05 Temmuz 2014 00:24

Adı İşçi Ç.

Adı İşçi Ç.

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İş kazalarına neden “iş cinayeti” diyoruz?
Taşeron sistemine neden feveran ediyoruz?
Buyurun.
Aşağıda, “iş kazası”nda iki gözünü kaybeden, kaza sonrası kalp krizi geçiren ve Parkinson hastalığına yakalanan, işveren taşeronun bile kaza sonrası “ilgimiz yok” dediği bir işçinin savcılığa yazdığı dilekçesindeki ifadesine yer vermek istiyorum. İfadede, işçinin zarar görmemesi için sadece yer isimlerini değiştirerek yazdım.
“Ben kaynakçı ustasıyım. K. ili, T. ilçesi A. Köyü’nde dükkanım var. İşlerimin yoğun olmadığı dönemlerde memleketimden tanıdığım S.K. isimli, boru döşeme işlerinde taşeronluk yapan kişi beni çağırır, yevmiye veya prim usulüyle çalıştırırdı. Daha önce S.K.’nın iş aldığı Ş.A. ve S.S.’de çalışmıştım. S.S’deki çalıştığım iş bittikten sonra yaklaşık 10 ay ara verildi. 13 Nisan 2014 tarihinde S.K., Ö. İnşaat isimli firmadan iş aldığını, yatay boru döşemesi için kazı ve kaynak yapılacağını söyleyip beni işe çağırdı. 14.04.2014 tarihinde iş başı yaptım. Kaza tarihinden bir gün önce, yani 17.04.2014 tarihinde çalışma sahasında sert bir kayaya denk geldim. Kayayı hiltiyle parçalamak mümkün olmayınca durumu Ö. İnşaat’ın şantiye şefi olan H. isimli şahsa bildirdim. Patlayıcı kullanılması gerektiğini, jandarmaya haber vermelerini söyledim. H. Bey’in yanında Ö. İnşaat’ın yöneticilerinden D isimli bir şahıs vardı. O da bana ‘kayayı delin de nasıl deliyorsanız delin’ dedi.
Onların bu talimatı üzerine 18 Nisan 2014 günü şeker ve gübre satın alarak patlayıcı olarak bildiğim bir karışım yaptım. Yaptığım patlayıcıları kayada açtığım deliklere yerleştirdim. Sırayla elektrik vererek patlatacaktım. Birinci patlayıcıya elektrik verdim ama patlamadı. Ben de patlayıcıyı çıkarmak için hiltiyle kayanın kenarını kırıp, patlayıcıyı çıkartmaya çalıştım. Bu esnada patlama oldu. Bana herhangi bir eğitim verilmedi. Benden ‘Kayayı del de nasıl delersen del’ diyerek işi bitirmem istendi. S.K. ile Ö. İnşaat arasında nasıl bir sözleşme var bilmiyorum. S.K. kazadan sonra bana maliyeye borcu olduğunu bu nedenle başkaları adına fatura kestiğini söyledi. İşin aslını bilmiyorum.”
S.K. savcılığa verdiği ifadede, kaza geçiren işçinin hemşehrisi olduğunu, ona iş bulduğunu, işyerine bırakıp ayrıldığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını söylemiş. Ö. İnşaat yetkilileri kendi işçileri olmadığını ileri sürmüşler.
İşçi Ç.’nin ifadesi yoğun bakımdayken alınıyor. Daha sonra Ö. İnşaat şirketinin patronuna da ulaşıyor: “Şirketin merkezine gittim. Ö. İnşaat’ın patronu beni kabul etti. ‘Ben böyle çok olay yaşadım. Sen jandarmada şikayetçi değilim deseydin sana yardım ederdim, ama madem dememişsin tedavini yaptırmanın dışında hiçbir şey yapamam’ dedi. Tedavimi de yaptırmadı.”
İşçi Ç., ne haklarını biliyor ne de nereye başvuracağını… Şirket de taşeron da dönüp bir daha işçi Ç.’yi sormamışlar. Ç.’ye memleketindeki namuslu bir sigorta müdürü yardımcı olmuş, iş kazası tespiti için kazanın olduğu SGK müdürlüğüne başvurmalarını sağlamış. İş kazası olup olmadığına ilişkin SGK müfettiş soruşturması sürüyor.
İki gözünü kaybeden ve çalışma kayıtlarında olmayan işçi Ç. yol parası bulmakta zorlanarak başka bir şehirden, savcılığa dilekçe yazdırmak için bir sabah geldiler bana. “Tedavi giderlerinden kurtulalım başka bir şey istemiyoruz” diyorlardı. Yoldan gelmişlerdi, Ç.’nin iki gözü de görmediğinden oğlunun kolundaydı. Buluştuk, oturduk bir yere. Yasal haklarını dilim döndüğünce anlattım. Dilekçelerini yazdım. Giderken, yine oğlunun kolunda, beni görmüyor ama oğlunu sıkıştırıyordu: “Oğlum, adam sabahın köründe emek verdi, bir siftah ver.”
Adı, işçi Ç.
50 yaşında, kaynak ustası. Çalıştığı taşeron işte iki gözünü kaybetmiş ve kayıtlarda yok. Kayda girmeye çalışıyor. Boru döşeme işi kazadan sonra devam etmiş ve bitmiş. Ç.’ye iş veren ve sonra tanımayan S.K., Silivri’de bir başka boru döşeme işi almış, taşeron olarak çalışmaya devam ediyor.
İş kazasında iki gözünü kaybeden, kaza sonrası kalp krizi geçiren ve Parkinson hastalığına yakalanan kaynak işçisini ortada bırakan sisteme taşeron sistemi, işçi Ç. hayatta da olsa bu iş kazasına “iş cinayeti” denir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa