04 Ekim 2014 00:46

Bir fikre bir ömür: Mesut Gülmez*

Bir fikre bir ömür: Mesut Gülmez*

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mesut Hoca’nın adını ilk kez 1980’li yılların sonlarında hak grevi ve kamu çalışanlarının sendika kurma hakkı tartışmaları sırasında duydum. Hak grevini bugün ne yazık ki birçok sendikacı dahi anımsamıyor.
Mesut Hoca ise iş hukuku öğretisi içerisinde neredeyse tek başına, uzun yıllar hak grevi, kamu çalışanlarının sendika hakkı başta olmak üzere sendikal haklar alanında “Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerin bağlayıcılığı ve iç hukukla uluslararası sözleşmenin çelişmesi halinde uluslararası sözleşme hükümlerinin uygulanacağı” görüşünü savundu. Sosyal Haklar Sempozyumlarını örgütledi, kurumsallaştırdı.
İş hukuku öğretisinin, uluslararası hukuku iş hukukunun kaynakları arasında değerlendirmemesini, 2010 yılında yazdığı 86 sayfalık makalesinde değerlendirdi. Hoca bu makalede iş hukuku kaynaklarının tamamına yakınını tarih sırasına göre ele alıp, iş hukuku öğretisinin uluslararası hukuku geçiştirmesini eleştirdi.**
Tam da Mesut Hoca’nın “azaldıkça değeri artan bir servet olan zamanımı ayırmayı düşlediğim ‘Türkiye-UÇÖ İlişkileri: 1919-2019” kitabım diye tanımladığı dev çalışmanın ilk cildinin yayımlandığı bugünlerde iş uyuşmazlıklarının temyiz mercii olan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi vermiş oldukları kararlarında uluslararası sözleşmelerle çelişen iç hukuk kurallarının uygulanmayacağına karar verdiler.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 04.02.2013 tarihli kararına konu olan olayda Kızılay’a bağlı bir hastanede çalışırken hastanenin Sağlık Bakanlığına devredilmesi üzerine bir çalışanın, kullanmadığı yıllık izinlerini talep etmesini, devri düzenleyen 5947 sayılı Yasa’da kullanılmayan yıllık izinlerin ücretinin ödenemeyeceği hükmü bulunduğu gerekçesiyle mahkeme reddetmişti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 5947 sayılı Yasa’nın Avrupa Sosyal Şartı’nın 2. maddesiyle çeliştiğine dikkat çekip, “Uluslararası sözleşme hükümleri, üst norm”dur diyerek uyuşmazlığın uluslararası sözleşmeye göre çözümlenmesine ve çalışana izin ücreti ödenmesine karar verdi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 02.06.2014 tarihli kararında da Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonunun (ITF) yaptığı sözleşmenin bağlayıcı olduğuna karar verdi.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 15.07.2014’te uluslararası hukuka, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına referans vererek “grev hakkı vazgeçilmez ve korunması gereken bir hak olarak karşımıza çıkmakta iken, zorunlu tahkim ise kısıtlı olarak başvurulacak bir yoldur” diyerek grev hakkının geniş kullanımından yana hüküm kurdu.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi ise, 04.06.2014 tarihli kararında “Uluslararası normlar uyarınca demokratik bir hakkın kullanımı şeklinde protesto eylemleri barışçıl nitelik taşıdığı takdirde ve ölçülülük ilkesine uygun olmak şartıyla yasadışı eylem olarak değerlendirilmemelidir” dedi.
Örnek verdiğim her üç kararın her birini aldığımda ilk işim Mesut Hoca’yı aramak oldu. İstedim ki, “yıllarca azınlık görüşü olarak nitelendirilen görüşlerim artık yargı kararıyla yaşamı değiştiriyor” desin. Demedi, beni her defasında şaşırtan bir soğukkanlılıkla, kararları göndermemi isteyip değerlendirmelerine devam etti.
Mesut Hoca yazmaya devam ediyor. Düşlediği üç ciltlik kitabının birinci cildi “Sendikal Hakların Ulusalüstü Kuralları, Oluşumu ve Uygulaması: 1919-2014” adıyla yayımlandı. 766 sayfalık kitabın 46 sayfası kaynakçadan oluşuyor dersem kapsamı konusunda bir fikir vermiş olurum herhalde.
Mesut Hoca sadece yazmaya devam etmiyor, bir fikre bir ömür vermenin,  yılmamanın, ömür verdiği kitabına Neruda’nın “Ama her gün daha az biliyorum” diye başlayarak bilgilenme sürecinin dipsizliğini bilim insanına yakışır bir teslimiyetle kabul etmenin örneğini veriyor.

*Prof. Dr., İş Hukukçusu

**Mesut Gülmez, “İş Hukuku Öğretisi ve Anayasa Madde 90/Son Sorunu (1963-2009)”, Ali Güzel’e Armağan, İstanbul, Beta Yayınları 2010, ss.303-389

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...