10 Aralık 2014

O saray iç savaş karargahı (mı?)

DİĞER YAZILARI
YAZI ARŞİVİ

Nedense ‘80’ler, 90’lar gibi kalmış hafızamda…
Ara sıra fiyakalı uyuşturucu operasyonları meşgul ederdi basını.    
Fiyakası da yakalananların kimlikleri ile şeytani marifetlerinden ileri geliyordu.
Çıkan bu senaryo tadındaki havadislerden aşinaydık mafya metotlarına:
Reis lüks yatıyla Ege ya da Akdeniz’e açılır…
Zulasına uyuşturucu gömülür, güvertesine mankenler, artistler yerleşir…
Tay tay adımlarla, poz poz olurlardı magazin basınına: Filan iş adamının lüks yatında, filan şuh artist güneşlenirken görüntülendi…
Peeh…
Alem mavi turda çılgın eğlencenin seyrine dalmışken… Yatın orasına burasına kuzu gibi yatırılmış uyuşturucular, teslimatı bekler.
Her nasılsa yakalanır ara sıra bu ‘mal’lar… Ve dedim ya… Biz de zaten böyle vakıf olurduk mevzuya…
İnanmayan arşivleri karıştırsın… Çoğu tarihe karışmış bazı şöhretlerin adına rastlar o operasyonlarda…
“Vallahi bilmiyorduk” derlerdi ki… Galiba doğruydu… Onlar kamuflajdı… Şöhretleriyle vaziyeti maskelemek için oradaydı…
Sahi ya… Niye hatırlatıp duruyorum bu gangster atraksiyonlarını…

İLLEGALİTE ESAS
Teşbihte hata olmaz.
Bizim Reisicumhurun son günlerdeki saray performansları çağrıştırdı, bu eski mafya reislerinin metotlarını. Zira kaçakçılık olmasa da Kaç-Ak var…
Şaşası kadar bol gizemli bi’cumhurbaşkanlığı sarayı var… Zulası gani illegal bi’Saray…
Nitekim… Dirhem dirhem sızan bilgiler, skandalları patlattıkça…
Bilinen katrilyonluk maliyetin* buz dağının görünen kısmı olduğu anlaşıldıkça…
Orada ne işler dönüyor/dönecek muamması yaygınlaştıkça…
Tayyip Reis “Bu Saray benim değil milletin” sloganı atıyor.
Ve derhal buna uygun halkla ilişkiler çalışması başlatılıyor…
“Benim milletim” müsamere çocukları gibi saraya çağrılıp gezdiriliyor…
Bittabi milletin parçası olarak sanat camiası da ihmal edilmiyor…
Münasip görülenler bilvesile saray davetiyle onurlandırılıyor…
Misal. Hülya Avşar. İş Kadınları Derneği üyeleri ile gitti saraya.
Reisicumhur tarafından kabul edildi. Şereflendirildi.
 Çıkışta da vazifesini yaptı. Beklenen repliğini kameralara okudu:
“Benim evim bile daha şaşaalı…”
Mesaj: Müsterih olalım… Milletin serveti lüks ve şatafat uğruna harcanıyor diyen münafıklara kanmayalım…
Daha ne desin…
İbrahim Tatlıses kıskanmış olmalı. Eksik kalmadı. O da söz aldı. Vazifesini yaptı…
Hasılı bi’entrikadır gidiyor.

ENTRİKALAR ÇORABINI ÖRERKEN…
Haklısınız. Saray olur da entrika olmaz mı!? Olur. Ben de o entrikaların en belalısından korkuyorum ya…
Devam eden saray temaşasının dönen dolapları perdelemek…
Biraz da hazırlanan entrikaları maskelemek için tezgahlandığını sanıyorum.
İzah edeyim:
Dedi ya Reis… Ki mevzuumuz bahsindeki tek doğru sözü bu:
“Türkiye bu saraydan yönetiliyor...”
Yönetilecek…
Ben bunu başımıza örülecek çoraplar sarayda tezgahlanacak diye anladım…
Şöyle ki…
Ortada sadece bi’Cumhurbaşkanlığı makamı/konutu vesaire yok…
Herkesten saklanan sır perdesinin arkasında korku imparatorluğunun karargahı örgütleniyor…
Misal.
Bin rakamı dolaşıyor ama…
Oda sayısı bile bilinmiyor!
Müteahhidi bilmiyor/açıklamıyor…
Reis bin küsur… yuvarlaması yapıyor…
Fakat o küsurlu odalar, yer üstünde mi yer altında mı?      
Zira Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanının açıklamasından biliyoruz.  
“Oda sayısı 5 bini bulabilir.”
Hesabı şöyle yapmışlar:
“Bina 4 kat yerin üstünde ve 4 kat yerin altında. Bütün ölçümleri yaptığımızda, yerin üstünde 1’inci blokta 750 oda, 2’nci blokta 750 oda, ana binada 500 oda bulunuyor… (Yerin altındaki) Bu 4 katta kaç bin oda vardır, bunu siz tahmin edin. Bodrumla birlikte 5 bin odaya ulaşma ihtimali çok yüksek.” (19 KASIM 2014)

10 NÜFUSLU REİSLAND
Rezidans ve diğer ek binaları geçiyorum…
5 bin oda… Her odada 2 kişi düşünsen 10 bin nüfus…
Bir ilçe ölçeğinde…
Neresi burası: Cumhurbaşkanlığı köşkü…
Dört işlemin dördünü de yapsak, normal değil bu donanım…
Nükleer saldırı güvenliği filan, zaten savaş şartlarına göre tasarlandığını saklamıyor…
Gizli kaçış tünelleri gibi zor zamanlar hazırlıklarını da hesaba katarsak…
Acaba, diyorum…
Tayyip sürüklediği iç savaşa mı hazırlanıyor?
Cumhurbaşkanlığı köşkü, işin görünen resmiyeti…
Tayyiban ak sarayı muhtemel iç savaşın karargahı olarak mı inşa etti?
Yerleşik TSK kadrolarının dışında, askeriyenin sözleşmeli uzmanlarından müteşekkil, 500 kişilik özel komando birliğinin kurulması…  
Bunların muhtemelen her tür ağır silahlarla donatılması…
Neyin alametleri bu demek hakkımız değil mi?
Bi’ de kafama takıldı:
Acaba saraydan Havaalanı’na uzanan tünel** de var mı ki…
Hani…

*TOKİ: Saray’ın maliyeti açıklanırsa ekonomi zarar görür. (3 Aralık 2014)
**Abarttığımı düşünenlere hatırlatırım:
“Erdoğan’ın ısrarıyla inşa edilen Çamlıca Camisi’ni Libadiye’ye bağlayacak tünel yapılıyor.” (14 Kasım 2014)
Camisine tünel yaptıran…


Satır altından notlar...

İSLAMCILARIN İÇ SAVAŞ İSTİŞARESİ
Bu sütunun -varsa- düzenli takipçileri aşinadır.
Ara ara Tayyiban’ın memleketi iç savaşa sürüklediğine dair uyarılarımı bilvesile tekrar edip dururum.
Arşiv orada. Tayyiban’ın iç savaş siyasetine dair ilk yazımı, Gezi-haziran direnişi sırasında yayımladım.
Haliyle olan biteni biraz da bu hissiyatla takip ediyorum.
Ne zamandır erteleyip duruyordum…
Kaç ak saray vesilesiyle iç savaşı telaffuz edince, beklemesin dedim…
Mevzuumuz şu:
Geçen Kurban Bayramı yapılan ‘iç savaş’ bayramlaşması...
İleri haberde görmüştüm (http://ilerihaber.org/istanbulda-isidcilerden-ic-savas-toplantisi/3807/.)  
Onlar da toplantının ev sahibi Adımlar dergisinin yayımladığı toplantının videosundan almışlar. Öyle gizli saklı çekilmiş görüntü değil yani…
Size biraz o toplantıdan söz edeceğim.
Yer: İBDA-C çizgisinin İstanbul’daki Adımlar dergisi…
Tarih: 7 Ekim 2014
Katılanlar Türkiye’nin dört bi’yanından gelme İslamcı cemaat ve yapılanmalar…
Hüda-Par da var, Malatyalılar da…
Adımlar Dergisi temsilcisi, “Kumandanımız Salih Mirzabeyoğlu çıktı” mutluluğunda ev sahipliği yapıyor. Çaylar serviste…
Uzatmayayım. Kısaca size oradaki konuşmalardan anekdotlar nakledeceğim. Kişi ve kurum adlarını çıkaracağım İsteyen detayları verdiğim adreste görür, videoyu izler…
Buyurun:
-”Şartlar bizi savaşa zorluyor. Savaş şartları yaklaşıyor, daha sık bir araya gelmemiz gerek. Gıda stokundan, telefuz etmediğimiz ama hepimizin bildiği hazırlıklara kadar hepsini yapmak zorundayız.”
- “Suriye ve Irak’ta Müslümanlar hazırlıksız yakalandı. Biz hazırlık yapmalıyız”

-”IŞİD’de bir arkadaşımız var, komuta düzeyinde. Malatya’dan gitti. Dün aradı, selamları var.”  Söz konusu Türk IŞİD komutanının telefonda söylediklerini naklediyor: “Türkiye’nin meselenin içinde olduğunu biliyorlar. Buranın da yakın zaman içinde büyük karışıklıklar içine gireceğini biliyorlar.”

- “Türkiye’deki hareketsizlikten dolayı mecburen orada yapmaları gerekenleri yapıyorlar.”
- “Ateş sıçrayacak. (IŞİD’de) Saha eğitimi alanlar Türkiye’ye gelecek. 10 binlerle ifade edilen rakamlar. İşler farklı mecralara gidecek.”
- “Bizim 10 yılda yapamadığımızı IŞİD 15 günde yaptı.”
- Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın “IŞİD’le PKK aynı” iddiasına: Gülerek ”Takiye yapıyor.”
Ben demiyorum, onlar diyor…

BAŞÖĞRETMEN OSMANLICA ÖĞRETİRKEN…
İslamcı mühendislik dur durak bilmiyor…
İslamcılaştırma yolunda adım üstüne adım atılıyor:
Osmanlıca’nın zorunlu ders olması Şûra kararları arasına girdi…
Henüz tavsiye deniliyordu ki… Reis gürledi:
“Bu ülkede Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecek!..” (8 Aralık 2014)
O kadar!.. da değil…
İlkokul 1’lere zorunlu din dersi…
Anaokullarına peygamber sevgisi…
Yasalaşmaları için fırsat kollanacak.
Osmanlıca tedrisata girince Tayyip, Mustafa Kemal’e nazire yapar mı?
Kara tahta… Pardon akıllı tahtanın başına geçip Osmanlıca harfleri öğretir mi?
Pekala mümkün…
Hem o poza ihtiyaç var… Duvarlar yeni çerçeveleri bekliyor…

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
2 Nisan 2006… Cumhuriyet gazetesinin reklam sloganı…
4 Aralık 2014… “Türbana özgürlük” hamisi Nuray Mert’in (diken.com.tr’deki) yazısının başlığı…

Evrensel'i Takip Et