Kendimizi aşmak için…
Fotoğraf: Envato
Bir seçim günündeyiz yine...
Demokratik güçbirliğinin partisiyle giriyoruz seçimlere ve yeni koşullarda, yeni bir biçimle sınıyoruz kendimizi. Tarihin bizi koşulladığı sorun ve görevler devam ettikçe, sınavımız da devam ediyor demektir. Öğrenciyiz, öğrenmeye çalışır, kendimizi sınar ve sonuçta mutlaka biriktiririz.
Bugün yaptığımız da budur işte. Devrimci özgüven, esneklik ve yaratıcılığın yılların emeğiyle buluşturulduğu güçbirliğiyle girdiğimiz bu son sınavda da sonuç ne olursa olsun, mutlaka bir birikimle çıkacağımız kesindir. Öncekiler gibi, eksik ve gedikleriyle, yanlış ve doğrularıyla, bu sınavın kazanım ve dersleri de eklenecektir siyasal birikimimize...
En başta, partili güçbirliğinin bu seçimlerdeki varlığı bile önemli bir kazanımdır. Artık çivisi çıkmış, düştüğü yolsuzluk kuyusunda, arsız bir yasakçılık dışında tutunacak dalı kalmamış, gidişi mukadder bir iktidar ile ona alternatif olarak kotarılmaya çalışılan sözde ‘sosyal demokrat’ ama Cemaat’ten milliyetçiliğe ‘sağ’ın her versiyonuna bulaşmış bir ‘mihver’ arasında kilitlenmiş siyaset düzleminde geniş kitlelerle buluşabilen tek aykırı ses oldu güçbirliğimizin sesi.
En geniş kesimleri buluşturmaya çalıştığımız demokrasi eksenli programıyla bir ucu hep daha ileriye açık bir somut alternatif oldu güçbirliğimiz... Bütün fiziki saldırı ve itibarsızlaştırma hedefli kumpanyalara karşın, halkı seçeneksiz bırakmayan tek alternatifti. Partili güçbirliğinin yarattığı birikimi de siyaset tablosundaki tek görünür ‘alternatif’ açısından bir başlangıç olarak kabul etmeliyiz. Bunu önemsiz bulmak, tumturaklı sloganlarla, kerameti kendinden menkul ezberlerle kapıları kapatılmış “şahsına münhasır” bir teorik-kurgu dünyasına hükümlülere yakışır ancak! Böylelerinin, akıp giden hayat karşısında bazen seyirci, çoğunlukla da sistemin ‘yeni’ stepnesine ilişerek nasıl siyaset dışı kaldıklarını bu seçim sürecinde de yeterince gördük işte.
Çok şeyler söylenebilir belki ama bu ortalıkta uçuşan “projeler” piyasasında ‘devrimci-demokratik aklın ve ahlakın birliği’ üzerinden şekillenen tek ‘proje’, işte bu halkı seçeneksiz bırakmamanın adresi olan güçbirliği partisidir bugün!
Halkın ihtiyacına yanıt arayarak daha ileri olanaklar yaratmaya çalışan akıl, güçbirliğimizin aklıdır.
Halkın çıkarı dışında hiçbir çıkarın aleti olmamak, bu uğurda karşılık beklemeden sonuna kadar çalışmak, çalışmak... Ahlakımız da budur.
Bu aklı ve ahlakı teğet geçenler partileşmiş güçbirliğinin önemini de anlayamazlar, anlayamadılar.
Bizim ise şunu anlamamız lazım; alacağımız ve hiç bir biçimde küçümsemeyeceğimiz ‘sonucu’, hemen yarından başlayacak yeni etabın hareket noktası yaparak daha da büyümek, genişlemektir asıl mesele.
Bugün sandığa yansıtacağımızı yarından itibaren başka mücadele alanlarında aşmak için...
Kendimizi aşmak için...
Biriktire biriktire, öğrene öğrene yürüyeceğiz.
Ki, ‘sınav’ hep devam edecek…
Yürüyüşümüz de...
- İstanbul seçimi, sazan sarmalı ve Zana’nın trajedisi! 29 Mart 2024 19:51
- Solun ayarını seçimler mi bozuyor, yoksa ayarlar bozuk mu zaten? 09 Temmuz 2023 04:40
- Sosyalistlerin muaf olma hali ya da kaybeden sadece "Burjuva muhalefeti" mi?! 25 Haziran 2023 01:55
- Yenilmek de direnerek olsun, teslim olarak değil! 21 Mayıs 2023 04:40
- 1 Mayıs notları ve 14 Mayıs imkânı 07 Mayıs 2023 02:19
- Tarihi seçimler ve solda sekterlik halleri 30 Nisan 2023 04:17
- ‘Ayşe Teyze’ler, Mahirler varken, seccade konsolidasyonu yeter mi? 09 Nisan 2023 04:56
- Ayhan Bilgen’in ‘yapıcı muhalifliği’ ve bir tür ‘itirafçılık’ hali! 02 Nisan 2023 04:48
- Şapkadan çıkan Erbakan ile ‘bize pusu kurdular’ diyen pusucu nereye koşuyor? 26 Mart 2023 04:40
- 20 Mart’a denk düşen ‘tesadüfler’ ve bir zorunluluk 22 Mart 2023 04:49
- Değişim enerjisi, kuyudaki Akşener ve ‘kazanacak aday’a ilişmek! 12 Mart 2023 10:16
- Yarattığı enkazın altında kalan Akşener’in tarih bile olamama hali! 05 Mart 2023 04:53