5 Aralık 2014 00:52

Az gücenik az küskün

Ceylan Ertem 13 yıldır sahnelerde. Türkiye’de müziğin tam da tabiri caizse tıkandığı noktada, yeni ses ve tarzlarla alana nefes aldıran isimlerden biri o. Sadece bu da değil, kimisi için bir ‘Yıldız Tilbe’, kimisi için “müziğin Frida Kahlo”su... Ceylan Ertem ‘‘Amansız Gücenik’ adını verdiği yeni albümüyle sahnede şimdi.

Az gücenik  az küskün

Sevda AYDIN
İstanbul

Albümdeki pek çok şarkı Ertem’e ait. İlk şarkı Hırpalandı Mayıs Gezi’ye, Gezi’de öldürülenlere selamda duruyor. Albümüne verdiği isim ise Edip Cansever’in “Ben Ruhi Bey Nasılım?” şiirinden bir dizeden alıntı. Ertem,’’Amansız Gücenik’ olma halini şöyle anlatıyor; “O kelebeklerden dokunuşlar alan yaprak gibi ince olmak hali, bazen. Şiirdeki. O hassasiyeti o kadar harika anlatmış ki yine Edip Cansever. ”

13 yıldır sahnedesiniz. Anima’dan bugüne değişen çok şey vardır. 13 yılın Retrospektifi nasıl gözüküyor?
Büyüdüm, küçüldüm, korktum, cesaretlendim… Anima’daki kız çocuğunu da azarlarım hâlâ, Amansız Gücenik’deki kadınları da… Bu benim kolay kolay cevap verebileceğim bir soru değil, çok içsel. Dışarıdan değerlendirilmeli belki de. Ama yürüdüğüm yolda güzel manzaralar ile karşılaşıyorum, sanırım doğru istikametteyim.

BENİM İÇİN GÜCENİKLİĞİ EN İYİ CANSEVER ANLATTI

Edip Cansever’in “Ben Ruhi Bey Nasılım?” şiirinden bir esinleme “Amansız Gücenik”. Nasıl bir duygu albümünüze bu ismi vermenize neden oldu?
O kelebeklerden dokunuşlar alan yaprak gibi ince olmak hali, bazen. Şiirdeki. O hassasiyeti o kadar harika anlatmış ki yine Edip Cansever. Adres sorarken ya da para bozdururken hissettiğimiz o küskün, gücenik hali. Benim için gücenikliği en iyi Edip Cansever anlattı, başkası da çok zor aşabilir bu tasvirin şahaneliğini… Albümdeki kadınlar ise hep böyle. Az küskün.

ÖZGÜRLÜK DÜŞMANLARI RAHATSIZ OLUYOR

Albüm Gezi’de öldürülen insanlar için yazılmış şarkıyla açılıyor. “Hırpalandı Mayıs”ı yazarken neler hissettiniz?
O mayısı ve sonrasını yaşadık, içindeydim. Tokatlar yedik. Ne olacaktı ki? Elbette tek yapabileceğimiz sokaklara çıkıp yumruk kaldırmak, direnmek, gazdan yanmış gözlerimizi silerek bir adım daha atmak değildi. Sadece bunları yaptığımızda dahi bunca korkan ağaç, yeşil, özgürlük ve eşitlik düşmanlarının rahatsızlığı başka bir boyutta asıl şimdi başlıyor. Şimdi müzisyenler, ressamlar, oyun yazarları, yönetmenler, şairler… yaşadıklarını tarife başladı, kusmaya başladı. Hırpalandı Mayıs sadece Gezi’den ibaret değil ki zaten Gezi de sadece ‘Gezi’den ibaret değildi…

Gezi pek çok konu açısından “Hiç bir şeyin eskisi gibi” olmayacağına işaretti. Bu etki devam ediyor. Özellikle hükümetin artan baskısı, sansürler, konser iptalleri, RTÜK’ün aldığı kararlar ve ceza sistemi vs. Sizin bu konuya dair gözlemleriniz, değerlendirmeleriniz neler?
Dediğim gibi çimdiklersen beni bağırırım. Benim bağırışım bir şarkı da olabilir. O ateşi gördüler. Sansür vs. hükümet baskısı olabilir ama konser iptalleri çoğu kez mahalle baskısı oldu, müziğin susmasını tam da yanımızda olduğunu sandığımız bazı müzik dinleyicisi baskıladı, bize hakaretler yağdırdı. Bunu çok yanlış bulmuştum.Yas durumlarında bizim de içimizden ağzımızı açmak gelmedi, gelmiyor zaten. Ancak müzik bir ağıttır, bir başkaldırıdır, isyandır, marştır, belki de sadece sakinliğin, rengarenkliğin, rüzgarın dansıdır… Bunları ne çabuk unutuyoruz da müziği bir eğlence aracı olarak görüyoruz? Böyle görüp müzisyenleri susturmaya çabalıyoruz.

AŞIKLARI, OZANLARI TAKİP EDİYORUM

13 şarkıdan sekizinin sözleri size ait. Şarkı yazarlığına dair düşünceleriniz neler?
Bülent Ortaçgil, Mazhar Alanson, Aysel Gürel, Sezen Aksu, Yıldız Tilbe… gibi şarkı yazarlarının harika şarkı sözlerini dinledik yıllarca. İlham almamak mümkün değil. Türkçeyi müziğin içinde tınlatmak çok zor, ancak elbette aşıklar, ozanlar, Neşet Ertaş’lar, Aşık Mahzuni’ler, Aşık Veysel’ler… öyle laflar etmiş, öyle melodiler yazmış ki, sevgi ve saygı çok çok büyük içimde. Müthiş bir hazine var etrafta, o izleri takip etmeye, o pırıltılardan yararlanmaya çabalıyorsun…

YILDIZ ABLA ÇOK ÖNEMLİ BİR KARAKTER
 
“İlham kaynağım, dev ruh” dediğiniz Yıldız Tilbe’nin sizin için yazdığı  “Kahroloji” isimli şarkı da albümde. Tilbe’yle ilişkiniz nasıl gidiyor. Son zamanlarda sosyal medyadan paylaştıklarıyla da epey konuşuldu Tilbe.
Yıldız Tilbe’nin çok insanın rahatsız olduğu o mevzuda; insanların öldürülmesinden, ona gönderilen fotoğrafların korkunçluğundan etkilenip bu lafı ettiğini sanıyorum. İsmail Türüt karşısındaki tavrı mesela başka bir konudur… Politik olarak çok da ilgilenmemeye çalışıyorum bir çok müzisyenle açıkçası. Benim peşinde olduğum onların müzisyenlikleri, şairlikleri. Yoksa dünyada çok az müzisyeni dinleyebilirdik, aynı şekilde düşünmeye kalkarsak… Yıldız abla çok önemli bir karakter. Çok önemli bir şarkı yazarı ve paha biçilmez bir şarkıcı. Benim için bunlar yetiyor ona bağlılığımda.

Evrensel'i Takip Et