06 Aralık 2014 13:52

Barak ne yana düşer, Vatan ne yana düşer

Toplumları derinden etkileyen olayları kadının gözüyle değerlendirmiyorsanız eksik değerlendirmiş olursunuz. Kadınlar öyle uzun uzun analizler yapmazlar. Yapamadıklarından da değil, hissettikleri derin acı, kuru kuru bir analizden ötedir de ondan.

Paylaş

Kader BAYRAM
Bunun en güzel örneği Cumartesi Annelerinden Berfo Ana’dır. Herkes durumu değerlendirir ama Berfo Ana’nın yaşadığı derin acıyı anlatan sözlerinin üzerine söylenecek söz kalmaz. Ülkemizi derinden etkileyen 6-7 Ekim Kobanê’yle dayanışma eylemleri de böyledir. Antep’te yaşanan eylemlerin ve 5 ölümün olduğu Vatan ve Barak mahallelerindeki olayların üzerinden 1 ay geçti. Bu mahallelerde yaşayan kadınlar ne düşünüyor? Ne hissettiler? Bu iki mahalle neyi temsil ediyor?  

AYNI TEPENİN İKİ YAKASI
İki mahalle de işçi, emekçi mahallesi. Barak mahallesi, Perilikaya Mahallesinin büyümesiyle oradan ayrılan bir mahalle. Özellikle Barak ovasındaki köylerde geçim her geçen gün zorlaştıkça, daha güzel bir hayat hayaliyle gelip özellikle Ünaldı dokuma tezgahlarına yakın tepenin eteklerine kurulmuş, yüzde seksenini de Barak Türkmenlerinin oluşturduğu bir mahalle.
Vatan mahallesi, başta Urfa’nın Suruç, Birecik ilçesinden aynı kaygılarla gelip yerleştiği bir mahalle. Daha sonraları özellikle Siirt, Şırnak ve Van’dan boşaltılan köyleri, yasaklanan yayla ve meraları daha çok güvenlik gerekçesiyle terk etmek zorunda kalanların, bir lokma ekmek bulma kaygısıyla yollara düşenlerin mekânı. Bu mahalle de yine aynı tepenin diğer yakası.
İşçi mahallesi olması nedeniyle Barak şehrin ötekisi, Vatan ise Barak’ın da ötekisi durumunda. Oysa her iki mahalle belediyeden en son hizmet alır. Her iki mahallenin kadınları da tek gözlü evlerde, foseptik çukurlardan sızan lağam sularının ıslattığı sokaklarında oynayan çocuklarını temizlemek için kovalarla su taşıdılar. Vatandaki kadınlar diyar diyar gezip mevsimlik tarım işçiliği yaptılar. Baraktakiler şimdilerde beton yığınına dönen yanı başındaki bahçelerde nane soğan, maydanoz toplayarak sağlıklarını toprağa bıraktılar. Aynı yaşama sahip olan bu iki mahalleden biri Türkleri, diğeri Kürtleri temsil eder.

IŞİD’E LANET OLSUN
Peki Vatan mahallesinde daha önce hiç eylem olmadı mı, diye sorarsanız, elbette oluyordu. Bu eylemler daha çok Kürtleri yoğun olduğu Fırat, Güzel Vadi, Vatan ve Ocaklar mahallelerinde olduğundan kimse rahatsız değildi.
Hükümetin başta Kürtleri ve insan olan herkesi derinden etkileyen Kobanê ile ilgili almış olduğu tutum, “Kobanê düştü düşecek” sözleri öfkeyi Barak ve Ocaklar Mahallesini ayıran caddeye taşınca işler değişti. Bunu halkları birbirine düşürmenin fırsatı olarak görenler, insanların en zayıf noktasından kışkırttılar. “Okullar yakıldı, okullara bomba atıldı” diyerek Barak’taki halk tedirğin edildi. Kadınlar can havliyle okullara koştular. “Çocuklarımızdan ne istiyorlar? Gitsinler eylemlerini Vatan’da yapsınlar. Hem Kobanê’den bize ne?” feryatları yükseldi.
Oysa daha üç gün öncesine kadar evindeki yağını, bulgurunu IŞİD’in zulmüne uğrayan Şengallilerle dayanışmak için paylaşmaya çabalıyorlardı. Camlar kırıldı, zarar gördük diye ‘Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik’ ruhuyla kılıçlar, silahlar, kalaslar kuşanıp polisin eşliğinde Vatan’a doğru yürüyüşe geçenleri gören bir kadın soruyor: “Kürtlerin üzerine o kadar gaz bombası atıldı ki koca mahalle gaz bulutu içinde kaldı. Elinde silahla, kılıçla yollara düşenlere hiçbir şey yapmadılar. Müdahale etselerdi bugün beş can toprak altında olmazdı. Kobanê için toplanan yardımlar yanmazdı.”
Ölenlerin ikisi kendi köyünde olan kadının kafası karışık. “Ben Baraklıyım. Öldüren biz, ölen biz, birbirimizin yüzüne bakan biz. Bu nasıl bir iş anlamadım. O IŞİD’in Allah belasını versin. Kadınları satıyor, kafa kesiyor. Sınırımızın dışında Kürtler bunlarla savaşıyor da bizim mahalle niye karıştı?”
“Kime inanacağımızı şaşırdık” diyeni, IŞİD ile Kürtler arasında gidip geleni, “bu Kürtler hiç akıllı durmaz” diyeni... Söylenen her resmi söylem karşılığını buluyor Barak’ta. Önceden içten içe söylenen her kötü söz daha açıktan söylenir oldu.

NEFRET DUVARINI KADINLAR KIRACAK
Kürt kadınlarında kırılma daha derin. Sokağındaki komşu kadının acısına saygı dumadığını söylüyor. Bırak erkekleri kadınlara yapılan zulüm için karşı çıkmalıyız diyor. Yanan yardımlar değil insanlığımızdı bizim.  Gözleri dönmüştü. Bütün kiniyle evlerimize saldırdılar. Evlerimizi hedef alarak silahları sıktılar.          
Devletin de kışkırttığı gizli milliyetçiliğe rağmen Barak mahallesinde bu olaylar tüm mahallenin refleksi değildir. Özellikle polisin eşliğinde 5-6 kişinin kendi köylülerini toplayarak , halkta tedirginlik yaratarak  yaptıkları bir eylemdi. Sonucunda ölümlerin de olması Barak Mahallesindekileri de rahatsız ediyor.
Her iki mahallenin kadınları birbirini anlama noktasında düne göre daha uzak olduklarını düşünüyorlar. Oysa yanılıyorlar. Çünkü işçi servisleri önce Vatan'dan sonra Barak'tan işçileri toplar.  Her iki mahallenin kadınları eşlerini, kardeşlerini, oğullarını iliklerine kadar sömüren Başpınar Organize’ye taşıyan işçi servislerinin arkasından el salladıkça, fıstığı çatlatan çekiç darbelerinin altında parmakları ezildikçe birbirine uzak değiller. Birbirimizi görmemizi engelleyen nefret duvarını yıkma görevi de biz kadınlara düşüyor.  

ÖNCEKİ HABER

Yaşamda ve direnişte ORTAK

SONRAKİ HABER

Eşitliği unutun adalete gelin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...