24 Şubat 2013 06:14

Bir 'sosyal faşist' ve 'yeni CHP' sefaleti!

Bir 'sosyal faşist' ve 'yeni CHP' sefaleti!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Siyasi hayatı boyunca, iktidar bölükleri arasındaki tepişmelerde ‘beşinci kolculuk’la meşgul oldu hep… Figürânlık rütbesinin bir adım ötesine geçemedi ama bazı durumlarda adı en önde yazılıydı…

Söz konusu kavgalarda, maiyetinde olduklarınca hazırlanmış “gemi su aldığında suya ilk atılacaklar” listesinin en başındaki yerini kimseye kaptırmadı mesela!

 

Böylesi emsalsiz bir beceriye de sahip Perinçek, en son, ‘Atatürk Cumhuriyeti’nin zindanından ettiği “Samsun’a ancak Atatürkçüler çıkabilir” sözleriyle, it kopuk takımının HDK’lilere yönelik faşist saldırılarına selam durup alkışlamış.
 
‘80’ öncesi çok yapılan ve çoğu da hayattan kopuk olan ‘sosyal faşizm’ tartışmaları, Perinçek modeli milliyetçilikle bugün çok somut bir karşılık bulmuştur artık.
 
”Türk Milletini anayasadan silmeye kalkıyorsunuz!...Türkiye’yi bölmeye kalkıyorsunuz!...Türk Milletinin de herhalde bir diyeceği olacaktır…” ajitasyonu, ırkçı faşist aklın sosyal faşistçe bir tekrarından başka bir şey değildir…
 
Aklıyla, zikriyle bir sosyal faşist kimlikle karşı karşıyayız işte.
 
Yakışır deyip geçsek de Perinçek’i…
 
Bu ‘Türk milleti’ ajitasyonu geçilecek gibi değil hemen…
 
Önümüzdeki sürecin faşist mevzisi buradan kuruluyor çünkü.
 
80 yıllık ‘üstün-tek millet’ kimliğinin yaşadığı kriz, son kertede kuracağı en geniş cepheyle bütün hünerlerini göstermeden geri çekilmeyecek kuşkusuz…
 
Bütün farklı görünümlerine karşın, iktidardan muhalefete çok derin kökleri olan bir ‘inkâr’ yapılanması ve ona dair oluşturulmuş, toplumun hücrelerine sindirilmiş bir ‘ruh’tan söz ediyoruz çünkü…
 
“Yeni CHP” örneği ortada işte…
 
PKK lideriyle yapılan görüşmelere ilk başta “kredi açıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu’nun ve ‘yeni CHP’ denilenin bugün geldiği nokta, bu ‘ruh’un, mevzilerini nasıl da kıskançca sahiplendiğini de gösteriyor…
 
Birgül Güler Ayman’ın “artık saldıracağız” mealindeki o malûm konuşmasından sonra gerçekten de saldırıya geçildi!
 
Öğmenler, Anadollar, Mengüler yeniden sökün etti televizyon ekranlarına… Sonra Baykal, partisinin ebedi-ezeli sahibi rolüyle geçti kürsü başına ve ‘parola’nın altını çizdi: “Türklük vurgusunu Anayasadan çıkarmaya çalışıyorlar… Egemenlik Türk milletinde olmayacaksa kimde olacak? Etnik kimliklere egemenlik verilemez!...”
 
Tüyler diken diken olmuş, soruluyor:
Egemenlik ‘Türk milleti’nde olmayacaksa kimde olacak?!
 
Cumhuriyet Halk Partisi, adındaki ‘Halk’ın, egemenliğin de sahibi olabileceği olasılığını ‘teorik’ olarak bile kabul edemiyor…
 
İlle de ‘tek ve üstün millet’!
 
CHP’deki ‘Türkçü’ taarruz, önce parti içineydi elbette…
 
Başta Kılıçdaroğlu hemen hizaya çekildi… İddia ettiği ‘Yeni CHP’nin kodlarını silip süpüren Baykal’ın konuşmasına selam durdu, şaşkınca…
 
Sonrasında da tekrarlayıp durdu bu konuşmanın ana başlıklarını:
“Anayasamızın başlangıcında ‘Türk Milleti’nin kalmasını isteriz. Çünkü bu kavram bir devleti yücelten kavramdır. Biz bir milletiz. Anayasamızın başlangıç bölümünde görkemli bir şekilde yer alması lazım…”
 
‘Yeni CHP’nize ve Kılıçdaroğlu’na ‘geçmiş olsun’ demek lazım herhalde!
 
Şarkıdaki gibi; “Bir rüyaydı geldi geçti”!
 
Anayasa ve Kürt sorununa çözüm tartışılıyor ve Kılıçdaroğlu “devleti yücelttiği için” “görkemli bir şekilde” vurgulanmasını istiyor ‘Türk milleti’nin!
 
Ve yine, tam da bu yazının yazıldığı saatlerde BDP heyetinin İmralı’daki yaptığı görüşme sürerken, şunları duyuyoruz ‘Yeni CHP’nin Başkanından: “İktidarda olsak biz görüşmezdik, çünkü çözüm yeri parlamentodur…”!
 
İpe un serme dedikleri tam da bu olsa gerek.
 
“Kredi tanıyoruz”dan döndük mü yine “devlet teröristle görüşmez” provokatörlüğüne…
 
Öcalan’la niye görüşülsün değil mi; Birgül Güler, Süheyl Batum, olmazsa ‘sakin güç’ Emine Ülker, “Bu devletin teslim alındığını hissettiğimiz an mücadelemizin şeklinin değişeceğinden kimse kuşku duymasın” diyen MHP’li Adnan Çirkin ve dahi AKP’li herhangi bir “milliyetçi-muhafazakar demokrattan” oluşturulmuş bir ‘komisyon’la Meclis’te çözülmez miydi sanki?!
 
Sinop ve Samsun’da HDK heyetine yapılan linç girişimi sürerken daha, yaptıkları ilk grup toplantısını “şehit aileleri ve gazilerle” birlikte yapmak da yeterince manidar değil miydi zaten? Faşist linçe dair tek kelime çıkmıyor ağzından Kılıçdaroğlu’nun.
 
Çıkmıyor da ne oluyor? Kapıldığı Baykalcılık anaforunda kendisiyle birlikte ‘yeni CHP’ iddiasını da daha bir likidite ediyor, çözüyor, etkisizleşiyor; siyaset denkleminden daha bir hesap dışı kalıyor.
 
 Bir kez daha, geçmiş olsun!
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...