12 Ağustos 2015 00:52

Söz konusu patronların çıkarıysa basın şaşar

Söz konusu patronların çıkarıysa basın şaşar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gazetecilik ve yazarlığın bir ‘sus payı’ mesleği haline getirilmesi, gazetecilerin güvencesi mi oldu?”

Bu soru/saptamayı Doğan Akın T24’te “Hanselve Gretel ve Ali Bayramoğlu...”* başlıklı yazısında yaptı. Yazıda SEKA Balıkesir işletmesinin, Ali Bayramoğlu’nun yazdığı Yeni Şafak Gazetesi’nin sahibi olan Albayraklara mahkeme kararı geçerli değildir şeklinde kanun çıkarılarak adeta hediye edilme süreci örnek veriliyordu. 

SEKA gerçekten de iyi seçilmiş çarpıcı bir örnek.

Ben de hafızaları tazeleyip eski SEKA arazisi üzerine kurulu Koç-Ford fabrikasıyla ilgili bir başka SEKA örneği vereyim:
1998 yılında SEKA’ya ait 1600 dönümlük bir arazi Koç Ford ortaklığına bedelsiz olarak otomobil fabrikası kurmak üzere verildi. Bugün sendika seçme hakkını kullandığı için işçilerin işten atıldığı Koç-Ford fabrikası, SEKA’dan bedavaya alınan bu araziye kuruldu.

Arazinin adı, SEKA Fidanlığı idi. Denize sıfırdı. 200-300 dönümü kıyı şeridine denk geliyordu. Denizle karanın birleştiği kıyı şeridi sazlıktı. Bataklık ve sazlık olan alan, arazinin toplamının yüzde 2’sini bile bulmuyordu.

Kıyı şeridinin dışındaki arazi içerisinde, 60 bin adet değişik yaşta kavak, 2500 çam ağacı vardı.

Ayrıca, fidanlık içerisinde elma, şeftali ve kiraz ağaçları olan meyve bahçeleri vardı. SEKA değişik ağaç lifleri üretmek için bu alanda Yıldız Teknik Üniversitesi’yle birlikte deneme üretimleri yapıyordu.

Arazi, doğal yapısıyla, her türlü tarıma elverişliydi. İkinci sınıf tarım arazisi niteliğindeydi. Arazinin sahip olduğu bu nitelikler Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bilirkişilerce arazi incelenerek hazırlanan raporla belirlenmişti.

Arazi bedelsiz olarak Koç Ford ortaklığına verilince, ikinci sınıf tarım arazisi kayıtlara bir anda “bataklık” olarak geçti... Milliyet Gazetesi “Bataklıkta dev yatırım”**, Sabah Gazetesi “Bataklık çiçek açtı”*** başlıklarıyla olayı haber yaptı.

Fatih Altaylı, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde “geçenlerde Koç Ailesi’nden Sevgi Gönül’le karşılaştım” diye başladığı yazısında ballandıra ballandıra Koç ailesinin bataklıkta nasıl otomotiv fabrikası kurduğunu anlattı.**** Altaylı’ya arazinin bataklık olmadığını gösteren bilirkişi raporunu sendika avukatı olarak bizzat faksla bildirdim. Yazmadı. Telefon açtım, telefonlarıma çıkmadı. Not bıraktım, geri dönmedi.

Koç grubu liman yapacaklarını, fabrikanın bu nedenle kıyıya sıfır olması gerektiğini belirtiyordu. Ne var ki Genelkurmay Başkanlığı, arazinin Koç’a verilmesinden bir yıl önce, orada liman yapılmasını ek önlemler alınsa dahi donanma açısından telafisi imkansız zararlara yol açacaktır diye reddetmişti. Ret yazısında Genelkurmay Başkanı adına vekalet eden Çevik Bir’in imzası vardı. Üstelik yazıda yapılacak başka başvurularında aynı nedenle reddedilmesi gerektiği belirtiliyordu.

Genelkurmay, bir yıl sonra ÇED raporunda liman yapılmasının sakıncasının olmadığını belirtti. Genelkurmay, fidanlığın sahibi SEKA’da devir tarihinde  örgütlü Selüloz-İş Sendikası’nın “değişen ne oldu, hangi ek önlemler alındıda telafisi imkansız zarar riski ortadan kalktı” sorusunu ise yanıtlamaya dahi tenezzül etmedi. Ana akım medya bu çelişkiyi de görmezlikten geldi. 
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Sazlık, bataklık yerde otomobil çıkacak. Buna mı üzülüyoruz? O zaman niye tartışıyoruz?” dedi ve ekledi: “Eğer bu sazlık bataklık araziyi, bu tesis için vermezseniz, ben Çankaya Köşkü’nün bahçesini vermeye hazırım.”
Başbakan Mesut Yılmaz “Böyle bir yatırımı reddetmek asıl vatan hainliğiydi. Şu anda bataklık olan SEKA arazisi için Ford Otosan bölgede 10 milyon dolarlık eğitim ve sağlık yatırımı yapacak” dedi.

Hal böyle olunca basın da bırakın Koçlara, iktidara soru sormayı, yukarıda belirttiğim gibi güzelleme yapmaya başladı. 
Sendika, arazinin bataklık olmadığına dair bilirkişi raporuyla belirlenen niteliklerine ilişkin paralı ilan vermek istedi. Basacak gazete bulamadı. Telefonla yaptığımız görüşmelerde, ilan metninizden Koç Ford ibaresi çıkmadan paralı ilanı basamayız” denildi.

Sadece Akit Gazetesi, Genelkurmay Başkanlığı’nın çelişkisini “Çevik Paşa İmzana Sahip Çık”, temel atma törenini de “Peşkeşe Devlet Töreni” diye duyurdu. Onun da gazetecilik için olayı haber yapmadığı açıktı, öyle olsa bugün bırakın iktidar yandaşlığı-tarafgirliği, açıkça yalan ve iftira üzerine kurmaca habercilik yapmazdı. O da bugün kendi sermaye grubunun çıkarları için şaşmış, hatta uçmuş durumda. 

1998’de “Tarım Alanlarının Tarım Dışı Gaye İle Kullanılmasına Dair Yönetmelik” ikinci sınıf tarım arazisine fabrika kurmasını yasaklıyordu. Bir günde yönetmelik değiştirildi. Yönetmeliğe,ihracat ağırlıklı üretim yapan fabrikaların istisna olduğu hükmü getirildi. 

Bugün aynı fabrika, yani Ford, sendika seçme özgürlüğüne sahip çıktıkları için, işçilerine olmadık baskıları yapıyor, işçileri işten atıyor ve aynı gazeteci-yazarlar, “Gazeteciliğin-yazarlığın yazmaktan çok ‘yazmamak’la, sormaktan çok ‘sormamak’la, görmekten çok ‘görmemek’le de icra edilen bir “sus payı” mesleği haline” getirilmesi nedeniyle susmaya devam ediyor.
Dün devlet, siyaset, asker, dönemin siyasetine yakın sanayici işadamlarının çıkarını her şeyden önde tutuyordu, basın da bunu görüp “Aman ha! Cızz” diye gerçekleri yazamıyordu. Bugün de bu dönemin siyasetine yakın hatta bu dönemin siyasi iktidarının özenle yarattığı (pek sanayici yaratamasa da) yeni işadamları hakkında gerçekleri yazamıyor.

Yani söz konusu,patronların çıkarıysa basın çok güzel şaşar.

* http://t24.com.tr/yazarlar/dogan-akin/hansel-ve-gretel-ve-ali-bayramoglu,12344
** http://www.milliyet.com.tr/1998/07/27/ekonomi/eko00.html
*** http://arsiv.sabah.com.tr/2001/04/21/e01.html
**** Teke Tek, hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=-27579

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa