08 Haziran 2016 00:51

Sur-gün mühendisliği

Sur-gün mühendisliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Abdülkadir Selvi “usta” geçenlerde “usta” işi bi’ yazıya imza attı…
Lakin izleyebildiğim kadarıyla, hak ettiği alâkayı görmedi… Nedense!
Oysa Abdülkadir “usta” zannımca mühim bildirimde bulunuyordu:
“Terörle mücadele konsepti değişti” (30 Mayıs 2016)
Selvi’nin yazdığına göre “kozmik bir havada” gerçekleşen Bakanlar Kurulu’nda alınan kararla, “PKK ile mücadele de yeni bir konsepte geçiliyor”muş…
Bence de… (Derken elbette hissiyat ve gözlemlerimden bahsediyorum… izah edeceğim…)
Ancak “Usta” Selvi’ye itirazım var…
İlkin: O “konsept değişikliği”nin alındığı adresin Bakanlar Kurulu olduğunu sanmıyorum… Evet “Kozmik bir havada” yapılan bi’ toplantıda alınmıştır o kritik “değişim” kararı ama orası muhtemelen daha “derin” ve “üst” aklın merkezi…
Telaşa mahal yok… “Asker” değil sivil iktidar yönetiyor… 
“Derin” ve “üst” akıl derken, ben de Saray iktidarının askerileştirilmiş politik savaşının karargâhından bağımsız bi’ adresten bahsetmiyorum…
Onunla -en azından şimdilik- paralel düşünen/davranan kurumdan söz ediyorum… 
MGK mı?
Selvi’nin gizeme buladığı o “kozmik bir havada” toplanan Bakanlar Kurulu’nda –yine muhtemelen- o “üst” kurulda alınan kararların icapları bildirilmiş…tir.
“Proje”de hangi bakanlık ne iş yapacak, yükümlülükleri neler, onlar duyurulmuş…tur. Zannımca…

DİKKAT!.. ‘KONSEPT DEĞİŞİKLİĞİ’
“Proje”den kasıt?
İşte ikinci itirazım da o bapta ya “Usta” gazetecimizin yazdıklarına…
Zira… Selvi’nin yazdığına göre, değişen PKK ile mücadele konseptine, “Terörü önleyici operasyonlar demek mümkün.” de…
Bana öyle gelmiyor…
Zira… 
Selvi’nin işaret ettiği gibi sadece askeri “operasyon”larla sınırlı değil…
PKK’yi harekete geçmeden daha -Selvi’nin haritasını verdiği- “in”lerinde vurarak kötürümleştirmek/imha etmekten ibaret olduğunu düşünmüyorum…
“İçeri”deki “Kandilcikler susturulacak”la özetlenebilecek bi hazırlıkla karşı karşıya olduğumuz hiç sanmıyorum…
Ya?
Hani hep sözünü ettikleri “bataklığı kurutmak” için huruç harekâtı…
PKK ve Kürt isyanını besleyen coğrafya ve nüfusa dönük etnik mühendislik “projesi” tasarısından söz ediyorum…
Nasıl?

DEMOGRAFİ MÜHENDİSLİĞİ TASARISI
Bu sütunda, bi’ önceki (26 Mayıs 2016) yazıda işaret ettiğim gibi: 
“Bana öyle geliyor ki, Saray devleti Kürt meselesine dair çok yönlü ve kapsamlı bi’ plan hazırladı…
HDP’nin Meclisten tasfiyesi ya da dumura uğratılarak pasifize edilmesi, galiba bu süfli hazırlığın kritik veçhesi…
Ötesi?
İsyancı Kürt illerinin yer ile yeksan edilmesi, kentsel dönüşüm planının etnik/demografik mühendislik eşliğinde yürütülerek, bölgenin nüfus yapısını değiştirme, siyaseten seyreltme…”
Nasıl?
Andığım yazıda daha çekingen ifadelerle bahsetmiştim…
Galiba nispeten daha net iddia edebilirim: 
Kürt isyan bölgesi, bilhassa öne çıkan il ve ilçelerden başlayarak, etnik/demografi mühendisliğini av sahası haline getirilecek.
Tehcir ya da özendirme ve teşviklerle bölgenin nüfus yapısı değiştirilecek…
Bölgenin sosyal/siyasal dokusu ve genetiğini değiştirme/dönüştürmeye dönük hamleler yapılacak…
Bu yolda atılacak adımlar içinde…
Geleneksel asimilasyon, göç ve yerleştirme politikalarının güncellenmesinin yanı sıra yeni metot ve uygulamaların da devreye sokulması beklenmeli…
Kürt coğrafyasında Türk Elazığlar, köyler kuran tarihi akılın, bugün de aynı hedefle hareket edeceğinden şüphe etmemeli…
Bana öyle geliyor ki, Suriyeli göçmenler Kürt coğrafyasının demografik yapısını değiştirmek için bölgeye sürülecek…
Sadece Kürt bölgesine mi?
Alevi yoğunluklu bölgelere de…
Maraş ve Divriği’de kurulmaya çalışılan Suriyeli mülteci kamplarını bu politikanın pilot uygulamaları saymalı…
Ha keza Suriyeli mülteciler için Dersim’e kurulacak kamplar için yapılan etüt çalışmalarına dair çıkan haberler…
Ki, bunun için Dersim’de yapıldığı iddia edilen anket ve araştırmaların, Anadolu’nun Türkleştirilmesi stratejisinde izlenen metotları andırması da ayrı bi’ garabet…

TUĞRUL TÜRKEŞ İŞARETİ
Tuğrul Türkeş’in bölgenin “tedavi ve rehabilitasyon”undan sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak atanmasını da bu plan ve perspektifin içine yerleştirmeli…
Bitirirken sorayım… 
Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül’ün Almanya’ya çakarken, “Üst akıl Alevileri ve Kürtleri sokağa sürecek; saldırı ağır, ‘acımasız direniş’ sert olacak!” (6 Haziran 2016) yazısını sadece ön alma ya da sadece muhtemel tepkiye karşı algı operasyonu olarak mı görmeli?
Karagül, iddia ettiğim hazırlıkların bilgisi ya da hissiyle, işaret ettiğim muhtemel tehcir ve yeni nüfus yerleştirme politikalarına karşı doğabilecek “sert” tepkileri düşünerek yazmış olabilir mi?
“Tehcir” demişken… Twitterda başlatılan “Kürler Tehcir edilmeli” kampanyası ırkçı meczupların çirkin marifeti sayılarak geçilebilir mi?
Sahi Baykal’ın Balıkesir’deki mesajı neydi öyle..
“Önümüzdeki dönem büyük kırılmalar olacak… CHP’ye ihitiyaç olacak” derken, neden CHP’nin “iktidar organizasyonu” olmadığını “Cumhuriyeti kuran parti” olduğuna vurgu yaptı… (6 Haziran 2016)
CHP tabanı “iktidar da ne ki” mesajıyla, nasıl bi’ “kırılmaya” hazırlanıyor olabilir?
Bu meseleyi takibe devam… 


Satır altından notlar...

HAKKANİYET MEDYASININ ‘DUBLE YOL’DA SEYRÜSEFERİ

KESİN tarihi çıkaramadımama…
2000’lerin başı… AKP iktidarının ilk yılları…
Sabah, henüz “havuz”a düşmemiş…
Dinç Bilgin ve Turgay Ciner’insahipliğinde, gazete…
AKP’yi yalayıp yutuyor, Sabah… yine.
Fakat şimdiki gibi değil ha!..
Toz kondurmuyor iktidara, lakin “tarafsız” postuyla…
“İcabında eleştiririz” mesafesinde olduğunu yutturmaya özen göstererek…
Hayır, elbette alenen yalakalık yapmaktan utanıldığından filan değil… 
Haysiyetli davranma kaygısını pek takan yok… O zaman da.
Ancak AKP’ye tam destek verirken, inandırıcılık da muhafaza edilsin, isteniyor…
Zira misal… Şimdiki gibi İktidarın maiyeti… Borazanı olduğu aşikar hale gelirse, AKP’ye daha az hayrı olur… 
(‘Ankara’ya da sunulan) Hesap bu olmalı. 
Bilhassa kritik eşik ve meselelerde “çaktırmadan” AKP propagandası yapılacak… Ama ‘incelikle…’
Hem… Hem bunların akıbeti de henüz o kadar belli değilken!..
Hükümet’e o kadar da kör gözünparmağına angaje davranmanın alemi ne!..Yav.
Bu “zekice” strateji böylece herkesi memnun eder gider…
Bi’ yandan tarafsızlık janjanına mümkü nmertebe ihtimam gösterilir…
Öte yandan ha bire AKP parlatılıp durulur…
Devrin Genel Yayın Müdürü…
Bi’ ara kantarın topu fazla kaçırıldı, iktidar payandalığında sırıtmaya başladık zehabına kapılmış olmalı ki…
O zaman (Sabah Haber Ajansı) SHA vardı…
Yazı işleri toplantısında SHA Müdürü’ne talimat verir...
Mealen:
“Hep övüp duruyoruz… Yok mu AKP’nin kötü giden yanı… Yurt haberlerine filan söyle, bulun böyle bi’ şey… Yoksa inanan kimse kalmayacak yazıp çizdiklerimize…” filan, der… Tebessümle…
Çok bekletilmez; arzular şelale olur…
Sabah, o vakitler AKP’nin iddialı ‘proce’si ‘duble yol’lara çakar…
Çöken yolların fotoğrafları filan döşenerek, kotarılır eleştirel haber:
Hükümet’e “Aha övündüğünüz duble yollar” denmiş olur… 
Böylece AKP’ye mesafeli okurun yüreğini soğuturken…
O günlerde iktidara mesafeli duran rakibi Hürriyet’i de kollamış olur…
“AKP’ci” eleştirilerine karşı, arşivden çıkarılacak bi’ kanıt yaratılmış olur…
Nereye mi varmak istiyorum…
Peki tamam… Ana akım burjuva medyasında işlerin nasıl döndüğüne misal olarak da okuyun…
Lakin bana bunu hatırlatan, Ahmet Hakan’la anılır olan ‘doğruya doğru… ama bakın yanlış ve eksiğini de eleştiriyoruz’  ambalajlı ‘hakkaniyet’li gazetecilik oldu…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...