18 Nisan 2015 00:54

Alın istikrarınızı başınıza çalın

Alın istikrarınızı başınıza çalın

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AK Parti istikrarın sürmesi için oy istiyor. 

Kendisine oy verilmez ise 13 yıldır sürdüğünü söyledikleri istikrarın bozulacağını ilan ediyor.
Sanayi istikrar ararmış. 

Ekonomi ancak istikrar varsa büyürmüş. 

Yatırımlar istikrarlı ortamda artarmış. 

Koalisyon hükümetleri istikrarı bozarmış...

İstikrarlı Türkiye’de sadece son üç ayda iş cinayetlerinde 351 işçi yaşamını yitirdi. AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne kadar geçen 13 yıl içinde iş cinayetlerinde 13 bin 500 işçi öldü.*
İstikrarlı Türkiye’de 2003 yılı sonrasında Türkiye ekonomisinin büyüme hızı ortalaması yüzde 4.6 oldu. Bu rakam yüzde 4.9 olan Cumhuriyet tarihi büyüme hızı ortalamasının da altındadır.**
İstikrarlı Türkiye’de gerçek işsizlik oranı yüzde 18.9. İşsiz sayısı 5 milyon 944 bin (Türkiye İstatistik Kurumu,Ocak 2015 verilerine göre).

İstikrarlı Türkiye’de gelir dağılımının bozulduğu tescillendi. Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 1985-2010 yılları arasında Türkiye’nin büyümesinin yüzde 4.6’sını gelir adaletsizliği nedeniyle kaybettiğini açıkladı. 

OECD Türkiye’nin 30 ülke arasında en mutsuz ülke olduğunu belirledi.

Gerçek anlamda istikrarın varlığından ancak üretim ve istihdamın düzenli biçimde arttığı, fiyatların sabit kaldığı, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin giderildiği, temel hak ve özgürlüklere güvence getiren siyasal bir sistemin işlediği, hızlı, adil ve bağımsız yargının güvence altında olduğu koşullarda söz edilebilir.

Seçim barajlarıyla seçmenin en az yüzde 10’lik bir kesimi her seçimde  parlamento dışında kaldı. Bu duruma neden olan seçim yasası 30 yıldır iktidara her gelen siyasi yönetim tarafından istikrar adına savunuldu ve bu 30 yılın 13 yılında AK Parti  iktidar.

Grevler yasaklandı,  her yasak ekonomik istikrar sürmeli denilerek savunuldu.

Bu ülkeyi 12 yıl yöneten Başbakan, çocuğunu kaybeden anneyi, ana muhalefet partisinin liderinin Aleviliğini meydanlarda yuhalattı. Aynı Başbakan, söze “Ey” diye başlayarak, Barolar Birliği Başkanı ile, İstanbul Barosu Başkanı ile, TÜSİAD Başkanı ile, sendika başkanları ile, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi Başkanları ile, Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği ile kavga etti. Yetinmedi, sokakta sigara içen vatandaşına had bildirmeye kalktı. Yetinmedi kendisine derdini anlatmaya çalışan çiftçisine “Ananı da al git” dedi; hızını alamadı “Kız mı kadın mı”  diye vatandaşını aşağıladı. Aynı siyasetçi 12 yıldır kadınların kaç çocuk doğurması gerektiğinden kürtaja kadar her konuda emirler yağdırdı. 

Yürürlükte bulunan Anayasa’ya göre sorumluluğu olmayan, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığını, sırf seçimle geldim diye Anayasa’yı çiğneyerek yürüteceğini ilan etti. Dediğini de yaptı. AK Parti’nin seçim beyannamesine, aday listelerine müdahale etti. Örtülü ödenek harcamasını 1 yılda 7.5 kat artırdıktan sonra yasayla kendisine de örtülü ödenek tahsis ettirdi. Üstelik tahsis ettirdiği örtülü ödeneğin kime nasıl harcanacağını da yasaya koydurduğu “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenir ve uygulanır” hükmüyle kendi tekeline aldı.

Öte yandan “istikrar” sayesinde 17-25 Aralık’ta ortaya dökülen yolsuzluklar, bu yolsuzluklara bulaştıkları kolundaki saatle kanıtlanan bakanlar aklandı.

Tüm bunları ve bu köşenin sınırlarını aşan icraatların sahibi siyasetçi, istikrarın mimarı, güvencesi olarak ilan edildi.

7 Haziran siyasi, ekonomik yozlaşmayı istikrar diye yutturmaya kalkanlara, sandıkta “alın istikrarınızı başınıza çalın” deme zamanıdır.

*Doç. Dr. Aziz Çelik
24.com.tr/yazarlar/aziz-celik/calisma-bakaninin-is-kazasi-aciklamasi-gercegi-yansitmiyor,8226
**Prof.Dr. Erinç Yeldan http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/254574/Yeni_Gercek__Yavas_Buyume__Durgunluk.html

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...