HDK\'den değil sizden bir şey çıkar mı?
HDK-HDP, ‘umuda yolculuğun ilk adımı’ diye nitelediği kongre sürecinden geçiyor. Demokratik muhalefeti buluşturan güçlü bir kulvar yaratma iddiasıyla başlamıştı bu yolculuk. Öncesi bir yana, iki yıllık bir geçmişi var şu son etabın.
Artık, kuvveden fiile dönüşmenin eşiğindeyiz bugün... Önümüzdeki iki yılın, olanakları ve sorunlarıyla, HDK-HDP için böylesine belirleyici bir anlamı olacak.
Bugün daha kuruluş aşamasında bu kadar ilgiyle karşılaşıp tartışılıyorsa, bir temeli vardır. Boş değildir. Bu temel, bizzat HDP’ye olan ihtiyaçtır. Aynı madalyonun iki yüzü, yani ikiyüzlü (AKP-CHP) burjuva siyasal eksenine sığmayan bir siyasal uyanış var çünkü. Gezi’yle de açıkça görüldü bu. Örnek olsun, bugün İstanbul seçimleri AKP-CHP rekabetinin ötesinde de konuşuluyorsa, nedeni, bu uyanışın kendisidir aslında. HDP’nin bu minvâlde tartışma gündemine girmesi de tesadüfi değil. “Tartışılan HDP değil, Sırrı Süreyya’dır” demek, yüzeysel ve de biçimseldir. Sırrı’nın HDP’de olmasından bağımsız düşünülebilir mi bu konu?..
Sözkonusu siyasal uyanışın yöneleceği bir adres inşası ihtiyacı, HDK-HDP’yi yepyeni bir sorumluluk altına sokmuştur artık. Varlığı, bu ihtiyaca yanıt olabilmesine bağlıdır.
Bu açıdan bakılırsa; yeni politik iklimin ihtiyaçlarına bugünden en anlamlı yanıtı verebilecek örgütlenme anlayışı HDK-HDP fikriyatında mevcut ve hayatın diline tercüme edilmeyi beklemekte.
Güçlü bir cephe örme ihtiyacının bilince çıkarılıp fiilen sahiplenilmesinden geçiyor bu. Bu ihtiyaç yeterince anlaşılamıyorsa, HDK-HDP bileşenleri açısından bile ortaya çıkan, şu oluyor: Bir ittifakımız var, şurada kenarda dursun, bir zararı olmaz nasılsa, biz kendi işimize bakalım! Bu tutum, öngörüleni asıl mecrasında büyütmek hedefine zerre kadar hizmet etmez. HDK-HDP’nin elbette birçok bünyesel sorunu var. Ama gelişme potansiyeli çok daha fazladır ve geliştikçe de sorunlarını aşacak bir diyalektiğe sahiptir: Ne olduğu anlaşıldıkça, büyüyecektir…
HDK-HDP, demokrasi güçlerinin birleştirilmesi yolunda mevcut siyasal tablo içerisindeki en ileri adımdır. Yeter ki bileşenleri bu faaliyeti kendileriyle sınırlı bir ‘protokol’ işi olarak görmesin…
Evet, HDK-HDP içinde ‘dezenfekte’ bir zemin kuşkusuz ki olmayacaktır. Her aşamasında iç tartışmalarıyla yürüyecektir. HDK’yi öngörülen zemine oturtmak için gereklidir de bu tartışmalar. En baştan, programatik olarak kabul görmüş, belirlenmiş kapsayıcılığa denk düşecek bir çalışma ve temsil profili çok çok önemlidir çünkü. Solcuların birliğini aşabilecek bir profil… Bu tartışma, en hayati tartışma konusu olarak özellikle korunmalıdır da…
Birkaç söz de sürecin dışında durarak sadece ‘gözlem’ yapıp eleştiren ve akıl fikir vermeye çalışan ‘eksperlere’… Başından beri bunlardan duyduğumuz şudur: “Buradan bir şey çıkmaz”! HDK’den bir şey çıkmaz diyenlerin çoğunun o “bir şeyi” bugünlerde seçimlere dair CHP’de arayabilmesi ise yeterince manidar olsa gerek…
Sözümüz samimi bir ikna süreci ihtiyacını içeren haliyle “bir şey çıkar mı acaba?” sorusunu soranlara değil kuşkusuz. Daha en başından “bir şey çıkmaz” diyenlere… Solcu ve aydın geçinen çok tipik bir ‘aydınımsı’ (!) tavrıdır bu. Yani, dünyanın merkezinde olma hissi ve ama her şeyden muaf, sorumsuzluk hali! Seyreden, kenardan izlemekle yetinen, çoğu zaman da hiç izlemeyen ve o muhteşem ‘an’ı bekleyen bir ‘vaziyet’ bu. Ki o ‘an’, bu ‘tip’in ikna olduğu andır ve büyük ihtimal, hiç gelmeyecektir. İkna olmayacak, hep “HDK’den bir şey çıkmaz” deyip duracaktır.
Onlara tersten sormak gerekiyor herhalde: Bırakın HDK’yi, sizden bir şey çıkar mı dersiniz?!
HDK’den bir şey çıkar mı sorusunu, kendi sorumluluğunu, kendi katkısını, kendi emeğini hesaba katmadan soran bir aydın ya da solcu, kusura bakmasın ama, HDK-HDP’den önce kendisinden ‘bir şey’ çıkıp çıkmadığına bakmalıdır!
“Ben HDK’yi önemsiyorum ama…” diye başlayıp, kendisini muaf tuttuğu gerekçeleri sayıp döken bir tutumun da HDK-HDP’yi gerçekten ne kadar önemsediği tartışmaya açıktır.
Önemseyen, emeğini katar ve katmalıdır artık!
Kuşkular da, kaygılar da, eleştiriler de böylelikle anlamlı olur ancak.
Umuda yürüyüşümüzü, katılarak, emeğimizle büyütelim…
Evrensel'i Takip Et