02 Haziran 2015 00:37

Ford işçisi ve Ali Koç'a çağrı

Ford işçisi ve Ali Koç'a çağrı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün işçilerin haklarını istediği İzmit Ford fabrikasının kurulduğu alan SEKA’ya ait fidanlıktı.
Bu fidanlığın 1600 dönümü, 1998 yılında özelleştirme idaresinin kararı ile Koç-Ford ortaklığına bedelsiz olarak verildi.
Arazinin bataklık olduğu, fabrika kurularak ekonomiye kazandırılacağı söylendi.
O günlerde Hürriyet gazetesinde yazan Fatih Altaylı, bataklık olan arazinin değerlendirilmesini öven bir yazı yazdı.
SEKA’da örgütlü olan Selüloz-İş Sendikası adına, İzmit’teki arazinin durumunun tespiti için dava açtım.
Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından atanan bilirkişiler, arazinin ikinci sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğunu, bataklık olmadığını tespit ettiler.
1998 yılında yürürlükte bulunan “Tarım Alanlarının Tarım Dışı Faaliyetlerde Kullanılmasına” dair yönetmelik, 2. sınıf tarım arazilerine sanayi tesisleri kurulmasını yasaklıyordu.
Danıştayda dava açtık. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mesut Yılmaz Başbakan, Süleyman Demirel Cumhurbaşkanıydı.
Mesut Yılmaz, denize sıfır otomobil fabrikası kurulmasına karşı çıkanları vatan haini ilan etti.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Gerekirse Çankaya’nın bahçesini veririm” diye fabrika girişimine desteğini açıkladı.
“Tarım Alanlarının Tarım Dışı Faaliyetlerde Kullanılmasına” dair yönetmelik 17 Ağustos 1998 tarihinde yürürlükten kaldırıldı.
Aynı gün, yani 17 Ağustos 1998 tarihinde ikinci kez yayımlanan (mükerrer) Resmi Gazete’de “Tarım Alanlarının Tarım Dışı Faaliyetlerde Kullanılmasına” dair yeni yönetmelik yayımlandı.
Yeni yönetmelik de tarım arazisine sanayi tesisi kurulmasını yasaklıyordu. Tek farkla; “İhracat ağırlıklı otomotiv üreten yabancı ortaklı firmalar” istisnaydı ve yasak kapsamından çıkarılmıştı.
Danıştaydaki davayı Koç-Ford ortaklığı kazandı. 1600 dönümlük kamu arazisi bedavaya, ihracat ağırlıklı üretim yapması için Koç-Ford ortaklığına devredildi.
Koç-Ford ortaklığının bu dava sürecinde nasıl kollandığının öyküsü uzun, kitap yazmak gerekir, şimdilik girmeyelim.
Sonuç olarak ülkeye istihdam yaratan bir fabrika kazandırıldı diye bölge halkı, yerel yöneticilerin sevindiği bir noktaya gelindi.

ALİ KOÇ’A ÇAĞRI
Koç ailesini anlatmaya gerek yok. Türkiye’nin en güçlü sermaye gruplarından birisi demekle yetinelim. Bu ailenin genç temsilcilerinden ve Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Şubat 2015’te G20-OECD Nitelikli Çıraklık ve İşbaşında Eğitimin Teşviki Konferansı’nın açılış oturumunda çok önemli bir açıklama yaparak dedi ki:
“Her kesimden milyonlarca insanın umutları yok oluyor, hayatları kararıyor ve onlar açısından dünya yaşanmaz bir konuma geliyor. Tabii ki bu gidişat da beraberinde sosyal sorunlar ve ciddi gerginlik getiriyor. Ben şahsen 6 ve 8 yaşında iki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımızın geleceğinden, bu gidişata baktığımız zaman, endişe duymamak mümkün değil diye düşünüyorum. Eminim bu da hepiniz için geçerlidir.”
Bugün ise çocuklarının geleceğinden endişe duyan Koç Holdinge bağlı Ford işçileri fabrikanın kapısında, Ali Koç ile aynı endişelerinin giderilmesini talep ediyor.
Bugüne kadar yok sayılmalarına, örneğin çalıştıkları Ford fabrikasında yasal haklarını aradıklarında bu işyerinde yasa değil “Üç S Kuralı” uygulanmaktadır diye aşağılanmalarının ortadan kalkmasını istiyorlar.
Örneğin yasal haklarının kağıt üzerinde kalmasından, bel fıtığı, boyun fıtığı olduklarında, iş kazası geçirdiklerinde performans düşüklüğü gerekçesiyle eskimiş bir eşya gibi kapının önüne konulmaları son bulsun istiyorlar.
Örneğin en temel, en basit hakları olan sendika seçme özgürlüklerine saygı duyulmasını, işveren veya devletin dayattığı kişi veya kurumların değil kendi belirledikleri temsilcilerinin muhatap alınmasını istiyorlar.
Dayatmacı, tek tip sendikacılığa isyan edip, endüstri ilişkileri sistemimizin demokratikleştirilmesinin fırsatını işverenleri Ali Koç’a sunuyorlar.
Ford işçileri, Ali Koç’un bu ülkede özgür toplu pazarlık olmadan demokrasinin olmayacağını bilebilecek durumda olduğunu düşünüyorlar.
Özgür toplu pazarlık için, işverenden, devletten bağımsız, işçinin gücünü arkasına almış, demokratik işleyişe sahip sendikaların zorunlu olduğunu anımsatıyorlar.
Ford işçileri, kendisi de endişe içinde olan Ali Koç’un da çocuklarının, benim çocuklarımın, kendi çocuklarının geleceğinin kurtarılması için muhatap alınmayı istiyorlar.
Ford işçileri, işveren tarafından bozulan iş barışını yeniden kurmada Ali Koç’un endişesine güvenmek istiyorlar.
Ali Koç sadece kendi çocukları için değil onunla çalışan binlerce işçinin çocuklarının geleceği için de endişeleniyorsa bugün Ford işçileri Ford fabrikasının kapısında taleplerini ulaştırmak için Ali Koç’u bekliyor...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...