16 Kasım 2012 11:23

Küçüldükçe büyümek

Küçüldükçe büyümek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz yüzyılın en önemli buluşu nedir sorusunu elektronikten anlayan herhangi birine sorduğunuzda alacağınız cevap büyük olasılıkla transistör olacaktır. Günümüz elektronik devrelerinin en önemli yapı taşı olan Transistör; John Bardeen, William Shockley ve Walter Brattain’in, başta radyo ve televizyonlar olmak üzere dönemin elektrikli aletlerinde fazlasıyla geniş yer kaplayan ve oldukça fazla güç tüketen vakum tüplerinin yerine çok daha az güç tüketen, daha dayanıklı ve daha az yer kaplayan bir devre elemanı üretme çabalarının sonucunda ortaya çıktı. 65 yıl önce bugün, 17 Aralık 1947’de çalışmalarını Bell Laboratuvarları’nda yürüten Bardeen, Shockley ve Brattain dünyanın ilk transistörünü geliştirdi. Üçlü, 30 Haziran 1948’de düzenledikleri basın toplantısında, dünyaya sadece transistörün büyük ölçekli bir modelini sunmakla kalmayıp, vakum tüpleri yerine transistörlerle çalışan bir televizyon ve radyoyu da sundular. Bu ilk sunumun ardından elektronikte oldukça hızlı bir gelişme süreci başladı: 1952’de ilk transistörlü radyo piyasaya sürüldü. 1954’te transistörün seri üretimi için oksit maskeleme tekniği geliştirildi. Elektroniğin bu temel yapı taşını icat eden William Shockley, John Bardeen ve Walter Brattain 1956’da “yarı iletkenler üzerine araştırmaları ve transistörün icadı” nedeni ile Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldüler. 1958’de günümüz mikroçiplerinin atası ilk entegre devre duyuruldu. 1960’lara gelindiğinde transistör ve yarı-iletken endüstrisi 1 milyar dolarlık dev bir sektör haline gelmişti.
Transistörün icat edildiği 40’lı yıllar bilgisayarların da ilk yıllarıydı. 1946’da ENIAC vakum tüplü ilk bilgisayar olarak tarihe geçti. 17468 vakum tüpü içeren ENIAC, 63 metrekare yer kaplıyordu ve sadece askeriyenin balistik hesaplamaları için kullanılıyordu. Bir rivayete göre ENIAC çalıştırıldığı zaman güç tüketiminden dolayı şehrin ışıkları soluklaşıyordu. Herhalde o zamanlar ENIAC’ı bilen hiç kimse, hatta transistörü icat edenler bile bilgisayarların bugünkü kadar küçülebileceğine inanamazdı. Ancak transistör bu dev canavarlarda da ciddi değişimlere neden oldu. 1953’te ilk transistörlü bilgisayar çalışmaya başladı. 60’ların sonlarına doğru ise Hewlett Packard’ın 911A modeli hesap makinesi ile ilk kez kişisel bilgisayar(PC, Personal Computer) kavramı gündeme geldi. İlk mikro işlemci olan 2300 transistörlü 4004 serisi 1971’de üretildiğinde artık birkaç santimetre karelik bir alana ENIAC’ın gücünü sığdırmak mümkündü. transistörün ve dolayısıyla elektroniğin gelişimi hızını artırarak sürdürdü: 1978’de 8086 işlemci ile 29 bin, 1982’de 80286 işlemci ile 134 bin, 1989’da 80486 işlemci ile 1.2 milyon, 1997’de Pentium II işlemci ile 3.3 milyon, 1999’da Pentium III işlemci ile 9.5 milyon ve 2000’de ilk Pentium4 işlemciler ile 42 milyon transistör birkaç santimetre kareye sığdırıldı. Günümüzün modern işlemcilerinin transistör sayıları artık milyarlarla ölçülüyor.
Transistörün icadı ve hızlı gelişimi, Facit gibi mekanik-analog cihazların rafa kalkmasına ve yerlerini daha küçük, daha kullanışlı ve daha az güç tüketen cihazlara bırakmalarına yol açtı. Hesap makinesinden cep telefonuna, televizyondan bilgisayara, bugün kullandığımız tüm elektronik aletler transistör ile mümkün oldu.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...