17 Mart 2012 10:56

Kürt baharından Newroz selamı!

Kürt baharından Newroz selamı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

2 bin 200 yıllık bir destandan ilham  alan bir ‘yeniden diriliş’ serüveni…
Her dem tazelenerek soluk soluğa yaşanan bir diriliş destanı…
Günün toplumsal koşullarından aldığı renklerle boyutlanıp folklorik kostümlerinden taşan, hayatla bağı içerisinde yeniden üretilen bir destan…
Demirci Kawa ateş meşalesiyle insanları “yeni güne”, özgürlüğe çağırmıştır ya destanda…
Tam da siyasetin başladığı nokta değil midir bu?
Ki, siyasi bir destandır artık Newroz !
Newroz’u, bir “eski söylence” olmaktan çıkarıp bugünün güncel siyasetinin ortasına düğümleyen de, onu yaşatan kaynakların, yani özgürlük ve özgürlüğe çağrı ihtiyacının kendisidir zaten.
Artık folklorik boyut, güncel siyasal boyuta ayak uydurmakta, bu uyumdan ise yaşayan ve yaşanan bir ‘geçmiş’ ve ‘bugün’ bütünlüğü yansımaktadır.
Sonuçta; bir halkın, bir ulusun yeniden dirilişinin, varlığını teyit et(tir)me uğraşının arenası olmuştur Kürtlerin Newroz’u…
Direnişin ve özgürlük arayışının en yoğunlaşmış ve en kolektif haliyle dışa vurulduğu mücadele günü...
Kürtlerin Newroz’unu diğer bahar bayramlarından ayıran özellik de budur işte:
Newroz Kürdün “varım” dediği gündür!
‘Kürt baharı’ da budur işte!
***
Evet, Newroz günlerindeyiz yine…
‘İspat’ ile ‘inkar’ın mücadelesi sürmekte, bütün amansızlığıyla ...
‘İspat’ın referansı, Demirci Kawa’dan bugüne uzanan devrimci damardır…
Ve bütün o ıvır zıvır tanımış gibi yapmalara karşın halen Kürdü yok sayan inkâr sisteminin, Kürt sorununun çözümünden anladığı da işte bu tepeden tırnağa örgütlü halk damarının kurutulmasıdır.
Bunun içindir ki, yıllar yılı, atılmamış takla, yapılmamış soytarılık kalmamıştır…
“Nevruz bizimdir” diyerek yapılan yumurta tokuşturma şaklabanlıklarından, renkleri, harfleri yasaklamaya kadar; ne isterseniz var bu aptallıklar listesinde…
***
Namı diğer, ‘Kürt açılımı’ da böyleydi.
Kürt sorununun çözümü adına, örgütlü Kürdün çözülerek tasfiye edilmesi murad edildi…
‘Açılım ve Demokratikleşme” gürültüsünden Kürtlerin payına düşen belliydi:
Siyaset yasakları, kelepçeler, ‘savaş esiri’ çocuklar…
Ve Roboski…
AKP’nin ‘açılım’ı, Kürdü siyasetten ve dahi sokaklardan tasfiye etme operasyonuydu…
Tutmadı!
Şu son Newroz yasağından belli olmuyor mu zaten?
“Belini kırdık, sokağa çıkamıyorlar artık” yalanı üzerine kurdukları kurgunun paramparça olacağını bildiklerindendir, ‘yasak’tan medet ummaları…
Hükümetine bu kadar yakışan, dünyanın en numune İçişleri Bakanı İ.N.Ş.’nin gerekçesi şuymuş:
“Bayramlar gününde kutlanmalıdır, 21 Mart’ın istismarına izin vermeyeceğiz”!
Sevsinler sizin hassasiyetinizi!
Rezil gerekçeye bakar mısınız; pervasızlık, sorumsuzluk, buyurganlık, gözü karalık diz boyu…
Evet, maksat sokağa çıkarmamak olunca, saçmalıklardan gerekçe türetmeye sınır konamıyor işte…
Ve frensiz kalmış AKP, bu haddini bilmezlikle, halkla oyun oynamaya kalkışıyor…
Tüccar hesaplarıyla oyalanıyor, Newroz kitlesini üç beş azaltmayı politika belliyor…
Savaşa koşuyor, savaşı dayatıyor…
Budandıkça gürleşen şu sesi duymuyor, anlamazlıktan geliyor:
Barış istiyoruz ama savaşla da asla yenemezsiniz…
Çözebilecekseniz Kürt sorununu çözün, bizi çözemezsiniz...
Her dem Newrozlarla tazelenmiş birliğimizi, gücümüzü görmekten korkuyorsunuz…
Direnen Kürt bunu söylüyor işte...
Yasak masak dinlemez…
Direnen insanın sesi bu...
***
Yasak kararı üzerine Amed’den konuşan Aslı Pasinli isimli bir öğrenci de işte bu sesi dillendirmekte:
“Gece bizim, sokak bizim, güneş bizim, ateş bizim ve Newroz bizim bayramımızdır”!
Evet, bugün ateş Kürtlerin ve tüm ezilenlerin elinde, yüzünde, gözlerindedir…
Newroz ateşidir…
Başka ateşlere benzemez…
Ne Sivas’ta aydınları yakan kontra-yobazın ateşi; ne Esenyurt’ta inşaat işçilerini kavuran üç kuruşluk kalpazan sermayenin ateşi…
Kütahya Emet’te linç edilerek kovulan Kürt işçilerin çadırlarını yakan ırkçı ateşten de değildir… (Ki yeri gelmişken; evet onlar da işçiydi, bil cümle sendikal harekete duyurulur!)  
Kardeşliğe, barışa, özgürlüğe ve mücadeleye çağrı ateşidir Newroz.
Kürt baharından Türkiye baharına selamdır!
Newroz yasağı mı dediniz?
Hayatın karanlık, uğursuz stratejilere uyma mecburiyeti nerede görülmüş ki?
Her Newroz, “yasaklı” renklerden bayraklarla, “yasa dışı” sloganlarla ülke tarihinin en kitlesel gösterilerini bu yüzden yaratmadı mı zaten.
Bin selam Newroz’a…
Pîroz be!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...