07 Aralık 2014 05:22

Aslında sorun sende değil bizde sevgili TÜİK…

Meğer zenginmişiz’ diye yorumlamak gerekiyor” diyor TÜİK Başkanı Birol Aydemir, milli gelir hesaplama yönteminin ‘revize’ edilmesi ile kişi başına milli gelirimizin 1000 ila 2000 dolar civarında fazla çıkması durumunu kastederek… Hızını alamadığından olsa gerek, devam ediyor: İstanbul’daki araçlar İngiltere’den daha lüks!

Paylaş

Ömer Furkan ÖZDEMİR

'Meğer zenginmişiz’ diye yorumlamak gerekiyor” diyor TÜİK Başkanı Birol Aydemir, milli gelir hesaplama yönteminin ‘revize’ edilmesi ile kişi başına milli gelirimizin 1000 ila 2000 dolar civarında fazla çıkması durumunu kastederek… Hızını alamadığından olsa gerek, devam ediyor: İstanbul’daki araçlar İngiltere’den daha lüks!

İşgücü istatistiklerinden tutalım da enflasyon istatistiklerine hatta sektörel istatistiklere kadar hangisinden tutsak elimizde kalan TÜİK’in başkanı, ellerindeki verilerle aslında ülke olarak ne kadar zengin olduğumuzu gördüklerini ama ispatlayamadıklarını söylüyor!

Hangisine yansak bilemiyoruz tabii: gördüklerimize mi? duyduklarımıza mı? göremediklerimize mi? yoksa duyamadıklarımıza mı? En iyisi, sevgili TÜİK’i kırmadan incitmeden bazı şeyleri anlatmak gerektiğini düşünüyoruz ve devam ediyoruz:

Sevgili TÜİK, hemen baştan şunu söyleyelim: biz sana inanırız inanmasına da “koşullar” buna müsait değil! İnan durum öyle! Mesela sevgili TÜİK…

Tarım ve hayvancılık ile ilgili art arda çıkan yasalar sonrası toprağını işleyemez hale gelen ve tek seçenek olarak önüne sunulan maden ocaklarında ölüm pahasına çalışmak zorunda kalan Somalı madencilere anlatamıyoruz ne kadar zengin olduğumuzu!

Konya’da penceresi kırık bir evde soğuktan donarak ölen bebeğin (tekrar tekrar söylemek gerekiyor: penceresi kırık bir evde soğuktan donarak ölen bebeğin!) annesine de anlatamıyoruz işte ne kadar zengin olduğumuzu!

Anlatamıyoruz, başka bir geçim olanağı olmadığı için mayınlı arazilerden geçmeyi göze alarak “kaçakçılık” yapan ve sonra “milli güvenlik” için tepelerine bomba yağdırılan Roboskîli yurttaşların ailelerine, İngiltere’den daha lüks araçlarımız olduğunu!

8 saatlik işgünü nedir hiç görmemiş, her gün ama her gün zorunlu ek mesaiye kalan; ve eğer fazla çalışma ücretini alabiliyorsa, aslında çoğu zaman gönüllü olarak ek mesaiye kalan, asgari ücretle çalışan milyonlarca emekçiye ne kadar zengin olduğumuzu, ABD’deki yoksullar ortak çamaşır makinesi kullanırlarken, bizim hepimizin evlerinde çamaşır makinesi olduğunu, bunun da ne kadar zengin olduğumuzun en önemli göstergesi olduğunu anlatamıyoruz bir türlü!

Nasıl oluyor deme lütfen ama hiçbir “iş güvenliği” önlemine uyulmayan inşaatlarda her gün ölüm tehlikesiyle çalışan, ölen işçilere de anlatamıyoruz ne kadar zengin olduğumuzu!

Belki tuhafına gidecek sevgili TÜİK ama Memur-Sen’in muazzam başarısı ile 2014 başında 120 lira zam almış olan memurlara, öğretmenlere, akademisyenlere bile “artık ek iş yapmayın, bakın ne kadar da zenginiz” diyemiyoruz inan!

Yani aslında sevgili TÜİK, sorun sende değil inan, sorun bizde!

Meğer ne kadar zenginmişiz ama anlamak istemiyoruz, anlayanlarımız da anlatamıyor işte!
Son olarak sevgili TÜİK, biraz açık ve sert olacak ama başka türlü söylemenin bir yolu yok: Bir zahmet git sen bu ülkeden, seni anlayacak başkaları mutlaka vardır!

Git kendini yıktırmadan!

ÖNCEKİ HABER

Türkiye Revizyon Kurumu

SONRAKİ HABER

Ayılarla dans

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...