11 Aralık 2014 13:21

Eğitimi şurasından burasından çekiştiriyorlar

Eğitim öğretimde sorunların kaynağı eğitimi piyasaya açarak niteliksizleştiren, ezberci, gerici, ırkçı ve cinsiyetçi bir eğitimde ısrar eden AKP Hükümetidir

Paylaş

Yaklaşık bir haftadır en önemli gündemlerimizden birisi şuralar. Bu şura ya da şu şura demedik dikkat ederseniz çünkü şuraların biri bitiyor diğeri başlıyor. Bini bir para yani. Her ne kadar peş peşe gelen şuraların ismi farklı olsa da niyetleri aynı. Eğitimde niteliği arttırmak, kadro sorununu çözmek, eğitimcilerin yaşam standartlarını yükseltmek, parasız ve bilimsel bir eğitim sağlamak, ataması yapılmayan öğretmenlerin atamalarının yapılması vb! yok yok, elbette ki bunlar değil toplanan şuraların kaygısı. Hatta en özet haliyle bunların tam tersi. Milli Eğitim ön adıyla başlayan şura ile din ön adıyla başlayan şura arasında tencere kapak ilişkisi olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Henüz toplantının başında Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Ana okulundan başlayarak bir hayat tarzı” diyerek toplantının gidişatını belirlemiş, şuranın niyetine dair tahminde bulunmak isteyenleri boşa düşürmüştür. Daha öncesinden defalarca dillendirdiği ‘kindar ve dindar nesiller’ yetiştirmenin başka yolu yok zira.

İLK DEĞİL, SON OLMAYACAK

Daha önceki marifetlerini bir kenara bırakalım, 4+4+4 eğitim sisteminin hayata geçirilmesi sermayenin çıkarlarının eksiksiz karşılanması ve hayalini kurdukları toplumsal yaşamın inşası için her şeyi gözden çıkarabilecekleri; toplumun çıkarları ve taleplerinin bunlar karşısında hiçbir değer taşımadığının kanıtları oldular. Bu şura toplantısında karar altına alınan ya da bir şekilde toplantının gündemine gelip karar alma süreci bir başka zamana ertelenen hemen bütün konular daha önce de şu ya da bu şekilde Cumhurbaşkanı, Başbakan, kabine üyeleri ya da AKP’li bir zevat tarafından dillendirilmişti. Kuşkusuz bu başlıkların tek tek gündeme getirilmesi toplu halde karşımıza çıkarılması kadar etki yapmıyordu!

Okul öncesi eğitimde din dersinin verilmesi, zorunlu ve seçmeli din derslerinin saatlerinin arttırılması, ortaokul öğrencilerine hafızlık için iki yıl okul izni verilmesi gibi kararlar laisizme yönelik yeni saldırıların habercisidir demek gerek elbette. Fakat bu gidişle kısa bir süre sonra laisizme dair bir tehlikeden bahsetmeyeceğiz, zira kalıntıları bile AKP tarafından hedef alınmış durumda.

ŞANSLI SAYILIRIZ!

21. yüzyılda eğitimdeki başarısızlığı okulların altyapı-kadro-müfredat yetersizliğinde aramayanlar, ‘kızlı-erkekli’ eğitimi başarısızlığın bir parçası gibi görüp yok etmek istiyorlar. İlkokullarda kız ve erkek çocukların farklı okullarda eğitim görmelerini isteyecek kadar pervasızlar. Ama öyle demeyelim, söylediklerini bir teoriye dayandırmayı da ihmal etmiyorlar! Kafalarındaki bütün sapkınlıkları toplumun genel eğilimi gibi sunmakta azımsanmayacak düzeyde başarılılar.

Dertleri düşünmeyen, sorgulamayan, biat eden bir gençlik yaratmak. 12 senelik iktidarları boyunca topluma göstermedikleri demokrasiyi ve insan haklarını yeni nesiller baştan hiç bilmesin diye olacak ki, demokrasi ve insan hakları dersini müfredattan çıkarma kararı almışlar. Fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilimler müfredattan çıkarılmadığı için kendimizi şanslı mı hissetmeliyiz.

TEZ CEDDİMİZİN DİLİ ÖĞRENİLE

Sayısı ve saati giderek artan din derslerine karşın başta Aleviler olmak üzere farklı inanç gruplarının eşitlik isteği yok sayılıyor. Dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz bahanesiyle Osmanlıca’yı zorunlu hale getirirlerken, başta milyonlarca Kürt olmak üzere farklı kimliklerden insanlarımızın ana dilinde eğitim hakkına kulak tıkamaya devam ediyorlar. “Benim başörtülü bacılarıma” diye başlayan cümlelerin sıfatları hiç değişmedi. Ne AİHM’in kararları ne de milyonlarca insanın sokaklara çıkışı değiştirdi bunları. Osmanlıca dersi konusunda yeterli desteği bulamayınca etrafına çemkirmeye başladı yine Cumhurbaşkanı. Tellallarla dört bir yana haber etti. Tez ceddimizin dili öğrenile, bu zenginlikten faydalanıla.
Kadın-erkek eşitliğini biyolojik eşitsizliğe indirgeyip ‘fıtrat’ dışı görenler; yüzlerce kadının öldürüldüğü, tecavüze uğradığı ülkemizde politikalarına uygun bir şekilde toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin müfredata eklenmesini de kabul etmiyor.

ESKİSİ KADAR ZAMAN YOK

Parası olanın düdüğü çaldığı, özel okulların teşvik edildiği, yoksul çocukların ise İstanbul, Ankara gibi kentlerde dahi konteynerlerde eğitim gördüğü bir ortam sunuluyor bize. Kendi çocuklarını sıfırlayamadıkları paralarla yurtdışında-yurtiçinde kolejlerde, özel okullarda okutanlar; halkın evlatlarına imam hatipleri, meslek liselerini uygun görüyor. Getirilen mülakat sınavını da unutmayalım. Artık hangisinin çocuğu bir üst kademeye atansın diye birbirlerini yiyecekleri bir noktaya geliyoruz. Neyse ki bu nedenlerden dolayı bizim ağzımızın tadı kaçmıyor, azıcık aşım kaygısız başım idare ediyoruz. Hamdolsun!

Eğitim öğretimde sorunların kaynağı eğitimi piyasaya açarak niteliksizleştiren, ezberci, gerici, ırkçı ve cinsiyetçi bir eğitimde ısrar eden AKP Hükümetidir. Bugün; gerçek bir laiklik, bilimsel, demokratik, ana dilinde eğitim her zamankinden daha fazla mücadeleyi gerektiriyor. Bu talepleri savunanların yine bu talepler etrafında toplanması için eskisi kadar zamanı yok.

ÖNCEKİ HABER

Rota

SONRAKİ HABER

MEB şurasını protesto eden gençler gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...