31 Mayıs 2014 00:06

Devleti tahayyül etmek

Devleti tahayyül etmek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mark Neocleous’un, Akın Sarı çevirisi ile, Notabene Yayınevi tarafından Devleti Tahayyül Etmek başlığı ile yayımlanan kitabı, ABD toplumu için  yazılmış olmasına rağmen, sanki kimi yerlerinde Türkiye’nin de hazin durumunu yansıtıyor gibi bir hava vermekte. Devlet örgütü, güvenlik siyaseti vb. gibi konularda çalışan yazar, İstanbul’daki konferansında devlet olgusunu güvenlik ve özgürlük kavramları arasında ele aldı ve güvenliğin ağır bastığı, ya da toplumların böylesine yönlendirildiği ortamlarda güvenlik örgütü ve ağı ile topluların şekillendirildiği ve yönetildiğini ileri sürdü.
Kamusal güvenlik ağının salt polis ya da benzeri kolluk kuvvetlerinden ibaret görülmeyip, istihbarat, eğitim, politika, yönetim ve benzeri tüm alanları kapsayan, entegre çalışan bir kompleks şeklinde ele alınması gerektiğini belirten yazar, böylesi kompleks yapıdaki örgütsel yapının çok temel çalışma sisteminin devamlı bilgi ve belge toplamak, zaman içinde gerektiği koşullarda bunları yenilemek ve daha detaylı bilgilerle devamlı desteklemek olduğunu belirti.
Konferansçı, ABD toplumuna özgü gelişme olarak anlatmış olmakla beraber, çoğu toplumlarda da geçerli olan, muhtemelen, Türkiye’nin AKP yönetimindeki yansımalara da denk düşen en korkunç sürecin, bizzat halk güçlerinin gölge istihbarat örgütü şeklinde güdülenmesi politikası olduğu sergilendi. “Gördüğünü güvenlik güçlerine bildir” sloganı ile tüm topluma yaygınlaştırılan ve bir anlamda herkesi güvenlik ajanı misyonu ile göreve çağıran yönetim anlayışının, güvenlik sağlanması adına, toplumda tam bir güvensizlik yarattığı belirtildi.
Türkiye’de durum henüz böylesi rafine düzeye gelmemiş olmakla beraber, belki de ABD’dekinden daha da vahim bir mecraya sürüklenmektedir. Şöyle ki, “gördüğünü bildir” sloganı ile tetiklenen ABD toplumunda herkes birbirinden korkar ve çekinir konuma gelirken, aşırı bireyselleşmekte ve topluca harekete geçme, devlete ya da herhangi bir politika uygulamasında kamu otoritelerine karşı gelme refleksini kaybetmektedir. Böylece, korkuya salınan toplumun yönetimi bir hayli kolaylaşmaktadır.   
Türkiye’deki duruma gelince, durumun ABD’deki bilinçli uygulamadan biraz farklı olduğunu görmekteyiz. Türkiye’de AKP Hükümeti siyasi parti olmaktan uzaklaşarak, aşiret yönetim biçimine savrulurken, sosyal temelini oluşturmaya çalıştığı dinsel ve mezhep kökenli toplum kesimini güvenlik güçlerine desteğe çağırarak, toplumsal hareketlerin bastırılmasında güvenlik güçlerinin yanında gönüllü halk çeteleri yaratarak, toplumu fevkalade vahim sonuçlara sürükleyebilecek bir politikanın peşinde gitmektedir. ABD’de bireyler atomize hale getirilerek, kendi korku çemberi içinde pasifize edilirken, Türkiye’de toplum kesimleri karşı karşıya getirilmeye çalışılarak, toplumsal yönetimin sürdürülmesine çalışılmaktadır.
ABD’de tüm topluma karşı müşterek düşman yaratılmakta ve tüm toplum müşterek düşmana karşı atomize harekete yönlendirilmektedir. Oysa, Türkiye’de içte kesimler birbirilerine karşı düşman olarak sunulmakta ve bu doku devamlı beslenerek yükseltilmeye çalışılmakta, bu yolla iktidarın güçlü olduğu imajı yaratılarak, kitlelerin güç etrafında toplanmasına çalışılmaktadır. ABD’de izlenen politika ABD toplumunu atomistik yapıda kararlı dengede tutarken, Türkiye’de uygulanan politika toplumu çok tehlikeli bir biçimde kararsız dengede tutmaktadır. Hassas olan kararsız dengenin ne yöne devrileceği belli olmadığı gibi, devrildiğinde de toplum büyük sosyal çatışma ve parçalanma yaşayabilir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...