07 Nisan 2013 10:46

'Yeni köleler': Göçmen kadın işçiler

'Yeni köleler': Göçmen kadın işçiler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Arkasında çoluğunu çocuğunu, ailesini, mesleğini, eğitimini bırakıp bin bir zorlukla “göç etmeyi başaran”, gelir gelmez pasaportuna el koyulan, yatılı çalıştıkları için çalışma saatleri tüm günü bulan, polisle, şikâyetle tehdit edilip her türlü muameleyi sineye çekmeleri beklenen, her türlü saldırıya açık “yeni köleler”…  
Dünyada 200 milyondan fazla uluslararası göçmen var. Dünya nüfusunun yüzde 3’ünü oluşturuyorlar. Yani tümü bir ülke sınırları içinde toplansa, bu ülke dünyada en fazla nüfusa sahip beşinci ülke olacak. Tüm göçmen akışının yüzde 10-15’ini ise yasadışı göçler oluşturuyor. Ve uzunca bir süredir kaçak göçün bir cinsiyeti var: Kadın. Doğu Avrupa’dan, Batı Avrupa’ya; Meksika, Orta ve Güney Amerika’dan, Amerika Birleşik Devletleri’ne; Kuzey Afrika’dan, Güney Avrupa’ya; Güney Asya’dan petrol zengini Körfez ülkelerine; Filipinler’den dünyanın birçok bölgesine doğru akan kadınların derdi gelir adaletsizliği, yoksullaşma, siyasi çatışmalar, şiddet ve savaşın ortasında kalan ülkelerinde geride bıraktıklarına güvenli bir sığınak oluşturmak.  Sovyet sisteminin yıkımı, ekonomik kriz ve yapısal uyum programları gibi nedenlerle, yüksek işsizlik ve yoksulluk sorunuyla boğuşan ülkelerde, kadınların göç ederek, hızlı talep artışının olduğu tekstil, bakım hizmeti gibi sektörlerde çalışmaya başlamaları, pek çok haneyi ayakta tutan temel yaşam stratejisi haline gelmiş durumda. Ve bu yaşam stratejisiyle ayakta kalma zorunluluğu bugün giderek daha fazla insanı içine alıyor.
Avrupa’ya düzensiz biçimde göç etmiş herhangi bir kadınla konuştuğunuzda, size muhtemelen ev hizmetlerinde çalıştığını söyleyecektir. Neden diye sorulduğunda ise cevap, “Çünkü fuhuş dışında bize açık olan tek iş bu!”.  
Köleliğin olduğu yerde direniş de olur elbette.
İngiltere’de 1987’de kurulan Kalayaan, Filipinli göçmen kadınlar öncülüğünde oluşturulan
örgütlerden en etkin ve ünlü olanı. Filipinlilerin ulusal dilinde “özgürlük” anlamına gelen Kalayaan, ev hizmetlerinde çalışan işçilerin hakları için kampanya yürütmek üzere kurulmuş bir şemsiye örgütlenme. Örgüt, ev hizmetlerinde çalışan göçmen işçilerin işçi statülerinin tanınması; aynı hizmet kategorisinde işverenlerini değiştirebilme haklarının olması; önceki işverenlerine dava açmaları halinde, yasal muamele süresince ikamet ve çalışma haklarının
olması gibi konularda diğer göçmen ve işçi örgütleri ile bir arada mücadele yürütmüş ve önemli kazanımlar elde etmiş.
Filipinli göçmenler öncülüğünde kurulmakla birlikte otuz farklı ülkeden 3 bin üye potansiyeline erişmiş UWA (Birleşik İşçiler Birliği) var bir de. UWA’nın örgütlenme modelinde en önemli nokta işçilerin birbirlerini örgütlemesi.
UWA ve Kalayaan kampanyalarında birlikte çalışıyor. Üstelik Avrupa’daki göçmen kadın örgütleri kendi aralarında işbirliği yapmakla kalmamış, aynı zamanda 1998 yılında bugün 10 Avrupa ülkesinden ev hizmetlerinde çalışan göçmen kadın örgütleri, destekçi örgütler, sendikacılar ve akademisyenlerin yer aldığı RESPECT adında bir çatı örgüt kurmuşlar.  
UWA’nın en çarpıcı özelliği ise üyelerinin Nakliyat ve Genel İşçiler Sendikasına (TGUW) üye olmaları. Sendika, göçmen işçilere düşmanca bir tavır beslemektense, onları da katarak ücretlerin düşürülmesinden ve çalışma koşullarının kötüleşmesinden sorumlu patronlara karşı
mücadele etmek gerektiğini söylüyor.
Hani bizde de tartışılıyor ya göçmen emeğinin düşürdüğü ücretler, kırdığı direnişler, budadığı haklar… “Yeni kölelik”in eski köleliğin devamına katkısı açık. Mesele bütün bir köleliği ortadan kaldırmak için yapılacak mücadelenin bunu ne kadar göreceği, bu deneyimlerden ne kadar öğreneceği. 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...