspedilmesi yönünde dünya kapitalizminin “global” operasyonu elbette sürmekte. 
Bunlar var... 
Eksik olan, bu saldırının ülkemizdeki halkasında hakettiği cevabı halen bulamıyor oluşudur. 
Neden?
Bir çok etken sayılabilir.
‘Nesnellikler’ ya da ‘öznellikler’ üzerine ‘derin’ analizlere girişilebilir...
Ama bu etkenler silsilesi içerisinde sayılabilecek bütün unsurları bir şekilde etkileyen Kürt sorunu bağlamındaki gelişmelerin, savaş ısrarı ve özellikle yıllardır kışkırtılarak kabartılan şovenist-milliyetçi dalganın yakıcı önemi yadsınabilir mi?
Başka şeyler bir yana, yıllardır süren neo liberal saldırılara sınıf cephesinden yanıt olamamanın önemli bir nedeni de en kritik dönemeçlerde tutuşturulan savaş ateşi ve kışkırtılan milliyetçiliğin sınıfsal gerçeği perdeleyen gölgesi değil midir? 
Savaşa karşı çıkmak, halkların kardeşliğine sahip çıkmak, işçilerin birlik, dayanışma ve mücadele zemininin güvenceye alınmasının olmazsa olmazlarından biridir. Bu da sınıf mücadelesinin önemli bir unsuru olmuştur artık. 

***

Yarın 1 Mayıs!
“Ayaklar baş olunca kıyamet kopar” denmişti ya, yasaklanan bir 1 Mayıs öncesi...
İşte o ayakların yürüme günü yarın...
Ve bir gün mutlaka, “Bunların başına ihtiyacımız yok” diyecek o “ayaklar”!
Kendi başımızı bağlayıp, kendi başımızla yürüyelim.
Buradan işçiler...
Şuradan emekçiler, kadınlar, gençler...
Oradan Newroz Newroz Kürtler...
Çiçek çiçek bahar kuşanıp, bir muhteşem yürüyüş eylenecek!
Dünyanın en güzel yürüyüşü olacak.
Bizi bekleyen;
Dünyanın en güzel yürüyüşüdür. 
Dünyanın en güzel bayramıdır.
1 Mayıs gelmiş, hoşgelmiş...
Başımız gözümüz üstünedir!

Evrensel'i Takip Et