11 Mayıs 2016 08:56

Sosyal güvenliğin esnekleştirilmesi ve bireysel emeklilik sistemleri

Sosyal güvenliğin esnekleştirilmesi ve bireysel emeklilik sistemleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kıdem tazminatını sınırlandırmaya dönük çalışmalar devam ediyor. Biz kıdem tazminatlarımızı nasıl savunabiliriz diye düşünürken kiralık işçi çalıştırma yasası çıktı. Kiralık işçi çalıştırma yasasının henüz daha mürekkebi soğumadan zorunlu bireysel emekliliği gündeme getirdiler. Sırada bölgesel asgari ücret var. Esnek çalışmayı merkezine almış bir sistemde sosyal güvenliğin esnekliğe uyum sağlaması da kaçınılmazdır.  Hükümet de öyle yapıyor.
Kısa çalışma, çağrı üzerine çalışma, kiralık işçi olarak çalışma gibi esnek çalışmalarla 7 bin 200 gün prim ödeyerek emekli olabilmek neredeyse olanaksız. Ayda 15 gün çalışan birinin en az 40 yıl çalışmasıyla emekli olabilmesinin olanaklı olmadığını esnek çalışmayı yasalaştıran hükümet de biliyor. Bildiği içinde esnek çalışmanın getirdiği güvencesizliği hem kalıcılaştırmaya hem de kendisi ve sermaye açısından fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Güvencesiz bıraktığı çalışanlar üzerinden sermayeye kaynak aktarmanın yolu da esnek bir sosyal güvenlik sistemi kurmaktan geçiyor.
Hükümet esnek bir sosyal güvenlik sistemi kuracağını Ulusal İstihdam Stratejisinde esnek çalışan birisinin emekli olmasının olanaksız olduğuna işaret ederek “Sosyal güvenlik sistemini esnek çalışmaya uygun hale getirdik” sözleriyle ilan etmişti.
Sosyal güvenliğin esnekleştirilmesinin ilk adımı ise isteğe bağlı sigortalılığı kolaylaştırarak atılmıştı. 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası sigortalı çalışamadığın dönemlerin primlerinin tamamını kendin ödemen halinde çalışmadan da sigortalılığını devam etmene olanak sağlayan isteğe bağlı sigortalılığı kolaylaştırmıştı.
5510 sayılı Yasa’dan önce isteğe bağlı sigortalılıktan yararlanabilmek için gerekli olan, kuruma 1080 gün prim ödenmiş olması, her ay kesintisiz 30 gün üzerinden prim ödeme koşulu ve zorunlu sigortalı olarak çalışıyor olmama koşullarını kaldırdılar. Artık zorunlu sigortalılığı gerektiren bir işte çalışmıyorsan veya zorunlu sigortalı bir işte ay içerisinde 30 günden ya da son bir yıl içerisinde 360 günden az çalışıyorsan veya tam gün çalışmıyorsan, 18 yaşını da doldurmuş, Türkiye’de ikamet ediyorsan bir dilekçeyle kuruma başvurarak eksik günlerinin primlerini kendin ödeyerek emeklilik için gerekli prim gün sayısını doldurabilirsin. Böylece sosyal güvenliğin tüm maliyetini sigortalı üstlenerek sigortalı olma hakkı veren bir sistemi zorunlu sigortalılık içerisinde inşa ettiler.
İsteğe bağlı sigortalılık esnek sosyal güvenlik sisteminin inşasına yetmedi. Sermaye sosyal güvenliğin piyasaya açılmasını, çalışanların cebinden çıkan primlerin kendilerine aktarılmasını istiyordu. Sermaye temsilcileri, sosyal güvenliğin devlet tekelinde olmasını piyasanın işleyişini bozan bir durum olarak mahkum ettiler. Sosyal güvenlik hakkını, elinde oy hakkı bulunan yoksulların bu oy hakkının gücünü kullanarak zenginlerin mal varlığına haksız el koyması olarak tanımladılar. Piyasanın işleyişinin bozulmaması için sosyal güvenliğin özelleştirilmesinin zorunlu olduğunu ilan ettiler.
İktidar da isteğe bağlı sigortalılığın yanında zorunlu bireysel emeklilik sistemlerini (BES) esnek sosyal güvenliğin son adımı olarak önümüze koydu.
Oysa, çağdaş bir sosyal güvenlikten söz edebilmek için hem kişiler hem de sosyal riskler açısından kapsamı herkes olacak şekilde genişletilmiş bir sosyal güvenlik sistemi zorunludur. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre;
“-Herkes toplumun bir ferdi olarak Sosyal Güvenlik Hakkı’na sahiptir.
-Sosyal Güvenlik bireyin onuru, kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların tatmin edilmesi temeline dayanır.
-Her kişinin gerek kendisi gerekse ailesi için  yiyecek, mesken, tıbbi yardım ve gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere, sağlık ve refahını sağlayacak bir yaşama düzeyine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık hallerinde veya geçim olanaklarından iradesi dışında yoksunluk yaratacak diğer bütün durumlarda sosyal güvenliğe hakkı vardır.”
Esnek çalışmaya uygun esnek sosyal güvenlik sisteminde, esnek çalışmanın doğası gereği, işsiz kalan, dolayısıyla geliri olmayan bireyden, sosyal güvenliğinin primini kendisine yatırtarak sosyal güvenlik hakkından yararlanmasını sağlamak en hafif deyimle acımasızlıktır.
Zorunlu bireysel emeklilik sistemleri, sermayeye açık net bir kaynak transferidir. Sosyal güvenliğin amacı tersine çevrilmektedir. Sosyal güvenlik bozulan gelir dağılımını düzeltmek için yoksullar yararına kaynak dağılımı yapan bir sistem olmaktan çıkartılmakta, zorla yoksulların cebinden zenginlere, sermayeye kaynak aktarmanın aracı haline getirilmektedir.
Bireyin gelecek kaygısını ortadan kaldırmak için var olan sosyal güvenlik, BES ile birlikte gelecek kaygısını tehdit olarak kullanıp çalışanlardan zorla para almanın mekanizmasına dönüşecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...