03 Ocak 2015 01:04

Yeni yıl, yeni umutlar ve gerçek

Yeni yıl, yeni umutlar ve gerçek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni yıl; yeni umutlar, yeni hedefler demek.
Yapılamamış, başarılamamış işleri başarmak için yeniden planlar ve hesaplar yapmak demek. 
2015, işçi sınıfı ve ezilen halklarla güçlü ve derin bağlar kurmak ve örgütlenerek hamle yapmak için, işçi sınıfına, sol ve sosyalist güçlere, emek, barış ve demokrasi bileşenlerine büyük olanaklar sunuyor.
Egemenler bunu görüyor.
AKP de artık korkuyor! Kürt özgürlük direnişinden, Gezi’den, Soma’dan, Kobanê’den, 6-8 Ekim Birleşik Kobanê Direnişi’nden, 17-25 Aralık yolsuzluk, rüşvet karşısındaki direnişten korkuyor. AKP iktidarının her alanda ipliği pazara çıkmış olmasına rağmen, şiddeti, baskıyı ve her alanda pervasızlığı arttırarak sürdürmesinin altında yatan da budur.
Korkusu, emek ve demokrasi güçlerinin birliği. Kürt Özgürlük Hareketi ile sol, sosyalist, demokratik güçlerin, Türkiye’nin her dilden, her inançtan işçi ve emekçilerinin birliği, AKP’yi ve sitem partilerini düşündürüyor.
Tarihin bize sunduğu en önemli gelişme ise, -en azından şimdilik- sistem partilerinden bir başkasının alternatif haline gelmesinin düne göre çok daha zor olduğudur. CHP de bunun farkındadır. Daha dün, hem yerel seçimde hem Cumhurbaşkanı seçiminde MHP ile, ırkçı, gerici ve faşist tüm güçlerle kol kola girerek AKP’ye alternatif olmaya çalışan bu güçlere halk, işçi ve emekçiler itibar etmemiştir. Selahattin Demirtaş’ın temsiliyle oluşan demokrasi ve emek cephesinin güç kazanıp, hepten alternatif haline gelmesi tartışılıyor.
Alternatif, halk güçleri, işçi sınıfı ve emekçiler cephesi olabilir. Kürt Hareketi’nin sürdürdüğü mücadele ve bunun Türkiye’nin işçi ve emekçileriyle, sol ve sosyalist güçleriyle birleştirme çabası, kararlılığı bu olanağı daha da büyütüyor. 
Seçimlerin de gündemde olduğu 2015, bu alternatifi daha da büyütebilir. Bu, 35 yıllık darbe anayasası ve barajları yerle bir etmekle kalmaz, tarihsel paradigmanın iflasına vardıracak gelişmelere adım olabilir. 
HDK bileşenleri ile BHH bileşenlerinin birlikte hareketi ise bu süreci başka bir aşamaya taşımaya uygundur. Daha fazla gecikmemek, hızla ilgi ve dikkat merkezi haline gelmek, hedef belirleyip, kararlıca harekete geçmek gerek. Hâlâ HDK ve BHH içinde yer almayan, kendi mecrasında yürüyen örgüt ve oluşumların, Halkevleri’nin de bu yeni olası ve aslında kaçınılmaz güç birliğinde yer alması için zamanı hızla değerlendirmekte yarar olduğu görülüyor. Sendikalar, meslek odaları, yöre dernekleri, başta Aleviler olmak üzere inanç grupları böylesi bir cepheye kayıtsız kalmayacaktır. 
CHP ile bir biçimde organik bağ içinde olan, CHP’li milletvekili ve siyasetçilerin de yer aldığı BHH, kritik bir yerde durduğunu, bunun bir adım ilerisinin sadece kendi varlığı açısından değil, işçi ve emekçilerin, Kürt, Türk, Alevi, Sünni... her dilden ve inançtan işçi sınıfı için kritik olduğunu görebiliyor olmalıdır. BHH içindeki CHP’li vekil ve politikacıların ‘arayışı’ da önemli. Ancak BHH’deki varlıkları, hâlâ Kürt sorunu, Dersim ve Alevi sorunu ve başka bir çok alanda, geçmişiyle yüzleşmekten kaçınan CHP’ye seçim yatırımı değil de, demokrasi cephesine doğru ilerletilebilirse anlamlı olabilir.
Yeni bir yol açılacaksa, bu demokrasi güçleri, Kürt hareketi, devrimci demokratik güçler sol ve sosyalistlerle olabilir. Kürt hareketinin içinde yer bulamayacağı bir oluşumu demokrasi ya da başka sıfatlarla izah etseniz de gerçeği yansıtmayacaktır. Kürt hareketinin içinde olduğu bir cepheyle ancak ‘makus talih’ aşılabilir.
BHH’nin bileşenlerinin, Kürt Özgürlük Hareketi ile aralarındaki mesafe için ya da bir seçim ittifakına ilişkin sıkça dile getirdikleri ‘Kürt hareketinin laiklik konusundaki tutumu’ endişesi ise hiç gerçekçi değil.
Birkaç gün önce Hayat TV’de katıldıkları bir programda BHH bileşenleri bunu açıkça dile getirdi. Bu yaklaşımın, günümüzde Kobanê’de IŞİD gibi İslam Devleti kurmak adına ortaya çıkan, AKP ile birlikte, emperyalist güçler ve gerici çevrelerce desteklenen bir çeteye karşı savaşılan bir zaman diliminde ifade edilmesi inandırıcılığı hepten yok ediyor. Yine, tam da bu günlerde Cizre’de AKP’nin ve tüm ırkçı, faşist ve gerici güçlerin destek sunduğu Hizbul-kontra ve Hüda Par’ın saldırıları altındaki Kürt hareketine güvensizliği ‘İslami kesimle ilişki’ üzerinden gerekçelendirmek gerçekle örtüşmemektedir.
İnkarın ve asimilasyonun abidesi olmuş, hâlâ ‘ana dilinde eğitim böler’ diyen ve buradan çıkmak için inandırıcı ve güven verici hiçbir emare göstermeyen CHP ile ‘sosyalist örgütlerden milletvekili adayı’ yaklaşımı içinde olup, Kürt hareketine, ‘laiklik duruşu’ndan dolayı mesafe koymak ve gerekçeler aramak konuşup, tartışmayı hak ediyor. Seçimin ön günlerinde HDK ile mesafeli durmanın gerekçeleri gerçekten ikna edici, inandırıcı olmamaktadır.
Bitirirken, CHP ile demokrasi ve emek güçleri arasında durarak, ‘yeni bir halk seçeneği’  olası değildir. Ancak emek, barış ve demokrasi güçleri olarak HDK ve BHH’nin ve bu iki bileşenin dışında olan tüm güçlerin daha kapsamlı bir cephe olarak bir programla çıkmaları, CHP üzerinde de tazyik yaratabilir. Evet, Türkiye yeni bir eşikte bulunuyor. Ve bu durum tüm demokrasi güçlerine, işçi sınıfına tarihi bir sorumluluk yüklüyor. Bu durum, tüm araçların elden geçirilmesini, verimli olanla verimsiz olan, mevcut durumu, statükoculuğu sürdürmeye odaklı tutum ile mevcut durum, mevcut statü ve sistemi sarsmaya, yıkıp, işçi sınıfı ve ezilen halkların çıkarına uygun olarak değiştirmeye odaklanmış bir iradeye ihtiyaç duymaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa