‘Sessiz Devrim\'in sesleri!

Farkına varamayanlara hatırlatmak lazım; “sessiz devrim” günlerinde yaşıyoruz artık! Paketle üzerimize yağdırılan “demokratikleşme” sağanağı başka nasıl tanımlanabilirdi ki zaten; AKP’nin devrimi de böyleymiş işte! Bakmayın öyle “sessiz” durduğuna; AKP’(liler)den çıkan her ‘ses’, “sessiz devrim”in sesi, kanıtı oluyor. AKP’nin “demokratik devrimi”nin çapını, encamını kendilerinden daha iyi kim anlatabilirdi ki!..
Suriye’ye ve Güney Kürdistan’a ilişkin savaş tezkerelerinin uzatılmasını geçelim… Hazırlıkları yapılan ve içerdiği ‘şüpheli şahıs’ hukukuyla halka karşı ‘önleyici savaşı’ kurumsallaştıran Polis Paketi’ni de bir yana bırakalım… Devrim”in neş’esini bozmayalım bunlarla, daha “eğlenceli” seslere takılalım …
Hükümet sözcüsü zât, bir tv sunucusunun dekoltesine takıyor mesela ve “çok aşırı” diyor. Sonra da, “ifade özgürlüğümü kullandım” şeklinde oldukça anlaşılır kılsa da sözlerini, AKP’linin “ifade özgürlüğü”, tam da türbanın kamuda serbestleştiği “sessiz devrimin” ertesinde sunucuyu ekmeğinden ediyor… Devrim bu, olur böyle minik şeyler deyip geçelim.
Geçelim geçmesine de, Mehmet Metiner isimli o ‘malûm şahıs’ pas geçmiyor ve AKP devrimine bir başka ses oluyor. Cami avlusunda cemevi prodüksiyonu ve paketten çıkan “Hacı Bektaş Üniversitesi” ismiyle rahat bir nefes alan Alevileri daha bir rahatlatıyor: “Cemevleri terörist yuvası olmaktan çıkmalı”! Bu sözler sadece Metiner’i bağlamıyor kuşkusuz. Zira hiçbir AKP’liden bir itiraz da yok hâlâ. Niye itiraz edilsin ki; AKP’yi topla, ikiye böl, çıkacak sonuç Metiner’dir! AKP’nin ortalaması bu enteresan ürünün “sessiz devrim”den Alevilerin payına düşeni ifade ettiğini kim inkâr edebilir ki…
Ruhban okulu mu dediniz? Başbakan’ın sesi çınlıyor hemen; “Batı Trakya’da cami açmazsanız ruhban okulu falan beklemeyin”! Kendi vatandaşının hakkı Yunanistan’a karşı rehin! AKP devrimi bu, faka basar mı öyle!
Sadece “Yunan gavuru”na değil bu cinlik; anadilinden eğitim mi istiyor Kürtler, Ulaştırma Bakanı’nın sesinden hiza alsınlar lütfen! Uçaklarda Kürtçe anons yapılması isteğini bile, anadil meselesini “çığırından çıkarmak” olarak yorumluyor. ‘Paket’, “haydi Kürtler, kıyın paracıklarınıza da özel okullar açıp çocuklarınızı Milli Eğitim’in hazırlayacağı müfredata göre Kürtçe eğitin…” demişken, “çığrından çıkmanın” ne alemi var?  Bir dönem, Kürtçe konuştukları için para cezası öderdi Kürtler, şimdi de anadilinde eğitim için para ödeyecekler. Nerdeen nereye…
Evet, sefalet ortada ama böylesi bir ‘muhalefet’ varken, AKP daha çok devrimler yutturmaya kalkar! Sıfırlık adımları bile bir tür ‘hormonal’ dolayıma uğratarak ‘kayda değer’ kılacak bir muhalefet prizması bu. Demokratik standartlar açısından içi boş tasaruflarını en az Hükümet kadar abartarak dolaşıma sunan, itiraz ekseniyle adeta AKP’nin ‘demokrat’ imajına katkı sunan bir acayip muhalefet…
Şimdi AKP paketini eleştirmek ve Kürtçenin yetersizliğine ve çiftdilliliğin açmazına vurgu yapmak için MHP’li Belediye Başkanı’nın yaptığı abuk subukluktan mı bahsetsek; bu ‘yaratıcılık’ şahikasını anlamayıp sırf Kürtçe sözcükler kullandığı için onu kapı dışarı edecek olan MHP merkezinden mi?..
Bunlar da ne ki, siz bir de “andımızı kaldırıp şuursuz, millet sevgisi olmayan nesiller yetiştirecekler…” diyen CHP’nin Tunceli’li Kamer’ine mi bakın diyorsunuz… Hadi, Kamer’dir konuşur işte, deyip geçelim… Peki, “Türk’üm demeyi yasaklıyorsunuz…Andımızdan ne istediniz?​” diye feverân eden Kılıçdaroğlu’ya ne demeli?! Biz bunları o sükûnetinin altında her daim bir Türkçü kazan kaynayan Emine Ülker’den ya da Birgül Ayman’dan, Onur Öymen’den duymuyor muyduk zaten.      
Velhasıl, “Allah herkese CHP gibi bir muhalefet bahşetsin” diye boşuna konuşmuyor Başbakan. “Sessiz devrim” muhabbetine bir şekilde ‘ses’ olabilen böylesi muhalefeti öpüp de başına koyar elbette… Devir esnaflık devri ne de olsa ve AKP’nin “Paket” esnaflığı böyle muhalefetli bir piyasayı gereksiniyor işte.
Ama her işin bir riski var yine de. Hele sosyal-siyasal süreçler, öyle kalpazanların piyasa ekonomilerine de pek benzemez. En “kârlı” işler bile gün gelir ayağına dolanır, altından çıkamaz, kaçırdığın aklı selim fırsatları mumla ararsın!

ŞERVAN...

Rojava devrimcisi...Yurdunu ve devrimini savunuyordu...
“Başkasının savaşında olmadan, kimsenin yerine ÖLMEYENLERDEN....”
Daha kısa bir süre önce “AKP ve El Kaide’yle aynı saftalar” ithamıyla ulusalcı-solcular tarafından itibarsızlaştırılmak istenen PYD’nin lideri Salih Müslim’in YPG saflarındaki dört çocuğundan biri...
İşbirlikçi-Cihatçı çetelere karşı savaşırken katledildi...
“Utanmak da bazen erdemdir” sözünün bir anlamı olsa gerek!..

Evrensel'i Takip Et