'Şefim daha iyi bilir, kağıt üzerinde eğitim verilmiş olabilir'
Fotoğraf: Envato
İşçinin iş kazasında sağ el baş parmağı ile işaret parmağı kopmuş.
İşveren işçilere gerekli eğitimlerin verildiğini, her türlü önlemin alındığını ileri sürüyor.
Aynı makinede halen çalışan bir işçi tanıklık yapıyor. Yargıç tanığa soruyor:
“Bu makinenin riskleri konusunda önceden size eğitim verildi mi?”
Tanık olan işçi sözü dolaştırıyor, ne verildi ne verilmedi anlamına gelecek bir şeyler söylüyor.
Yargıç soruyu daha somut hale getirerek soruyor:
“Bu makinayı şöyle kullanırsanız eliniz kopar, böyle kullanırsanız kaza olur gibi bir eğitim verildi mi?”
Sorulardan bunalan tanık işçi sağlığı iş güvenliği alanında yaşananları tek cümle ile özetleyen yanıtını veriyor:
“Şefim daha iyi bilir, kağıt üzerinde eğitim verilmiş olabilir.”
İşte size bu ülkedeki işçi sağlığı iş güvenliğinin tek cümlelik özeti.
Yasa risk değerlendirmesi yapılmasını yapılan risk değerlendirmesinin sonuçlarının işçilere anlatılmasını zorunlu tutar. İşçi bilmez, çünkü kağıt üzerinde risk değerlendirmesi yapılır, kağıt üzerinde verilmeyen eğitimler verilmiş gibi işçiden imzalar alınır.
İşçi bilmez, şefi daha iyi bilir çünkü her önlem kağıt üzerindedir.
İşçinin bilmediği, kağıt üzerinde kalan, işverenin gerçekte almadığı önlemler üzerinden işçinin kusuru belirlenir.
İşçinin bilmediği, şefinin bildiği işçiye verilmiş eğitime uygun davranmadığı için bilirkişi raporlarında işçilere kusur verilir.
Daha çarpıcı olanı ise, işçinin “Şefim daha iyi bilir kağıt üzerinde eğitim verilmiş olabilir.” sözü, işçi işini kaybeder endişesi ile zabıtlara dahi geçirilemez.
Adı Birsen, mevsimlik işçi olarak çalışıyor. Ankara’da yapılan Ankara İşçi Derneğinin “Güvencesizlik ve Yoksulluk Kıskacında İşçi Hakları” konulu toplantısında konuşuyor:
“Arkadaşımın üzerine, dolu incir kasaları devrildi. Arkadaşımın ayağı iki yerden kırıldı. Kendi dikkatsizliği dediler, hiçbir tazminat ödemeden işten attılar. Bir başka arkadaşımın eli yandı, eli yanan arkadaşa da birlikte çalıştığı arkadaşının kusurundan kaynaklandı diye hiçbir ödeme yapmadılar.”
Birsen ve tanık olarak dinlenen işçinin anlattıklarıyla ABD’de sanayileşmenin başladığı 19. yüzyılda hukuk sisteminin iş kazalarına yaklaşımı birebir örtüşüyor:
1. Türkiye’de işçi sağlığı iş güvenliğini düzenleyen 6331 sayılı Yasa kağıt üzerinde vardır.
2. Yazılı olmayan kurallara göre ise; iş kazaları işin doğasında var olan bir risktir. İşi, çalışmayı kabul eden işçi, başına gelebilecek ölüm veya sakatlanma riskini de işi kabul ederek göze almıştır. İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan ölümler, üretimin talihsiz, kaçınılmaz yan ürünleridir. Bizimkiler buna kısaca “fıtrat” derken, ABD’liler ise “varsayılan risk” diyordu.
3. Yazılı olmayan kurallara göre işçi verilmeyen eğitimlere verilmiş gibi imza atmışsa sonuçlarına katlanmalıdır. Zaten kazalar dikkatsiz özensiz davranan sakar işçilerden kaynaklanmaktadır. İşçi kusurludur. Bizimkiler sakar işçi derken ABD’liler “ihmale iştirak” diyordu. Bu ilkeye göre de işverenin işçiyi açıkça tehlikeye attığı bir durumda bile, işçinin kazanın oluşumuna en küçük bir katkısının olduğu kanıtlandığında, işçinin ihmale iştirak ettiği kabul edilerek işverene karşı açılan dava reddediliyordu.
4. Yazılı olmayan kurallara göre kazaların önemli bir kısmı da bir başka işçinin ihmali ya da kusurundan kaynaklanmıştır. ABD’liler bu duruma “Mesai arkadaşı” diyordu.
ABD çalışma yaşamını inceleyen bir araştırmacı, şöyle bir tespit yapıyordu: “Sıradan yurttaşların ideolojisi, yurttaşlık haklarından iş hayatına atıldıklarında feragat ettikleri şeklindedir. Amerikalılar, yurttaşlık haklarını çalışırken emanet ya da teslim etmişler gibi davranmaktadırlar.”*
Peki kendisine eğitim verilip verilmediğini soran Yargıca, “Şefim, daha iyi bilir kağıt üzerinde eğitim verilmiş olabilir” diye yanıt vermek zorunda kalan bizim işçiler sizce çalışma yaşamında yasal haklarını ne ölçüde kullanabiliyor? Mevsimlik İşçi Birsen ne kadar vatandaş?
*Birnbaum, N,(1998), “Sosyal Güvenliğin Geleceği: Rekabet mi Dayanışma mı” Avrupa’da Sosyal Koruma Değişim ve Sorunlar, T. Harb-İş Yayını, Ankara, s.438
- Ücretli öğretmenler artık görülmek, haklarına kavuşmak istiyorlar 25 Eylül 2023 04:50
- Güvencesizliğe mahkum edilmiş öğretmenlik: Ücretli öğretmenlik 02 Ağustos 2023 04:14
- Harap olan gözeler 19 Temmuz 2023 04:11
- Güç-İktidar-Hak 12 Temmuz 2023 04:26
- Dayanışma-iyilik-yoksulluk ve sosyal politika 21 Haziran 2023 04:27
- Pes artık: Aile mahkemesi kararı ile sendikal faaliyetin engellenmesini de gördük 14 Haziran 2023 04:26
- Toplu iş sözleşmesi yetki belirleme süresi kısaltılabilir 07 Haziran 2023 04:25
- Sosyal zeka ve hakka saygı 24 Mayıs 2023 04:26
- Demokrasinin güzelliği budur bizim oğlan 17 Mayıs 2023 04:40
- Kanuna karşı hile ve esnaf kuryelik 10 Mayıs 2023 04:40
- Çalışan yoksulluğu ve sosyal iyilik hali 03 Mayıs 2023 04:09
- Kalben yakın olanlar: ‘Gulaça’ 26 Nisan 2023 04:36