Çok şükür MİT de güvende artık!
Fotoğraf: Envato
Tam da Hükümet “yeni demokratikleşme paketi”ni seçim sonrasına ertelemiş diye üzülecektik ki, gelen haberle rahat bir nefes aldık: İnternete sansür ve yargıyı tamamen Adalet Bakanına bağlayan yasal düzenlemeler, MİT’in dokunulmazlığıyla taçlandırılıyor! Oh dedik hepimiz, neydi o “Milli İstihbaratımıza” çektirilenler öyle? Ağız tadıyla şöyle, sınırdaki ‘cihaddaşa’ üç beş TIR “mühimmat” bile ulaştıramayan bir garibanlığa reva bırakılabilir miydi? Sonra Roboski’ye, Paris suikastine dair sorumluluğunu yansıtan belgeler böyle ‘ortalık malı’ olan bir MİT, ‘müzakere’ görevini nasıl sağlıklı yürütecekti?!
AKP iktidarı, içinde bulunduğu krizi demokratikleşme hamleleriyle aşmakta kararlıymış demek ki; MİT’in dokunulmazlığı da böyle bir mevzuymuş işte! AKP kapısındaki çer çöpler şimdiden “Çözüm masasına yasal güvence” diye pazarlamaya başladılar bu düzenlemeyi. Öyle ya, Kürt tarafı sürekli “müzakere yasal güvenceye alınsın” demiyor muydu? Al sana, (pardon MİT’e) ‘yasal güvence’ işte! Gerçi daha geçen hafta BDP tarafından açıklanan kapsamlı ‘barış yasası’ teklifinin yanında pek bir ‘ilgisiz’ duruyor ama olsun işte! Kaldı ki, haksızlık etmeyelim, AKP, “müzakere sürecine” sorunun demokratik çözümü açısından baktığını nerde söylemiş ki? O, ‘İstihbarat’ kanalından yürüttüğü görüşmelerden çıkan çatışmasızlığı ‘çözüm’ diye belledi hep, gerisi öteleme ve oyalama konusu…
***
MİT’ine sahip çıkan Hünkâr söyle giriyor söze: “Benim Milli İstihbarat’ım terör örgütüyle görüştü diye…”
Neymiş? “Terör örgütü”yle görüştü diye MİT’in başına gelmedik şey kalmamış, şimdi bu durum ‘yasal zemine’ kavuşturuluyormuş. Peki buradaki ‘güvence’ kime dair oluyor? MİT’in görüştüğü “terör örgütü”nün güvencesi var mı? Ki bi yanlış bir soru oluyor, zira adı üzerinde, “terör örgütü”nün güvencesi mi olurmuş! Bugün İmralı’da sağlanacağı söylenen ‘yasallık’tan, Öcalan nasıl yararlanacak mesela? Bildiğimiz kadarıyla 15 yıldır tutsak olan Öcalan için, MİT’le görüşmeleri ‘suç’ olmaktan çıkarmak komik bir ‘yasallık’ olmuyor mu? Seni hücrede tutuyoruz ama biz istediğimiz zaman MİT’le görüşmende bir sakınca yok!
Ya da Oslo türü görüşmeler… PKK yöneticilerinin olası MİT’le görüşmeleri de ‘illegal’ sayılmayacak. Güzel de, PKK ‘illegal bir terör örgütü’ olarak sıfatlandırıldığı sürece, onun “legal” bir iş yapması (örn. MİT’le görüşmesi), en azından bir mantık hatası olmuyor mu? ‘Terör örgütü’ denildiği sürece, bu türden güvencelerin tek yanlı bir anlamı vardır sadece.
***
Peki İmralı görüşmeleri için mi bu MİT’i sağlama alma kaygısı? Milliyetçi keresteler “PKK meşrulaştırılıyor” diye çığlık atıp ırkçılık mesaisi yapabilirler ama mesele o değil. Erdoğan’ın oturtmaya çalıştığı ve aslında kendisi ‘paralel’ olan yapılanmaya, yapılmış ve de yapılacak olan operasyonel icraatlarıyla birlikte ‘yasallık’ kazandırma telaşıdır bu. Akçeli işler dışında, sözgelimi, Suriye’de çetelerle girişilmiş karanlık işler, Rojava kuşatması, Roboski ve Paris cinayetlerindeki rolleri de ‘yasallığa’ kavuşturulmuş oluyor MİT’in ve onun şahsında, Başbakanın? E bütün bunlar da müzakere sürecine katkı olsun diye yapılmıştı herhalde! Şimdi Kürde düşen de MİT’in güvenceye alınmasına sahip çıkmasıdır, öyle mi? Bu çağrının kendisi bile Kürtlerle görüşmeyi “istihbari” bir mesai olarak görmektir. Görüşmeler MİT çerçevesinde kaldıkça, Kürdün ‘terör örgütü’ yani ‘illegal’ pozisyonu sürecek demektir.
***
Ama ‘sabır’ diliyorlar Kürtlere yine de, seçim sonrasını bekleyin! Demiştik ya, Kürt sorunu iki seçim arasında saptanıp, çözümü, bir diğer seçim sonrasına ertelenen bir sorun oldu artık. ‘Beklemek’ dışında vaad edilen bir şey yok! Şairin biz faniler için dediği “beklemek bizim işimiz” dizesine güveniyor olmalılar. Oysa Kürtler öyle bir nesnellik üzerinde oturuyorlar ki, bekler göründükleri halleriyle bile kendi çözümlerini biriktiriyorlar hızla. Bekledikleri bir şey yok aslında, kendi yapabileceklerini yapmaya hazırlanıyorlar. Duymak, görmek, hissetmek lazım…
Kürde ‘bekleyin’ deyip, ondan ‘beklenti’ içine giren izansızlara ne demeli? Sürüsüne bereket... Örnek olsun, ‘Katliamda kasıt yok’ raporunu kabul eden ‘TBMM Komisyonu’ Başkanı AKP’li zât da çok beklemiş olacak ki, elini sıkmayan Roboskili aileleri “görüşme bitmiştir” diyerek Meclis’teki makamından çıkarmış!
Makamı batasıcalar…
Kim dedi size “görüşmenin” bittiğini?
Bekleyin siz!..
- İstanbul seçimi, sazan sarmalı ve Zana’nın trajedisi! 29 Mart 2024 19:51
- Solun ayarını seçimler mi bozuyor, yoksa ayarlar bozuk mu zaten? 09 Temmuz 2023 04:40
- Sosyalistlerin muaf olma hali ya da kaybeden sadece "Burjuva muhalefeti" mi?! 25 Haziran 2023 01:55
- Yenilmek de direnerek olsun, teslim olarak değil! 21 Mayıs 2023 04:40
- 1 Mayıs notları ve 14 Mayıs imkânı 07 Mayıs 2023 02:19
- Tarihi seçimler ve solda sekterlik halleri 30 Nisan 2023 04:17
- ‘Ayşe Teyze’ler, Mahirler varken, seccade konsolidasyonu yeter mi? 09 Nisan 2023 04:56
- Ayhan Bilgen’in ‘yapıcı muhalifliği’ ve bir tür ‘itirafçılık’ hali! 02 Nisan 2023 04:48
- Şapkadan çıkan Erbakan ile ‘bize pusu kurdular’ diyen pusucu nereye koşuyor? 26 Mart 2023 04:40
- 20 Mart’a denk düşen ‘tesadüfler’ ve bir zorunluluk 22 Mart 2023 04:49
- Değişim enerjisi, kuyudaki Akşener ve ‘kazanacak aday’a ilişmek! 12 Mart 2023 10:16
- Yarattığı enkazın altında kalan Akşener’in tarih bile olamama hali! 05 Mart 2023 04:53