08 Aralık 2012 11:11

Başbakanı anla(ma)ma!

Başbakanı anla(ma)ma!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İddia o ki, Maya takvimine göre 21 Aralık’ta kıyamet kopacakmış. Durum fena yani. Neyse ki, Diyanet İşleri Başkanı “Hurafelere inanmayın” diye bir açıklama yaptı da  rahat bir nefes alabildik! Şimdilik bir sorun yok; dünya, en azından Diyanet İşleri’nden yapılacak yeni bir açıklamaya kadar kurtulmuş görünüyor.
Dünya kurtuldu da, biz kurtulabiliyor muyuz?
Bakın İdris Naim yine konuşmuş işte: “Teröristler de nihayetinde ve başlangıcında birer insandırlar…” ! Nasıl açıklamalı şimdi bunu? “Nihayetinde ve başlangıcında” vurgularını nasıl yorumlamalı mesela? Bir ‘terörist’ ancak “başlangıcında” (yani doğarken) ve “nihayetinde” yani (öldükten sonra) insan sayılabilir mi demek istemiş İNŞ? Çok mu fesatız, hayra mı yoralım? İdris Naim Şahin bile “teröristler de insandır” diyorsa Hükümet’in güvercin olup uçması yakın demektir mi diyelim yoksa? Ki, sürüsüne bereket, diyen çok zaten…
Her ne kadar İNŞ’nin sözlerinden keramet aramak, ancak Diyanet’in ‘hurafeden’ şikayeti kadar inandırıcı olabilirse de, inanalım gitsin. De, İNŞ’nin aslını nereye koyacağız peki? O bir kopyadır zira, Başbakan’ının kopyası. Dedik ya, Diyanet İşleri Başkanı’nın fetvasına inanarak kıyametten korkmayacağız. Ama işte onun da, İNŞ’nin de amiri Başbakan’ın fetvalarıyla da adım adım örülen bir başka ‘kıyametten’ kim koruyacak bizi?
Şu vaaza bakar mısınız: “Terör örgütünün nasıl bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Eninde sonunda Allah’ın hesabı galip gelecek…”  !
Sonra da; “Daha ne istiyorsunuz, neyiniz eksik? Batı’da olup da sende olmayan ne?” diye “Kürt kardeşine” gösterilen sıcak alaka!
Ülkenin gerçekten de can alıcı sorununa önerilen çözüm bab’ında söylüyor bunları. Şeytan dürtüyor ve insanın sorası geliyor işte: Malum, haberli habersiz herkesi AKP’ye üye yapıyorlar ya, “sümme haşa” Allah’ı da mı AKP’ye üye yaptınız yoksa? Allah’ın ‘planını’ açıklamak sana mı kaldı, nedir bu elçi rolleri, halifeliğe mi başladın hünkârım?!
Biz bu “şeytani” sorularla oyalanırken, sitem edilen o “Kürt kardeşi” de, “Batı’da olup da sende olmayan ne?” sorusunu tersinden okuyup, “Batı’da olmayıp da bende olan “fazlalıkları” istemiyorum” diye yanıtlamakla meşgul! Kimliksizliği, anadilsizliği, üzerime boca ettiğin savaşı, siyasi ve askeri bilimum operasyonları istemiyorum deyip Roboski’yi hatırlatmakta… Kendisine bu dünyada ve her gün reva görülen ‘kıyamete’ razı olmadığını söylemekte...
Ama heyhat, bizler, onlar, herkesler Başbakanı anlayamıyoruz bir türlü. Onun “şeyinde” inci arayıcıların önde gidenlerinden biri, ünlü Mehmet Metiner de bunu söylemiş: “Türkiye’nin en büyük sorunu, sayın Başbakanımızı anlamama sorunudur…” ! Halimize yanalım, anlayamıyor muşuz! Başbakan idam mı diyor, yok o Öcalan’ı kastetmemiştir… Kürt vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını mı istiyor, yok bu sadece BDP’liler için istenmemiştir… Anadilde savunma 2013’e mi ötelenmiş, yok, gündemi yoğunmuş, Meclis rahatlasınmış! (Evet, hala savunmaları bile alınamayan KCK tutukluları da içerde kalmaya devam etsin, yeter ki Meclis rahatlasın!)
Oysa bu ‘pinokyo’lar boşuna yoruluyor artık. ‘Statüko mağdurluğu’ bitti ve MHP’nin argümanlarını, daha güçlü bir dini ve toplumsal güç dayanağıyla birlikte, kendisi için daha hesaplı görüyor Başbakan. Demokrasi demogojisine nokta! Şundan emin olalım: Başbakan’ın ağzından çıkan ve en küçük bir ‘iyi niyet’ kaygısı barındıran hiçbir sözüne inanmamak gerekiyor. “Başbakan’ı anlama kılavuzu”nun ilk maddesi budur. İyi niyet ve olumluluk içerenler dışındaki bütün sözlerine ise “gönül rahatlığıyla” inanalım! Küfürbazlığı, tehditkârlığı, tahammülsüzlüğü, gaddarlığı, saldırganlığı, şiddeti, tekçiliği, Türkçülüğü, İslamcılığı, Sünni dayatmacılığı, ve elbette patron seviciliği, vs..vs.. Neyse odur. Hepsi gerçeğidir Başbakan’ın. Milim yalanı yoktur. Söyleminin matematiği budur. Yok, asıl anlatmak istediği şudur, budur diyen ‘tercümeciler’ tahrif ediyorlar aslında. Nitekim O da her fırsatta bu türü boşa düşürmüyor mu zaten. Düşürüyor da ne oluyor; boşlukta dolanıp duran bu iliştirilmiş cinsinin boşa düşmekten utanması mümkün mü? “Durmak yok yola devam” yani!..

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...